1. Bölüm

4.6K 266 62
                                    

İlk bölümden selamlar...

Karakterlerimizi nasıl buldunuz? Aras sizi de sinir etti mi? Beni baya delirtiyor şu an.

Ece biraz farklı bir kız olacak gibi hissediyorum. Henüz çok genç, toy ve duygusal... Bazen anlamsız triplere girecek bazen ise gurursuz davrandığını düşünse de aşkının peşinden koşacak.

Bölüm Şarkıları
Ersay Üner- İki Aşık
Merve Özbey- Topsuz Tüfeksiz

***

Beyaz ve masif ahşabın eşsiz bir uyum sağladığı mutfağında geniş köşe koltuğuna oturmuş masanın üzerindeki kabakları rendelerken bir yandan da telefonun açılmasını bekliyordu Selma Hanım. Telefon açıldığında arkadaşını beklemeden konuşmaya başladı.

"Alo, Hilal ne yaptınız, Şükran Hanım nasıl?" Sorusu karşısındaki kişiyi şaşırtmamıştı belli ki. Otuz seneye yakındır birbirlerinin yanında olan kadınlardı onlar. Hayatlarının her anını birlikte yaşamışlardı, lise ve üniversite yıllarını, mezuniyetlerini ve sonrasını. Düğünlerinden çocuklarının doğumuna kadar her anlarında birbirlerinin yanında olmuşlardı. 

"İyi maşallah canım, kırık da yokmuş sadece çatlak ama bir gece kalacağız görümceme yardım için. Ece de gelecek ama kendi başının çaresine bakar artık."

"Aşk olsun. Biz ne güne duruyoruz burada, hem Ece benim de kızım sayılır. Yani sayılırdı, benim eksik akıl oğlum kızı elinden kaçırmasaydı." Selma bu sözlerin ardından kabak dolu kabı kenara koyup telefonu eline aldı. Hilal sesini kimse duymasın diye azalttı.
"Ay hiç açma o konuyu tatlım ya, kız bunlar resmen bizim her şeyden habersiz olduğumuzu filan sanıyorlar herhalde." Selma güldü bunun üzerine ama bu keyifli bir gülüş değildi.
"Ben oğlumu, sen kızını tanımıyor musun? Kendilerini dünyanın en akıllısı zannediyorlar. Sevgili olduklarını da ayrıldıklarını da ilk biz anladık. Babaları hâlâ kış uykusundalar, onlar daha çok uyur ama bizden kaçar mı?"
"Öncesinde fark etmeseydim bile geceleri içi çıka çıka ağladığı geçen sene fark ederdim." Selma Hanım o zamanlarda yaşananları bilse de tekrar duyduğunda aklındaki fikre daha sıkı sarılıyordu.

"Benim salak da senin kız ne zaman buraya gelse bir bahane bulup kaçıyor kızdan köşe bucak. Aylardır ruh gibi gezinen kendisi değil sanki. Yok bacım, biz bunları bir şekilde barıştırmalıyız. Ben Ece'den daha iyisini dünya alemi görücü gezsem bulamam, benim oğlan kendi başına zaten hiç bulamaz. Ne yapıp edelim şunları bir araya getirelim." Hilal Hanım hastane odasının bulunduğu koridordan iyice uzaklaştı.

"Nasıl olacakmış o? Var senin o cin aklında yine bir şeyler değil mi?" dediğinde Selma mutfak lavabosunda ellerini yıkadı.
"Var, var da yardım lazım bana. Plan da yapmamız gerek ama önce takviye kuvvet çağırayım bir saniye." Telefonu kulağından uzaklaştırıp mutfak kapısına yürüdü.
"Afra, mutfağa gel bir annecim." Mutfak kapısından evin içine seslendi. Şansı yaver gidiyordu ki o sırada müzik dinlemeyen genç kız annesinin sesini duyup odasından aşağı indi. 

"Efendim anne." dediğinde Selma Hanım salonun kapısından içeri bir bakış attı. 
"Baban uyukluyor mu yine içeride? Gel, kapıyı kapat da otur yanıma." dedikten sonra köşesine geçip telefonu hoparlöre aldı.

"Afra'yı mı çağırdın? Selam Afracığım." Genç kız annesine anlamayarak baktı. Annesi ile Hilal hanımın her gün bir şekilde telefonda ya da yüz yüze konuştuklarını biliyordu elbette ancak neden ve nasıl konuya dahil edildiğini anlamamıştı.

Gençlik HatasıWhere stories live. Discover now