the truth untold

yapamam biliyorsun,

jeon: bahçedeyim.
yanıma gelmek ister misin?

jimin: istemiyorum jungkook
o bahçeye gitmeyi bir daha hiç istemiyorum.
parka gitsek olmaz mı?
kumdan kale yapmak istiyorum.

jeon: pekâlâ
kapının orada bekliyorum.

jimin: maskemi alıp geleceğim.
12.04PM

jeon: jimin?
12.52PM

jimin: jungkookie?
beklettiğim için üzgünüm,
söz, koşarak geleceğim.
bir şey oldu.
ama geleceğim jungkook.
lütfen gitme.

jeon: sorun değil
bir şey söyleyeceğim.

jimin: bir daha benimle buluşmak istemediğini söyleyeceksin, değil mi?
seni beklettiğim için bana kızgın mısın, jungkook?

jeon: hayır
(mesaj silindi.)

jeon: aslında, evet jimin.
sana kızgınım.
üstelik, bir daha buluşmak istemiyorum.

jimin: jungkook.
çok üzgünüm.
lütfen, jungkookie.
beni affedemez misin?
hem, koşarak geliyorum.
istediğin her şeyi yapacağım, jungkook.

jeon: her şeyi mi?

jimin: her şeyi, söz veriyorum jungkookie.
bir daha seni bekletmeyeceğim.
istediğin ne varsa yaparım, jungkook.

jeon: maskeni çıkartmanı istiyorum.
(görüldü.)

jimin: jungkook

jimin yazıyor...
jimin kişisi çevrimiçi.
jimin yazıyor...

jimin: yapamam,
biliyorsun.