DÜZENLENDİ✔
*Her şey sen varkan başladı.
Sen olmadan bitemez!*Bazı insanlar yıllarca dibinde dönüp dolaşan mutluluğu göremez,örneğin ben.Yıllarca ailem için çalışıp çabalayıp kendimi dış etkenlere kapattım.
Tek derdim annemin ve teyzemin mutluluğu olmuştu.Okul dönemimden bu yana sırf annemin başı öne eğilmesin diye millet neder diye düşünmüş ona göre hareket etmiştim.
Ama sonuç kocaman bir hiç,peki o günden bugüne ne değişti!Yusuf Şadoğlu.Bu ufacak iki kelime benim bütün hayatım hatta yeni hayatım oldu.Yanımda olmasını geçtim adını bile duymak bana büyük bir güç veriyordu.
Ben mutluluğu geç bulmuştum ama erken bırakmayacaktım.Şimdi ise mutluluğuma mutluluk katacak başka bir sebebim oldu.Elimde duran hamilelik testine göz yaşları içinde bakarken ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.
Hamileydim.İki kişilik hayatımıza bir üçüncüsü daha eklenecekti.Küçük bir Şadoğlu,kendi mutluluğumu bir kenara bıraktım Yusuf'un bunu duyunca vereceği tepkiye ve mutluluğa odaklandım.
Biz olduğumuzdan bu yana her gün çocuk,çocuk diye başımın etini yiyen adamın bu haberi duyunca neler yapacağını düşünmek bile beni büyük bir mutluluk bulutuna sürüklüyordu.
Banyodan hızla çıkıp elimdeki testi makyaj masasına bıraktım.Ne giydiğime önem bile vermeden üzerime bir şeyler geçirip hızla testin yanına geri döndüm.Aklıma gelen fikirle testin belirgin bir fotoğrafını çekip evden çıktım.
Soluğu Nazlı anne ve annemin restorantında aldım.İçerisi her zaman ki gibi ana baba günü olunca hiç kimseye danışmadan mutfağa girdim.Filiz şef beni gördüğü gibi elinde ki bıçağı bırakıp yanıma gelmişti bile.
"Hoşgeldin acemi şef."
"Hoşbuldum şef."
"Dökül bakalım yosun,burada ne işin var?"
"Annemler yok mu?"
"Hayır!3.yıldızı almak için uğraşıyorlar."
Ahh!Evet bizim iki kanka el ele tutuşup işleri büyütmeye karar vermişlerdi.İkinci yıldızı alalı daha iki ay olmadan 3.yıldızı almak için kolları sıvamışlardı.Tabi burada ki en büyük yardımcıları Yunus babaydı.Her ne kadar bize yaptıklarını unutmasak da affetmek zorundaydık.Ne de olsa biz bir aile idik ve dinimiz gereği de iki müslümanın bir birine küs kalması caiz değildi.
"Anladım.Aslında ben mutfağını kullanmak için senden izin istiyordum."
"Kendi annenin mekanı için benden izin istiyordum öyle mi?"
"Yapma!Mutfak her daim şeflerin kişisel alanıdır."
"Hiç değişmeyeceksin yosun!Mutfak senindir ama su bıçak fobisi ne olacak?"
Bıçak fobim.Aslında artık eskisi kadar baskın değildi.Bunun tek sebebi ise mükemmelliyetçi kocamdı!Bıçak fobimi öğrendiğinden bu yana her akşam evde ne kadar sebze varsa tezgaha döküp arkama geçiyordu.Bıçağı tuttuğum elimi tutup doğramaya başlıyordu.
İlk başlarda benim için çok zor olsa da artık buna alışmıştım.Ama onsuz hiç bıçak kullanmayı denememiştim.Bugun bir ilk olacaktı.Yapacağım yemeklerin listesini Filiz şef ile çıkartıp kolları sıvadım.
Hazırladığım dört çeşit yemeği salata ile birlikte Filiz şefin özel olarak tasarladığı yemek kutusuna koyup kapağını kapattım.Ufak sürprizim için mutfaktakilere veda edip arabama geçtim.Sırada ki durağım bir fotoğraf stüdyosuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA (ölüm çiçeği)
SpiritualHayat hiç bir zaman adil olmamıştı. Bazı insanlar vardı, kendi yağında kavrulan elinde ki ile yetinebilen. Bazı insanlar vardı elindekinin değerini bilmeyen hep daha fazlasını isteyen. İşte Korel ve Yusuf'un hikayesi böyle başladı. Elindekilerle yet...