431.Bölüm

6.7K 605 124
                                    

'Bu Kader Maskesinin gücü mü ? Aynı bir canavar gibi.' dedi Yu Garn kendi kendisine şaşkınlıkla.

Onun haricinde Ned bile ne düşüneceğini, ne yapacağını bilemiyordu.

Hepsi yere yüzü koyun yatırılmıştı, kalkmak bir yana parmaklarını bile kımıldatamıyorlardı. Akıl almaz bir baskı onlara zarar vermese bile hareket etmelerine engel oluyordu.

Hayaletler Dağ Tanrısı Şehrinden, bir düşmanın üzerine atılır gibi sürekli 1.000 metrelik yüze atılıyordu. Hepsi onu besleyen yemekler gibi olsa da, onlara göre bu bir saldırıydı.

Maskeye giren hayalet sayısı 1,000, 10,000, 100,000 ve bir süre sonra 1.000.000 olmuştu ama devasa şehirde, nehir oluşturan hayaletlerin sayısı elbette bu kadar az değildi.

Şehrin dışından akın akın gelenler ile birlikte sayı tahmin sınrılarının ötesindeydi.

Bir anlık süre geçmişti ki, tekrar maske titremeye ve kendi etrafında delicesine dönmeye başladı.

Siyah ve beyaz yüz hatları olmayan garip yüz tekrar büyümeye başladı ve genişledi.

Her şey o kadar kısa sürede gerçekleşiyordu ki, akıl almaz bir olaydı.

Bir anda yüz 10.000 metrelik alanı kapladı, tekrar ağzını açtı ve tiz bir çığlık savurdu. Dağ aynı şekilde karşılık verdi. Gökyüzünde binlerce nokta oluşmuştu ve artmaya devam ediyordu.

Dağ titriyordu, siyah ve beyaz yüz titriyordu. Adeta büyük bir savaş için güç topluyorlardı. 

10.000 metrelik alanı saran yüz aynı anda siyah bir ışığı etrafa sardı ve bir çekim gücü oluştu. Hayaletler hızlandı ve akan nehir bir güç tarafından itiliyormuş gibi, hayalet nehir maskeye dökülmeye başladı.

Yüz bir anda tekrar büyüdü, maske akıl almaz bir hızla dönüyor ve titriyor, siyah ve beyaz duman yayıyordu.

100.000 metreye ulaştığında ise Yüz bir defa daha tiz bir çığlık savurdu.

Dağ akıl almaz bir şekilde titriyordu, sürekli olarak beyaz noktalar fırlıyordu.

Yakından bakıldığında o beyaz noktaların artık 100 metre değil, 200 metre olduğu görülebilirdi ve azalmayacakmış gibi sayılar artmaya devam ediyordu.

Maskeden bu sırada beyaz bir duman etrafa yayıldı, hayaletlerin maskeye akış hızı aynı anda on kat yükseldi.

Daha 1 dakika olmamıştı ki, 100 metrelik yüz bir defa daha katlanarak artı ve 1.000.000 metreyi kapladı.

Neredeyse şehrin 10 da biri yüz tarafından işgal edilmişti, dağ deli gibi titredi. Bir defa daha bir hayvan kükremesi duyuldu. Bu sefer dağdan siyah noktalar dışarıya atılmaya başladı fakat bu sefer figürler görünebiliyordu, onlar birer nokta yerine 500 metrelik devasa kaplanlardı. Hepsi tamamen siyah renkliydi ve bir düşmana bakar gibi 1.000.000 metrelik, siyah ve beyaz yüze bakıyorlardı.

Yüz ise gözleri olmamasına rağmen onlara kitlenmişti.

Şehrin içinde yaşayan bütün hayaletler onlara çekilirken, Kyra akıl almaz bir şeye bakar gibi bu sahneye bakıyordu. En uçuk hayallerinde bile böyle bir şeyin yaşanacağına ihtimal vermemişti. Şuan yaşanan her şey hayal sınırlarını aşıyordu, daha önce gördüğünü düşündüğü maske, gördüğünden ve bildiğinden tamamen başka bir eşyaydı. Bunu daha yüz ortaya çıkar çıkmaz fark etmişti. Yine de hareket etmek bir yana, parmağını bile sırt üstü yattığı topraktan kaldıramıyordu. 

'Bu nasıl bir şey ?' dedi anlamadığını kendi kendisine ilan ederken.

Ned ise garip bir hisle dolmaya başlamıştı, sanki içinde kabaran akıl almaz bir güç vardı. Bart bile aynı şekilde zihninde titriyordu.

ASD / 3. KİTAPWhere stories live. Discover now