Bölüm 29

961 95 102
                                    

Sabah Songül uyandığında Güney koltuğa oturmuş telefonla konuşuyordu. "Tamam... Haber bekliyorum sizden." diyerek telefonu kapattı.

Songül'ün uyandığını farketmişti.

"Günaydın bitanem." diye gülümsedi.

Songül:

"Günaydın."

Güney:

"Ben bir şeyler atıştırdım sana da tost yaptım. Ye de çıkalım."

Songül:

"Çıkalım derken? Gidiyor muyuz?"

Güney başını olumlu anlamda salladı.

"Gidiyoruz.. ama korkma seni asla yalnız bırakmayacağım. Polis arkadaşım var onunla konuştum. Adamı araştıracaklar. O zamana kadar da bizim evde kalırız."

Songül:

"Ailen?"

Güney:

"Sen düşünme bunları." diyerek Songül'ün alnına bir öpücük kondurdu. "Hadi yemeğini ye."

**********
Yola çıkmışlardı.

Songül'ün içini bir tedirginlik sarmıştı. Bu yüzden hiç konuşmadan başını koltuğa yaslamış dışarıyı izliyordu.

Güney:

"Radyoyu açmamı ister misin?"

Songül usulca başını iki yana salladı.

Güney bir eliyle direksiyonu tutarken diğer eliyle uzanıp Songül'ün elini tuttu.

"Güzelim rahat ol biraz. Ben yanındayım."

Songül:

"Zaten ailen çok sevmedi beni. Ali de o gün çok kızgındı. Hayatta izin vermezler orada kalmama."

Güney:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güney:

"Songül orası benim de evim. Bir şey diyemezler."

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin