Bakugou Katsuki, zorunda kalmadıkça yasaklı olmasına rağmen otobüse bindiği için kendisine küfrediyordu. Yasaklıydı, çünkü otobüs de yaralanmalar için müsait bir yerdi ve Katsuki kalabalıktan nefret ettiği için otobüsteyken bir kavga başlatması an meselesi olurdu. Ve küfrediyordu çünkü yürümek istemediği için bindiği otobüs, duraklarda dolaşarak eve gitmesini 20 dakika geciktirmişti.
Katsuki, evine en yakın durakta inip biraz söylenerek yürüdü. Her zamanki yapının önüne geldiğini görmesiyle küçük bahçe kapısını ittirdi. Kısa patikadan geçip dış kapının önüne geldiğinde anahtarını çıkarmış, kapıyı açmıştı. Gecikmesine rağmen kimsenin onu aramadığını göz önüne alarak, annesi ile babasının hâlâ işte olduklarını düşünüyordu fakat içeri girdiğinde kulaklarına dolan kahkahayla annesinin evde olduğunu anladı.
Garip olan, girişteki koltuklarda onunla birlikte oturan bir kızıl kafanın olmasıydı; ayrıca babası da hemen yanlarındaydı.
Açılan kapıyla üçü de o tarafa döndüğünde, Katsuki kapıyı kapatıp yüzünü buruşturdu. Ayakkabılarını çıkarırken söyledi. "Burada ne oluyor?"
"Katsuki! Hoş geldin!" Mitsuki elini salladı. "Gelsene! Biz de yeni arkadaşınla konuşuyorduk. Tanrı aşkına, bize ondan hiç bahsetmediğine inanamıyorum!"
Hafif kızgınlıkla söylediğinde, Kirishima'ya dönmesi ile tekrar gülümsemişti. Katsuki, annesinin bu oyunculuğuna gözlerini devirdi. Sıradan bir günde o kadın bu kadar sevimli değildi.
Babası, annesinin ve Kirishima'nın aksine ayağa kalkıp oğlunun yanına gitti. Katsuki hâlâ kapıda dikiliyor, olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Kirishima'nın bir hafta boyunca onu takip ederek evlerinin yerini öğrendiğini biliyordu fakat içeri girecek kadar cesareti olduğunu hiç düşünmemişti.
"Haru bizi aradı" diyerek, oğlunun kafasındaki fırtınayı söndürdü Bakugou Masaru. Kafasının karıştığını fark etmiş gibiydi ve görünüşe bakılırsa açıklama işi yine ona düşüyordu. "Senin onu biriyle tanıştırdığını ve iyi biri olabileceğini söyledi. Biz de Kirishima ile iletişime geçtik. Bugün okula gitmemiş, bu yüzden annen onu çağırdı. İki saattir konuşuyorlar."
Haru, seni piç herif.
"İyi" dedi Katsuki sadece, çantasının kayışını sıkarken. Doktorunun, kahve içerkenki davranışlarından sonra ailesine bu durumdan olumlu bir şey olarak bahsetmesinin ne kadar olumlu olduğundan emin değildi fakat belki ailesine Kirishima'yı kabul ettirebilirse ev hapsinden de kurtulmuş olurdu.
Annesi ile kızıl kafanın konuştuklarını görünce, bunu daha sakin bir zamanda konuşmaya karar verdi. "Ben odama çıkıyorum."
Babası ona dikkatli olmasını söyleyip eşi ile misafirlerinin yanına dönerken, Katsuki o ikisinin heyecanlı hallerine gözlerini devirdi. Kirishima'yı sevmiş gibi duruyorlardı fakat önemli olan onu sevmeleri değildi, koruması olmasına izin verirlerse sarışın hâla okula gidebilecekti ve tek istediği şey buydu.
Odasına çıktı, çantasını yere bıraktı ve okul üniformasını çıkarıp bir şort ile tişörtü üzerine geçirdikten sonra komodindeki PSP'si ile yatağına uzandı.
O oyun oynarken, Kirishima Eijirou Bakugou ailesiyle olan sohbetine devam ediyordu. İki yetişkin, onu yemeğe kalmaya ikna etmeye çalışsa evinde halletmesi gereken işleri olduğunu söyleyip aradan sıvışmıştı.
Katsuki tüm bu zaman boyunca Kirishima'nın bir kez bile yanına uğramaması, ayrıca yemekte de onlara katılmamasından dolayı neredeyse hayal gördüğünü düşünecekti fakat ailesi akşam ona okula devam edebileceğini söylediğinde, bunların hayal olmadığını anladı.
•
fazlasıyla geçiş bölümü oldu
kurgu çok yavaş ilerliyor biliyorum ama umarım sıkılmıyorsunuzdur ):
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ikari 》kiribaku
FanfictionBakugou Katsuki 16 yıldır hemofili hastası ve lisede ayakta durabilmek için kaba olması gerekiyor. [ ikari ; öfke, düşmanlık, nefret ] [ bakugou katsuki × kirishima eijirou ]