9

4K 270 222
                                    

Kim Taehyung

Telefonumun kilit ekranını açarak kameraya girdim ve saçımı düzeltmeye başladım. Tamam olduğuna karar verip hafifçe gülümsedim. 2 gün geçmesine rağmen sevgilimi çok özlemiştim. Eh, sonuçta Jeon Holding'in sahibi olan bir sevgiliniz olduğunda böyle sorunlarla karşılaşabilirdiniz. İşte tam da bu nedenle Jeon Holding'e doğru adımlarımı hızlandırmaya devam ediyordum. Ona sürpriz yapacaktım.

Belli etmiyor olabilirdim fakat bana geçende söylediği lafları hâlâ unutmamıştım ve hâlâ kırgındım.
Yanlış anlamış olabilirdim ve o da sinirli olabilirdi, ama ne olursa olsun bana bencil dememeliydi. O zaman o söylediği bencil kelimesi o kadar ağrıma gitmişti ki. En iyi o bilmesi gerekiyordu bencil olmadığımı. Jeongguk yokken de, varken de her zaman aşkımız için mücadele ediyordum. Üzülmesini istemiyordum, sırf bu yüzden kırılmamış rolü yapabilirdim. Onun için her şeyi yapabilirdim, o benim her şeyimdi çünkü. Ona zarar gelecek bir şey olursa, ne yapıp edip engellerdim.

Bir kez daha 50 katlı binaya çevirdim bakışlarımı. Gerçekten de çok büyüktü, hayal edemeyeceğiniz kadar. Jeongguk, bu şirketi nasıl idare ediyordu bir fikrim yoktu. Sadece çok zor olduğu, ne taraftan bakarsan bak, anlaşılabilirdi.
Jeongguk, lise son sınıftayken ben daha ikinci sınıftaydım. Daha 17 yaşında olmasına rağmen, omuzlarında çok yük vardı. Jeongguk'un hayali şirketin başına geçmek değildi. Çizmeyi çok severdi, sadece kendisine ve bana özel bir çizim defteri vardı. 2010 yılının Ekim ayındaydık ve daha onunla tanışmamıştım. Birkaç ay sonra, Yoongi hyung sayesinde tanışmıştık ve her geçen gün daha da fazla samimi olmuştuk. Başlarda arkadaş sandığımız bir ilişki vardı. Fakat sonradan; hoşlantıdan da öte olduğunu ikimiz de anlamış, birbirimize açılabilmiştik. Sevgili oluşumuzun 2. haftası bana o güzel çizimlerini göstermişti. Okula ilk geldiğimden beri bana hayran olduğunu ve beni gizli gizli çizdiğini itiraf etmişti. O durum benim için çok utanç vericiydi, kendimi mahcup hissediyordum sadece.

Sesi çok güzeldi, tanıştığımızdan beri bana neredeyse her gün o güzel sesiyle şarkılar mırıldanırdı. Her liseli aşıklar gibi bizim de klişe hikayemiz vardı, evet. Ama onunla olduğum sürece klişe falan umrumda değildi, beni dünyanın en özel insanıymışım gibi hissettiriyordu. Onu çok seviyordum ve hala seviyorum.

Hobileri ve birçok yeteneği de vardı. Sporlar olsun, oyunlar olsun her şeyde en iyisiydi.
Henüz 17 yaşındayken üstüne gelen ve bunaltan bir aileye sahipti. Şirketin başında olmak hiçbir zaman istememişti. Fakat babasının yaptıkları yüzünden hırslanmıştı belki ya da gittiğinden beri başka bir Jeongguk olmuştu. Fakat bana değişmediğini söylemişti.

Gerçi ben öyle şeyler yaşasaydım, ne yapardım bilmiyorum. Jeongguk, benim zıttıma, çok güçlüydü. Ben güçsüzün tekiydim, bu öyle ki; eğer öyle şeyler yaşasaydım, ayakta bile duramayacağıma adım gibi emindim.

"Beyefendi, şu an Bay Jeon önemli bir toplantıda. Şuraya oturup bekleyebilirsiniz." deyip kırmızı koltukları gösterdi. Başımla onaylayıp koltuğa kuruldum.

Kimse Jeongguk'un sevgilisi olduğumu bilmiyordu, haliyle de bana diğerlerinin davrandığı gibi davranıyorlardı. Bu iyi bir şeydi, bana özel muamele yapılmasını asla istemiyordum. Ama biraz da hayal kırıklığına uğramadan edemiyordum, neticesinde onun sevgilisiydim ve çalışanları beni sevgilisi olarak bilmiyorlardı. Bu da Jeongguk'a yazmalarına sebep olabilirdi.

Dakikalar birbirini kovalarken bileğimdeki saate baktım. Şirkete geleli bir saati geçmişti bile ve ben acayip derecede sıkılmıştım. Bir an önce sevgilime sarılmak ve onun erkeksi kokusunu içime çekmek istiyordum. Kokusu kendisi gibi bağımlılık yapıyordu, ne zaman ayrı kalsam kokusuna hasret kalıyordum.

i want you ღ taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin