DOSYA 3

901 53 1
                                    

"Abigail! Sen koşucuları nereden biliyorsun?"

Newt sorular sormaya devam ediyordu. Bense öylece bakıyordum çünkü ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Sessizlik bir cevap değilse şu an hiçbir şey yapmıyorum diyebiliriz.

"Böyle susmaya devam edeceksen benimle geliyorsun hadi."

"N-Nereye gidiyoruz?"

Dedim kısık sesle. Korkuyordum çünkü. Hem de çok.

"Diğerlerinin yanına. Cevabını onlara verirsin."

Diğerleri. Şu Gally denen çocuk notun anlamını bilmediğimden beni boğazlamıştı. Bu olaydan sonra ne yapardı kim bilir.

"Tamam! Söyleyeceğim. O çocuğun yanına gitmek istemiyorum!"

Neden bağırdığımı bilmiyorum ancak korkum sesime vurmuştu. Newt de bunu anlamış olmalıydı.

"Tamam sakin ol."

Deyip karşıdaki masadan şu getirdi ve devam etti.

"Sen o çocuk derken Gally'yi mi kast ettin?"

"Evet ben biraz korktum açıkçası."

Deyip sudan bir yudum aldım. Suyu içiyormuş gibi yapıp zaman kazanmayı düşündüm ama üç saniye bana bir şey katmazdi. Bu işten kurtulmaliydim. Yoksa Ava Paige beni öldürürdü.

"Imm şey ben...Aslında biraz abarttın yani ben bunu ... Sen etrafı gezdirirken çocuklardan duydum. Hatta Minho diye birinden bahsediyorlardı. O yüzden..."

Iste böyle! Burayı avucumun içi gibi bilmem sonunda bir işe yaramıştı. Newt ikna olmuş gibi görünüyordu.

"Şey bu cevap için bu kadar bekletmen beni endişelendirdi ama neyse"

Hafifçe gülümseyip bardağı kenara bıraktım.

Biraz oturduktan sonra büyük bir topluluk Labirentin girişine koştu. Newt de onlarla birlikte kalktı. Peşinden gelmemi söyledi.

Kalabalığın yanına gittiğimizde Thomas ve Minho Labirentten çıkıyordu. Alby denilen çocuk Bayan Paige'nin söylediğine göre bir ızdırapveren tarafından saldırıya uğramıştı. O canavarlar gerçekten korkunç.

Ben hayal aleminde takılırken Minho kalabalığın ortasına geldi.

"Tekrar uyarıyorum özellikle seni Çaylak! Thomas gibi bu Labirente kafanıza göre giremezsiniz. Ancak Thomas geçenlerde yaptığı saçma davranışı ile Alby'i Labirentten çıkarmıştı hatırlatırım. Bugün ölen ızdırapverenden bulduğumuz parça ile Labirentte yeni bir yer bulduk. Şimdilik gelişmeler bunlar."

Diyerek kalabalığın arasından çıktı. Çaylak ,kelimesini üstüme alınmam gerekiyordu ancak ben takmadım. Çünkü burayı onlardan daha çok biliyordum.

Buldukları yeni yeri öğrenmem gerekiyordu. Newt ormana doğru giden Minho'yu takip ederken ben de peşinden koştum.

"Newt! Nereye gidiyorsunuz?"

"Aby sen burda dur birazdan geleceğiz.Chuck! Aby'nin yanında dur"

Diyerek kalabalığa bağırdı ve uzaklaştı. Bir süre sonra tombul ve yaşça benden küçük bir çocuk yanıma geldi. Evet onu hatırlıyorum Thomas'dan once gelen çocuk bu. Belki de ona Teresa'yi sorabilirim.

"Merhaba Ben Chuck"

Diyerek elini uzattı ben de elimi uzattım. Tokalasmanın ardından etrafı incelemeye başladım.

"Şey sen Teresa'yı tanıyor musun?Ahh!"

Kafama gelen demir madde yere düşmemi sağladı. Benim bağırmam ile de herkes başıma toplandı ve kafamı kaldırdığımda herkes yukarı bakıyordu.

Uzun kahverengi saçlı bir kafa gördüm. Aşağı eşyalar fırlatıyordu. Teresa.

"Benden uzak durun!!"

Diye bağırırken ayağa kalktım. Kalabalıktan birkaç kişi bana döndü , aynı zamanda da Teresa'nın saldirirlarindan kurtulmaya çalışıyorlardı.

"Hey sen sakın böyle yapma Tamam mı?"

Dedi aralarından biri. Sanırım ismi Ben idi.

Saçma uyarıları duyduktan sonra Teresa'yı sözler ile engellemeye çalışanların arasından bulunduğu yapının altına geçtim. Tahta merdivenden yukarı çıktım.

Tepeye ulaştığımda Teresa beni gördü ve korkuyla geri çekildi.

"Teresa. Benim Abigail. B-beni hatırladın mi?"

Diyebilmiştim sadece. Çünkü hatırlamamasından korkuyordum.

Bana uzun süre korkuyla bakmasından sonra yavaşça elindeki tahta parçasını yere bıraktı.

"Abigail."

Diyerek yanıma geldi. Kollarımı açıp sıkıca ona sarıldım. Hatırlıyordu.

"Hey niye durdu ?"

"Zaten durmasını istiyorduk aptal!"

"Yukarı çıkan çaylak mıydı?"

Aşağıdakiler duymama rağmen konuşmaya devam ediyordu. Ben de Teresa'ya sakın olmasını söyledim ve geceleyin çiftlik evinin arkasında buluşmaya karar verdik. Böylece olanları konuşabilirdik.

Anlaşmadan sonra aşağı indik. Herkes şaşkınca bize bakıyordu.Kalabalığı geçtiğimizde Minho , Newt ve Thomas kollarını göğüslerinde birleştirmiş bize bakıyorlardı.

Thomas öne çıkarak

"Anlatacağınız çok şey var sanırım"

Dedi. Gerçekten anlatacak çok şey vardı ancak anlatılmamalıydı...

/Eveeet bir bölümün daha sonuna geldik. Hikayede bazı olayları filme göre yapayım diyorum. Tamamiyle kopmayalım.Neyyse umarım beğenirsiniz. Bir gün içerisinde üç bölüm yayınladım çünkü hikaye çok yeni ve okuyan sayısı az. Hikayenin tam anlaşılması için de bu şekilde üç bölüm yayınladım.<3\

LABİRENT|İSYAN [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin