DOSYA 4

828 52 3
                                    

Minho rapor vermek amacı ile diğer koşucularla buluştu. Ben de Newt , Teresa ve Thomas ile bir masanın etrafında oturmuş insanlarla tanışıyordum. Biri ile selamlaşmam bitince hemen bir diğeri yanımıza geliyordu. Insanlarin elini sıkmaktan kolum kopuyordu. Boşu boşuna isimlerini söyleyip duruyorlardı.

Akşama doğru alanın ortasında büyük bir ateş yakıldı. Thomas orada Gally ile yaptıkları dövüşü anlatıyordu ancak ben öylece dalmış çocuklara bakıyordum. Onca acıya rağmen gülmeleri çok acı geliyordu.

Elimi çeneme koyup etrafa bakınırken karşımda oturan Teresa ile göz göze geldim. Gözleri ile çiftlik evini işaret etti. Bir şekilde oradan ayrılmalıydık.

Oturduğum yerden hafifçe homurdandım.

"Teresa şey benimle gelir misin? Biraz dolaşalım."

Teresa biraz tedirgin bir şekilde başıyla onayladı. Iyı bir oyuncu değilim üzgünüm.

Arkamıza bakmamaya çalışarak ağaçların arasına ilerledik. Biz kalkarken kimse bir şey dememişti. Bu yüzden şanslıydık.

Uzun bir yürüyüş sonrası -anlamasınlar diye uzatmak zorunda kaldık-eve vardık. Iceri kafamı uzattım. Ikı çocuk kahkaha atıyordu. Biri yatağa uzanmış diğeri ise ayaktaydı. Onların seslerinden kimse bizi duyamazdı.

Evi kontrol ettikten sonra Teresa'nin yanına oturdum. Çok endişeli görünüyordu.

"Teresa iyi misin?"

Kafası kaşıdı. Gözlerini kocaman açtığında gözyaşları yavaşça yanağına kaydı.

"Sence? Iyı miyim? Olmali mıyım? ISYAN bizi niye yolladı haberin var mi?"

Anlaşılan Bilmem gereken bazı şeyleri bilmiyordum.

"Umm Hayır ben yani bana kimse bir şey demedi.Ne bilmeliyim?"

"Biz onları yönlendirmek için buradayız. Thomas ve ben."

"Peki ben? Ben niye buradayım?"

"S-Sen... Burda kalanları daha çok korkmaya sürüklemek için buradasın. "

"Teresa nasıl yani? Siz çıkaracaksınız ve ben de içeride kalmaya mı ikna edeceğim? Bu çok saçma!"

"Aby."

"Aby."Bunu söylerken sesi titremişti. Bu da benim daha çok korkmama sebep oldu

"Aby sen bağışık olmayanları öldürmek için buradasın.Üzgünüm..."

"N-Ne?! B-ben asla böyle bir şey yapmam!"

Bağırdığımı fark ettiğimde başımı ellerimin arasına aldım. Derin nefes alıp veriyordum. Teresa ise sırtımı sıvazlıyordu.

"Aby ben üzgünüm gerçekten. ISYAN bağışık olmayanların işinin bittiğini söyledi. Ama çoğu hayatta ve bu yüzden ..."

"Kes sesini! Sakın söyleme! Hayır!!"

Sözünü kesip ayağa fırladım ancak bunu yapmamla yere yığılıp ağlamam bir oldu. Teresa elimi tutuyor ve sakin olmamı söylüyordu.

Birkaç dakika sonunda yerde oturmuş ağacın birine bakıyordum.

"Abigail!"

Bu Newt idi. Uzun süre ortadan kaybolunca ve bağırışlarımı duyunca beni aramaya koyulmuş olmalıydı. Teresa'ya gitmesini işaret ettim. Kendi bahanemi bulmalıydım.

Yalnız başıma kalınca ağacın tekine yaslandım. Newt çiftlik evinin kenarından beni görünce yanıma geldi. Çok korkmuş görünüyordu.

"Aby! Neredesin sen! Sana sesleniyorum kaç saattir!"

Bana bağırmasına rağmen zorla çıkan sesimle sakince cevap verdim.

"Üzgünüm ben uyuyordum."

Uyumak. Iyı bir bahaneydi.Yani sanırım.

"Sen iyi misin? Perişan görünüyorsun. Şifacılarin yanına gidelim istersen."

Sırtımı yasladığım ağaca tutunup ayağa kalktım.

"Ben iyiyim. Yorgunum sadece."

"Ah tamam kötü olursan karşıdaki ikinci eve gir orası şifacıların. Sana yardımcı olurlar."

Yavaşça yürüyerek başımı salladım. Newt'in yanından geçerken bir an duraksadım.

"Sen uyumayacak mısın?"

Gözlerinin kanlanması ile uykusunun geldiğini anlamıştım. O benim için endişelendi benim odun gibi durmam ayıp olurdu.

"Uyuyacağım tabiki seninle geliyorum zaten."

Arkasını dönüp arkamdan gelmeye başladı. Yatacağımız yere giderken Teresa'nın dediklerini düşünüyordum. Binlerce zorlukla uğraşıp hayatta kalmaya çalışan insanların canını almam gerekiyordu.

Belki de isim kazıdıkları o duvara herkesin adını yazacak kişi olacaktım. Ama olmak istemiyordum. Hayır istemiyorum ve olmayacağım. Ben böyle biri değilim.

***

Taşınan aletlerin birbirine çarpma sesleri ve birbirine seslenen işçiler uykumu bölmüş ve hamaktan yere kapaklanmamı sağlamışlardı. Acıyla inledigimde iki el omzuma yapışmıştı. Beni sırtüstü çevirdiğinde Thomas olduğunu anladığım kişi kalkmama yardım etmişti. Sanırım o beni hatırlamıyordu. Çünkü görevi hakkında bir şey söylememiş ve ISYAN merkezinde başlayan dostluğumuzdan hiçbir eser yoktu.

"Dikkat et sakatlanmanı istemeyiz. Çalışman daha önemli."

Ayağa kalktığımda üstümü silkeledim. Ağzıma giren toprağın iğrenç tadından kurtulmak için Tava'nın yanına gitmeye karar verdim. Tabiki önlem aldım ve bilmeme rağmen Thomas'a sordum.

Yanlarından geçtiğim insanlara selam verdim ve sonunda yemeğe ulaştım.

"Afiyet olsun!"

Tava neşeli bir çocuktu. Ayrıca komik bir kişiliği vardı. Bu da yemek boyunca gülmeme neden oldu.

Yemeğim bitince Tava'ya teşekkür edip Newt'i bulmaya gittim.

Sera görünümlü küçük yerde saksıları taşırken buldum onu. Mavi bir saksıyı yere koyarken beni gördü. Eli ile gözüne giren ışığı engelleyip el salladı. Ben de elimi kaldırıp yanına koştum.

"Günaydın Aby. Ilk iş günün için hazır mısın bakalım?"

"Hmm hayır. Aslında değilim."

"Güzel o zaman yandın."dedi arkadan bir çocuk. Onun böyle demesi ile diğerleri de aralarında kıkırdadı. Rezil olup olmadığımı anlamadım bu yüzden bende gülümsemekle yetindim.

Etrafa biraz bakındım. Yapacak iş aradım. Birkaç dakika sonra Newt yanıma geldi.

"Evet. Bakalım ne yapabilirsin? Ah! Buldum şu odunları Dave'e götür. Bunları kesmesi gerek. Sonra da Minho'yu bul ve Labirente girmeden once konuşmak istediğimi söyle."

Bir anda bu kadar zahmetli görev fazla gelse de Tamam anlamında başımı salladım ve odunluğa yöneldim.

Her iki kolumun altına aldığım birer odunu Dave'e götürmeye koyuldum. Ben bu işi yaparken Labirentin dört kapısı yüksek bir sesle açıldı. Sanırım Minho'yu bulma işi şu anda yapılmalıydı.

Odunları kenara bıraktım ve etrafta dolanarak Minho'yu aradım. Ormanın içinden Thomas ile gelirken gördüm onu. Yanlarına koşup Newt'in isteğini ilettim. Ikisi de dönüp seraya koştular. Ben de odun taşıma işime geri döndüm. Bu sırada da kendi kendime konuşmaya başladım.

"Bağışıklık... Sahip olmayan ölüm ile cezalandırılıyor sahip olan ise işkence görüyor. Dünya yine çok adil."

/Bir bölümün daha sonuna geldik. Diğerlerine göre biraz uzun yazmaya çalıştım. Araya günlük olayları da ekledim. Aksiyonlu bir son olmadı ancak fazla atraksiyonlu bir bölüm yolda. Ikı karakterin ilişkisinr de biraz ağır basmak istiyorum. Böylece hikaye daha da ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Umarım beğenmişsinizdir.Yorum yapmayı ve oylamayı ihmal etmeyin <3333\

LABİRENT|İSYAN [TAMAMLANDI]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora