8.8K 536 307
                                    

Minicik bir rica: Mümkünse bütün bölümleri 4 o'clock dinleyerek okur musunuz? İyi okumalar.

Hiç kayan bir yıldıza bakarak göz yaşlarına boğuldunuz mu? Durup dururken, terasınızda oturup çizgi roman okuduğunuz bir anda, kayan bir yıldıza bakıp hüngür hüngür ağladığınız ve "Lütfen beni sevsin." diye yalvardığınız oldu mu?

Benim oldu. Hem de her yıldız kaydığında.

Sabah aklınızda bir adamla uyandığınız, geceleri bir adama dua ederek uyuyakaldığınız oldu mu?

Benim oldu. Hem de onu gördüğüm ilk andan şimdi aldığım nefesin son saniyesine kadar. Her gün.

Hiç gülüşüne güldüğünüz bir adam oldu mu?

Hiç bir adamın ağlayışına ağladınız mı?

Hiç bir adam için ölmek istediniz mi?

Hiç aşık oldunuz mu?

Direkt soruyla giriş yaptığım için üzgünüm ama anlatacağım şeylerden önce kendinizi sorgulamanızı istedim.

Aşkı bilip bilmediğinizi sormanız gerekiyordu kendinize, yoksa anlatacaklarımın hiçbirini hissedemez ve anlayamazdınız.

Aşk. Basit bir kelime. Üç harf.

Ama otuz üç yıllık hayatım boyunca yaşadığımı hissettiren tek şey, bu üç kelimede saklıydı.

Aşk beni büyütmüştü.
Aşk beni yaşatmıştı.
Aşk beni çok ağlatmıştı.

Bunların hepsi onun yüzündendi.

Park Jimin, bana aşkı öğretmişti.

Beni güldürmüştü.
Beni yaşatmıştı.

Ve Park Jimin kimseyi ağlatmak istemezdi.
Ama beni çok ağlatmıştı.

Öncelikle şunu söyleyeyim ki, bu hikayeye ait her şey, beni oldukça zorluyor ve ben yazarken ağlıyorum, ama aklıma ilk düştüğü andan itiberen sonu buydu.
Benim için özel bir konu çünkü onlarla ilk tanıştığım zamanlarda yazdığım ilk hikayemdi, one shottı ama tek bir bölüme sığdırmak istemedim bütün duyguları.

Bir de, hissetmemi sağladıkları için bunu yapmamın bir anlamı olmasa da Taehyung ve Namjoon'a, sesleri ve yaptıkları müzik için teşekkür etmek istiyorum. Bütün bir fic, 4 o'clock dinlenerek yazılıyor haberiniz olsun.

Ve bu öykü,
Melisa, beni onlarla tanıştırdığın için sana ithafımdır.
Teşekkür ederim.
Umarım beğenirsiniz.

Ame

hiraethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin