439.Bölüm

7.1K 621 66
                                    

Savaşın ilk günü sona ermişti fakat savaş hala bitmiş değildi. Kıta orada duruyordu ve hala sakladığı sırlar vardı. Kana ise son derece sinirli görünüyordu.

'Çoktan sizi kullandık, artık avantajlarımızın büyük kısmını kaybettik. Prenses Pai ve siz, lütfen klanda kalın. Artık savaşta hedef haline gelebilirsiniz.' dedi Kana iki kıza baktı. İkisininde gitmek istemediği yüzlerinden anlaşılıyordu fakat o sırada Sofya hemen Kana'nın yanında belirdi.

'Kana haklı, zaten gereksiz şekilde riske girdiniz. Ned bu savaşta senin yaralandığını hatta ölmek üzere olduğunu öğrenirse düşmana gerek kalmaz. O zaten hepimizi öldürür. Ayrıca bundan sonra sadece ayak bağı olursunuz.' dedi Sofya soğuk hatta biraz acımasızdı. Bu iki kızı uzaklaştırmak için böyle görünmesi gerektiğini biliyordu.

Pai Red Dragon itiraz etmeye cesaret edemedi, 'Emredersiniz Usta...' dedi. Yun'er ise sadece başını eğdi ve 'Peki Sofya Teyze o zaman Bai ile...' dedi fakat daha lafını bile bitirmeden Sofya karşılık verdi.

'Bai'nin işi daha bitmedi. Kana onunla ilgilen ve tekrar eski haline dönmesini sağla.' dedi.  Sofya sert bir şekilde karşılık verdi ve onlara gitmelerini söyledi. Bai Mong'u arkada bırakmak istemeseler bile çaresizlerdi. 

Kana savaşta baş komutan olabilir ve orduları yönetebilirdi fakat bu sadece savaştaydı, savaş alanının dışında statüsü hala Sofya ve diğerlerinden daha gerideydi ayrıca o sadece bir formasyonun bilinciydi, nasıl olur da Nedin yoldaşları ile denk olabilirdi ?

'Emredersiniz hanımefendi.' dedikten sonra Bai Mong ile birlikte ayrıldı.


Bu şekilde 1 gün geçti ve sonra ki gün, Kıta da bir hareketlilik mevcuttu. Kıtanın içinde, gösterişli bir sarayda, oldukça kaliteli kıyafetler giyen bir kişi, bir büyü dizisinin önünde diz çökmüştü.

'Majesteleri, rakip beklediğimizden çok daha kuvvetli, hala gizledikleri kozlar var ayrıca Dao İmparatoru seviyesinde birilerine de sahipler.' dedi Büyü dizisinin hemen içinde, 60 yaşlarında görünen, heybetli bir adam vardı, başında oldukça gösterişli bir taç ile tahtında oturuyordu. Tahtın arkasında ki flamada ise süslü altın renginde 'Lİ HANEDANI!' yazıyordu. 

Majestelerinin ifadesi duydukları karşısında öfke doluydu. Tahtın kenarını sıkarak söyledi.

'Basit bir düşük dünya ve yok edemiyor musunuz ? O çöp klanla tarikatı kullanmadın mı ?' dedi sert bir şekilde. Dao İmparatoru oldukça ürkmüş görünüyordu.

'Kullandım Majesteleri, kullandım fakat ezildiler. Çok güçlü karşı çıkıyorlar hatta yanımda getirdiğim bir Dao Kralı öldürüldü, başka birisi kolunu kaybetti. Savaş Tanrısı Tarikatı ve İlahi Kudret Klanının Dao Ölümsüzleri'nin %90'ı öldürüldü. Geriye kalanlar ise korkmuş durumda, ordunun dağılması söz konusu olmasa bile moralleri çökmüş durumda. Süpriz saldırılar orduyu kötü etkiliyor. Destek olmadan bu savaşı kazanmak...' dedi fakat Majestelerinin tuttuğu taht bir anda parçalara ayrıldı ve adam ayağa fırladı.

'Ben Li İmparatorluğunun İmparatoru, Li Qanqa, oğlumu öldüren o piçin soyunu kurutmaya, dünyasını yok etmeye yemin ettim. Sana 9. Orduyu göndereceğim fakat başarısızlığı kabul etmem. Li Qanpi'nin oğlumun intikamı alınanmazsa canını ve soyunun canını alırım Li Qarga!' 

Dao İmparatoru Li Qarga olduğu yerde titredi, karşısında Üst Boyutların en büyük gücü olan Li İmparatorluğun imparatoru vardı. Bu kişi aynı zamanda Nedin 6 yıl önce öldürdüğü Li Quanpi'nin babasıydı ve intikam isteğiyle tutuşuyordu.  

ASD / 3. KİTAPWhere stories live. Discover now