Bölüm 94

656 121 35
                                    

4 ay sonra

Songül iyice büyüyen karnıyla güçlükle yataktan kalkmıştı.

Güney'i banyoda bulamayınca "Güney!" diye seslenirken odadan çıkıp alt kata indi.

Güney:

"Mutfaktayım aşkım!"

Songül belini tutarak mutfağa gitti.

"Günaydın."

Güney:

"Günaydın güzelim.. Otur hadi meyve suyunu doldurayım."

Songül:

"Ellerine sağlık."

Güney:

"Afiyet olsun." diyerek Songül'ün meyve suyunu ve kendi çayını doldurup sandalyesine oturdu.

Songül yemeğini yemek yerine dalgın dalgın tabağıyla oynuyordu.

Güney:

"İyi misin güzelim?" diyerek uzanıp Songül'ün elini tuttu.

Songül dolu gözlerle başını iki yana salladı.

"Değilim... Hiçbir işe yaramıyorum. Kahvaltı hazırlamayı bırak yürüyemiyorum bile neredeyse."

Güney:

"Aşkım ne işe yaramaması? Bebeklerimizi taşıyorsun. Zaten yeterince ağır yükün var. Bırak da bunları ben yapayım."

Songül:

"Şu halime bak Güney. Sana destek olamıyorum hiç."

Güney Songül'ün eline bir öpücük kondurdu.

"Böyle düşünme... Bebeklerimiz sağlıklı doğsun, sen iyi ol yeter."

Songül burukca gülümseyerek elini karnına koydu.

"Gelsinler bir an önce... Çok heyecanlıyım."

Güney:

"Ben de öyle. Ama çok az kaldı. Her an sancıyla bağırabilirsin. Apar topar hastaneye gidebiliriz."

Songül:

"Ah!"

Güney güldü.

"Aynen böyle.."

Songül:

"G.. Güney sancı.." diyerek Güney'in elini sıktı.

BELAWhere stories live. Discover now