DÜZENLENDİ✔
Bu bölümü beni yorumları ile güldüren ve sevindiren okuyucum SevdeGider ithaf ediyorum. ❤🌸💐
"Sayın yolcularımız lütfen iniş için kemerlerinizi bağlayın.10 dakika sonra İstanbul Atatürk Havalimanına inişimiz gerçekleşecektir."
Yapılan anonsla uyku halinden sıyrılıp kemerimi taktım.Sağıma döndüğüm zaman Yusuf'un yolculuktan bu yani ilk kez elindeki tabletini bırakıp başka bir şeyle ilgilendiğine şahit oldum.Hayır adam resmen tableti ile aşk yaşıyordu.Nazlı annenin iş kolik muhabbeti aklıma gelince ister istemez yüzümde bir gülümseme oluştu.
Bu adam cidden iş kolikdi.Bence elindeki tableti ile evlenmeli dosyalarınıda evlatlık almalıydı.Bu bir hafta içinde beraber sadece iki akşam dışarı çıkmıştık.İlkinde akşam yemeği yemiş ikincisinde ise Dubai Mall'da kayak yapmıştık.İstanbul'dan ta Dubai'ye gitmiş ama çölde safari bile yapamadan geri dönüyordum ve bunun tek sebebi yanımda oturan iş kolik adamdı.Evde bile birbirimizi göremiyorduk.Genelde ben kalkmadan gitmiş oluyordu,
akşamlarıda ben uyuduktan sonra eve geliyordu.Dört buçuk saatlik uçak yolculuğumuz son bulduğunda hava alanına adım atmıştık.Cidden nereye gidersek gidelim insanın memleketi gibisi yoktu.Yusuf'da benimle aynı fikirde olacaktı ki İstanbul semalarına girer girmez rahat bir nefes almıştı.Aslında onun orada daha bir ay kalacağını sanıyordum ama beni yanıltmış bir aylık işleri bir haftada bitirip benimle buraya geri dönmüştü.
Ben bir taksi beklerken Yusuf önümüzde duran siyah lüks araca yönelmiş ve şöförden anahtarı alıp onu yollamıştı.Daha sonra ise yanımda duran bavulları tek tek bagaja koyup beni beklemeden şöför koltuğuna oturmuştu.Bende vakit kaybetmeden yanındaki yerimi alınca gaza yüklenmiş ve anadolu yakasına geçişe hazırlanmıştık.Köprüye girmeden sağ sapaktan dönünce ondan tarafa döndüm.
"Nereye gidiyoruz."
"Köprüde trafik var yemek yiyelim."
Daha yeni uçakta yemek yemişti ama,tabi birinci sınıf yolculuk olunca yemekleride beş yıldızlı otel gibiydi.
"Ne ara acıktın daha yeni yemiştin oysa ki!"
"Aç değilim Korel!"
"O zaman neden yemek yemeğe gidiyoruz?"
Gözünü saniyelikte olsa yoldan çekip bıkkın bir ifadetle bana bakmış ardından yola odaklanmıştı."Hep böyle çok mu konuşursun."
"Cevaplarımı düzgün bir şekilde alırsam hayır!"
"Ben yedim evet ama sen yemedin,şimdi oldu mu bayan Şadoğlu!"
O az önce bana Şadoğlu'mu demişti yoksa kulaklarım yanlış mı duymuştu.Üzerimdeki şaşkınlığı belli etmemek için elllerimi ğöğsümde birleştirip camdan tarafa döndüm.
"Oldu!Bay Şadoğlu!"
On dakikanın sonunda yol kenarında olan şirin bir cafeye girdik.Aslında kurt gibi açtım çünkü ben uçakta yemek yiyemeyenlerdim ve doğrusunu söylemek gerekirse Yusuf'un beni düşünmesi oldukça hoşuma gitmişti.
Yan yana içeriye girdikten sonra cam kenarında L koktuklara sahip bir masaya oturduk tabi Yusuf sayesinde. İçerisi o kadar kalabalıktı ki çiftler, arkadaş grupları ve özelikle hemen yanımızdaki erkek grubu Yusuf'un beni cam kenarına sıkıştırmasına ve hemen dibime oturmasına yol açmıştı.
Sessiz geçen yemeğin ardından sonunda karşıya geçmiş ve Yusuf'un Ataşehir'deki lüks evine gelmiştik.Düğünden sonra sadece bir gece kaldığım evi az çok gezmiştim. Salonu komple camla kaplı olan bu ev adeta bir fanusu anımsatıyordu. Beyaz ve kahverenginin hakim olduğu bu şaheser resmen insanın içini açıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA (ölüm çiçeği)
SpiritualHayat hiç bir zaman adil olmamıştı. Bazı insanlar vardı, kendi yağında kavrulan elinde ki ile yetinebilen. Bazı insanlar vardı elindekinin değerini bilmeyen hep daha fazlasını isteyen. İşte Korel ve Yusuf'un hikayesi böyle başladı. Elindekilerle yet...