ASD / 3. KİTAP

452.Bölüm

Ses herkesi sarsmış olsa bile Ned sadece bir kaç kelime söyledi.

'Kudretin Kesiği 1. Seviye!' dedi ve kılıcı savurdu. Aynı anda 10.000 metre genişliğinde siyah bir yay akıl almaz bir hızda diz çökmüş 10 Dao İmparatoruna atıldı. Gözleri korkuyla genişledi, bedenleri titredi. 

10.000 Metre genişliğinde ki siyah yay şeklinde ki kesiğin gücü tek kelimeyle korkunçtu, havayı delip geçerken boyutsal yarıklar oluşturup, boyutun düzeninin bozuyordu.

Buradan bile bu saldırıyı atlatmalarına imkan olmadığı anlaşılıyordu.

İmparator ise tepki vermedi, 10 Dao İmparatoruna çarpan Kudretin Kesiği bütün bedenlerini yok etti.

Geriye sadece 10 boyutsal yüzük kalmıştı ve onlarda Ned tarafında toplandı. 

'Neden seni dinlemek zorundayım ? Şimdi olmasa bile biraz sonra zaten öleceklerdi.' dedi Ned boşluğa hitaben, hala İmparator kendisini göstermemişti.

'Sana teslim olmayı kabul etmiştim.' dedi ses sitem dolu ve öfkeli görünüyordu.

İmparator Li Qanqanın çaresizliğine Ned kahkaha ile karşılık verdi. Çılgın hatta deli gibi görünüyordu, gözlerinin rengi daha da karardı.

'HAHAHAHA!!! TESLİM Mİ OLUYORSUN ? HAYIR TESLİM OLMAYACAKSIN ÇÜNKÜ BUGÜN VARLIĞINIZDAN GERİYE BİR KAN LEKESİ BİLE KALMAYACAK!' dedi Ned.

Li Qanqa olduğu yerde dona kalmıştı, kendi teslimiyetinin tek sebebi Usta Fi'nin tehditiydi, her halükarda bir yok oluş söz konusuydu ve en azından mirasını kurtarmak istemişti fakat Nedin bu kadar mantıksız olacağı aklından bile geçmemişti.

Li İmparatorluğunun ölen 1 Milyar Askeri haricinde 9 Milyar Askeri daha vardı. Sarayda bir çok uzman mevcuttu. Sadece 3 Paragon vardı ve onlar savaşa katılamazdı fakat Paragon seviyesi altında sayısız uzman mevcuttu.

Bu durumda bile Ned kibirli bir şekilde katletmekten bahsediyordu .

Aklını mı kaybetti ? diye düşünmeden edemedi fakat Nedin delice kahkahaları son bulduğu anda aurası bir defa daha patladı.

Aynı anda bedeninden 10.000 siyah renkli ahtapot kolu dışarıya fırladı. Hepsi en az 1.000 metre uzunluğundaydı.

Aralarında Ned ufak bir nokta gibi görünüyordu, hepsi gökyüzünde sallanıyor ve adeta gökyüzüne karşı savaşıyordu. Nedin gözleri tamamen siyaha döndü. İki kılıcını kaldırdı ve 'KILIÇ RUHU UYAN!' dedi.

Gökyüzü griye boyandı, bulutlar bir anda yok oldu ve güneş görünmez hale geldi.

Baskıcı bir güç bütün dünyayı kapladı, gökyüzü ve toprak titremeye başladı. Saf Kaotik Enerjinin yıkıcı gücü bütün dünyayı sarmışken sarayı koruyan ve ısı tarafından aşınmış olan Ruh Formasyonu daha fazla direnemedi ve çatırdayarak parçalara ayrıldı.

Ruh Formasyonuna rağmen sarayın içinde ki herkes belli belirsiz baskıyı hissediyordu fakat formasyon parçalandığı anda herkesin yüzünde tonlarca ağırlık çöktü.

Adeta gökyüzünden bir dağ bütün sarayın üstüne düşmüş gibiydi, Sarayın dayanıklı altın duvarları titremeye ve ezilmeye başladı, yeşim kubbeler çatladı ve uzun kuleler devrilirken baskıya direnemeyen sayısız kişi daha o anda et peltesine dönüştü. 

Li Qanqa'nın gözleri çaresizlikle büyüdü, iliklerine kadar titredi. Korku bütün bedenini sarmıştı, Usta Fi tehdit etmişti lakin Nedin ortaya çıkarttığı baskı korkunçtu. 

Gökyüzünde Ned bir Tanrı gibi her şeyi yok ederken gri gökyüzü çekilip Kan Kudretine doğru büzüldü. Nedin bedeni Gri ışıkla parıldadı ve varlığı bir anda bıçakla kesilmiş gibi son buldu.