4. Bölüm

2.8K 203 57
                                    

Merhaba, yeni bölümle karşınızdayım. Bu bölüm bir tık kısa ama gelecek bölüm epeyce uzun olacak söz...

Bölüm Şarkısı
Pink- Who Knew

***

Kafeye girdiğinde gözleri dün gece kendisine yardımcı olan esmer kızı aradı. Sevim ve Nevin'in dün gece Ece'ye çaktırmadan sürecin akışını devam ettirebilmelerini sağlayan kişi Ezgi'ydi. 
Ezgi Sevim'in dershaneden sınıf arkadaşıydı ve onun erkek arkadaşı ile Aras da basketbol takımından arkadaşlardı. Dün gidecekleri yeri seçerken Ezgi ile erkek arkadaşının orada olmasından faydalanmışlardı. Böylece Ezgi'nin erkek arkadaşı Onur olmuştu Aras'a haber veren. 

Tabi bu şekilde de Ece kızlarla annesi ve Selma Teyzesi arasındaki bağlantıyı o geceden yola çıkarak çözemeyecekti. Arkadaşının böyle bir planın içinde olduklarını öğrenmesi halinde vereceği tepkiden korkmadığını söyleyemezdi Sevim. Ece'nin tatlı, sevimli yüzüne kanmak kolaydı ancak damarına basılırsa içinden bir canavar çıktığını da en yakından kendisi biliyordu.

Ezgi'nin henüz gelmediğini ve gecikecek olduğunu  kızın yeni attığı mesajdan öğrenince kahvesini almaya karar verdi. Hafta sonu olduğu için etraf birazdan liseli ve üniversiteli gençlerle, hafta içi çalışan ve bu tatil zamanını arkadaş veya eşlerine ayıran yetişkin insanlarla dolacaktı. Üzerindeki beyaz, etek kısmı hareketli elbiseyi düzeltti refleks ile. Gün içinde sık sık bu hareketi yapardı. Kasaya doğru uzanan sıraya girdi, gözü yandaki camın arkasında dizili tatlılara kaymıştı.

Cheesecakelere bakarken ablasıyla beraber mükemmel tarifi arayarak geçirdiği lise yıllarını düşündü. Başarısız denemelerin ardından en sonunda istediği tadı yakalamış ve en sevdiği tatlıyı yapmayı öğrenmişti. O sırada arka tarafında kahkahalı gürültü kopmuştu. Başını çevirip büyük masa etrafına toplanmış erkek grubuna baktı. Kendisi gibi genç adamların neşesine bakan birkaç insan daha vardı.

Çocuklar ses duvarını yıkacak kadar gürültü çıkarabileceklerini anladıklarında utanarak başlarını eğdiler, masanın başındaki kumral adamın önünde duran kupa onlardaki bu neşeyi açıklıyordu. Zafer coşkusunun dolup taştığı genç yüreklerin koy verip gittiği bir andı az önce.

Sevim masanın başındaki çocuğun kendisine bakışını gördüğü an bakışlarını kaçırdı. Annesi toplum içinde bir insana dik dik baktığını ve yakalandığını duysa kadıncağızın yüreğine inerdi herhalde.

Sıranın ilerlemesi biraz uzun sürse de sonunda kahvesini alıp dışarıdaki boş sandalyelerden birine oturdu. Kafenin açık alan kısmı genelde sigara içenler tarafından kullanılıyor olsa da Sevim onlardan biri değildi.

Hem havanın sıcaklığı hem de içerideki genç ve oldukça yakışıklı çocukla göz göze gelmemek için burayı tercih etmişti. Sütlü, karamelli soğuk kahvesinin tadını çıkarırken Ezgi'nin geldiğini gördü. Kıza el sallayarak işaret verdiğinde amacına ulaşmıştı.

"Selam güzellik." Birbirlerine sarıldıktan sonra Ezgi doğal kıvırcık halinde bıraktığı saçlarını savurdu ve masanın üzerinde duran kahveye baktı.

"Ben de bir kahve alıp geleyim. Kahvelerden sonra ısmarla bana tatlıyı. " dediğinde Sevim onayladı.

Sandalyesine geri oturup kahveyi yavaş yavaş yudumlarken bakışları camın içerisine kaydı. Normalde şıpsevdi bir insan olduğu için bir baktığı kişiye ikinci kez dönüp bakmaz bir on dakika kendi içinde saman alevi gibi sönen aşk yaşayıp unuturdu. Şimdi ise duyduğu melodik kahkaha sesi ve karşılaştığı gözler aklını karıştırmaya başlamıştı. Bunun nedeninin günlerdir Selma Hanım'ın aşkla ilgili bitmek bilmeyen konuşmalarını dinlemesi ve Ece'nin duygu fırtınalarından etkilenmesi kaynaklı olduğuna emindi. Daha henüz 18 yaşındaydı ve derin, bağlılık içeren duygular yaşamak için  küçük olduğunu düşünüyordu.

Gençlik HatasıWhere stories live. Discover now