the truth untold

elimden gelen tek şey tıpkı senin gibi güzel gözüken çiçekler yetiştirmek,

jeon: başka şeyler yapmak istiyorum, jimin.
normal çiftlerin yaptığı gibi.

jimin: başka şeylere gerek var mı, jungkookie?
üstelik, bir çift olduğumuzu söyledin.

jeon: değil miyiz, meleğim?
seni sevdiğimi açıkladım.
ve sen de bir şekilde ima ettin, doğru anlamışım değil mi?

jimin: doğru, jungkook.
nasıl sevmeyebilirim ki?
bazen ne düşünüyorum, biliyor musun?
tıpkı senin gibi güzel gözüken çiçekler yetiştirmeyi düşünüyorum, jungkook.
senin gibi güzel kokan çiçeklerim olsun istiyorum,
böylelikle kokunu özlediğimde onları koklayabileceğim.
keşke gülümsemeni de onlara verebilme şansım olsaydı, jungkookie.
gülümsemeni görmek istiyorum.
sürekli görmem gereken, olmadan yapamayacağım bir güneş ışığı gibi.
jungkook, ışıldama bana.
kendi karanlığında boğulacak bir herifim ben.

jeon: bebeğim, söyleme bunları.
bütün gün seyre dalabileceğim,
kokunla sarhoş olmak isteyeceğim türden bir çiçeksin sen.
dokunmaya dahi kıyamam, sevmeye doyamaz bu aciz parmaklarım.
gördüğüm o çiçeklerden daha güzelsin.
bahçedeki tüm çiçeklerin kıskanacağı türdensin, jimin.