4. Bölüm

1.3K 131 129
                                    

Koş, diyordum kendime. Aynı sözcüğü binlerce kez tekrarlamış olmalıydım içimden. Her attığım adımda içimdeki adrenalin bir kat daha yükseliyor, enerjim ise bir kat daha azalıyordu. Bacaklarım artık çok fazla ağrıyordu. 1 saniyelik bile olsa durup soluklanmak, dinlenmek istiyordum ama duramazdım, durmamalıydım. Arkamdakilerle mesafeyi iyice açana kadar koşmalıydım.

Arkamdaki sesler giderek uzaklaşıyordu. Durup onların ne kadar uzakta olduklarına bakmak istedim ama yapmadım. Eğer arkama bakarsam hızım azalır, ben de vakit kaybederdim. Birkaç dakika daha, dedim kendime içimden. Sadece birkaç dakika daha koş.

Hızımı arttırmaya çalıştım. Hayatımda hiç bu kadar hızlı koşmamıştım. Birkaç saniye daha koştuktan sonra yere yığıldım. Daha fazla koşamayacaktım, bacaklarım daha fazla dayanamazdı. Etrafıma, bir umut bulmak amacıyla bakarken yaklaşık 10 metre kadar uzağımda bir ağaç olduğunu fark ettim. Bu ağaç, benim tek şansımdı. Ağaca kadar dizlerimin üzerinde ilerledim. Gerçekten de ayağa kalkamayacak hâldeydim. Ben ağaca yaklaşırken, arkamdaki sesler de bana yaklaşıyordu.

Artık ağaçla aramda sadece 1 metre kalmıştı. Metreler giderek santimetrelere dönüştü ve sonunda ağaca ulaştım. Kalan son gücümle ağaca tutunarak ayağa kalktım. Şansıma ağacın dalları çok düzgündü. Bu yüzden bu ağaca tırmanmam, diğer ağaçlara tırmanmamdan çok daha kolay olacaktı. Sağ elimle bana en yakın olan dalı tuttum, sonra sol elimle bir üstteki dalı. Ayaklarımla ağacın gövdesine bastım ve kendimi ayaklarımdan destek alarak yukarı ittim. 1. dala ulaşmıştım. Birkaç saniye soluklandım. Sesler artık çok fazla yaklaşmıştı, daha hızlı olmalıydım. Sol elimle ağacın diğer tarafındaki dalı tuttum, ayaklarımdan ve sağ elimden de güç alarak kendimi yukarı ittim. Şimdi ise 2. daldaydım. Bu hareketleri tekrarlamaya devam ettim. Birkaç dakika sonra 5. dala ulaşmıştım. Bu, Eğitim Merkezi'ndeki rekorumdu. Yine de deneyecektim, 6. dala ulaşırsam bu benim için çok büyük bir avantaj olurdu. Yapacaksın, dedim kendime. Yapmak zorundasın, diye tekrarladım içimden.

Ve kendimi son 1 kez, son 1 kez daha zorladım. Vücudumun her bir tarafı acıyla dolu olmasına rağmen kendimi zorladım. Ellerim kayacak gibi oldu ama seslerin daha da yaklaştığını fark edince sıkıca kavradım dalı. Hadi, dedim kendime. Çok az kaldı, yapabilirsin Emily hadi.

Bacaklarım o kadar çok ağrıyordu ki, bacaklarımın her bir kasını hissedebiliyordum. Bütün kaslarımı zorlayarak vücudumu bir kez daha yukarı ittim. İşte, sonunda başarmıştım! Artık 6. daldaydım.

İleriye doğru bakarak onların nerede olduğunu görmeye çalıştım. Koşmayı bırakıp ağacı gördüğüm yerdelerdi. Yani aramızda yatay olarak 10 metre vardı. Beni görmemelerini umdum yutkunurken. Dalın ağaçla birleştiği kısma doğru kaydım. Ağacın gövdesinin beni görmelerini engellemesini umdum.

Birkaç dakika boyunca aynı yerde durdular. Çok kısık sesle konuştukları için ne konuştuklarını anlayamıyordum. Arkaları dönük oldukları için de kim olduklarını anlayamıyordum. Onlardan kaçarken kim olduklarına bakamamıştım.

5 kişiydiler. 2'si kız, 3'ü erkekti. Kaçış serüvenim sona erdi, artık uyuyabilirim, diye düşünürken çok garip bir olay oldu. Bir tane kız koşarak yanlarına geldi ama beni şaşırtacak bir şekilde onu aralarına aldılar, ona hiçbir şey yapmadılar. Sonra 3 erkek geldi, onları da aralarına aldılar. Bu, bir süre böyle devam etti. Yeni kişiler geldikçe grup büyüdü. Yakalanma şansım artık çok fazlaydı.

Yerimi nasıl anlamışlardı bilmiyorum ama hepsi aynı anda bana döndü. O an kalbim duracak gibi oldu, onlara karşı koyamazdım, çok kişiydiler. Korkuyla ağaca sarıldım.

76. Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin