29| Kendi odana gitseydin bırakırdım.

15.7K 1.2K 645
                                    

-M-

"Gitmek istediğine emin misin?"

Ayakkabılarımı giyindiğim sırada bilmem kaçıncı kez sorduğu soruya gözlerimi devirmiş ve ayağa kalkıp üzerimi düzeltmiştim.

"Kalamayacağımı biliyorsun" demiştim sinirli olduğumu hissettirmemeye çalışarak.

"Hoseok gelsin, olmaz mı? Aklın burada kalacak Taehyung."

"Niye burada kalsın aklım? Ayrıca gelmez. Biliyorum onu" diyerek kapıyı açtığımda oflayarak aramızdaki mesafeyi kapatmış ve elini belime yerleştirmişti.

"Hayaller hayatlar oldu resmen" demişti bana sarılırken. "Ben seninle sevişmeyi hayal ederken sen burada kalmıyorsun bile"

"Sanki kalsam sevişebileceğiz" diyerek kollarımı boynuna doladığımda dudaklarını boynumda hissettmiştim.

"Sevişirdik tabi. Kimse umrumda olmazdı"

"Manyaksın" demiştim gülerek ondan ayrılırken. Tam konuşacakken onu kesmiştim. Bir klişeyi kaldıramazdım şu an. "Ama senin manyağınım falan demeyeceksin umarım?"

"Senin değil götünün diyecektim ama yine de sen bilirsin" diyip güldüğünde oflayarak gülmüş ve dudaklarına sesli bir öpücük bırakmıştım. Geri çekileceğim sırada elbette bununla yetinemeyen fırsatçı ama çok sevimli sevgilim elini enseme atarak beni öpmeye devam etmişti. 

O sırada gittikçe artan bir melodi duymuştuk. Bu melodi benim telefonumdandı elbette. Ondan ayrılmak için omuzlarını tutsam da buna izin vermemişti. Ve o artan melodiyi çok yakınımızda duymaya başladığımızda mecburen ayrılmıştık.

Evet, Seongwoo telefonumu getirmişti.

İçten içe bizi öpüşürken gördüğü için sevinirken gülmemeye çalışarak Jungkooku kenara itmiş ve çalmaya devam eden telefonumu alıp hiç bozuntuya vermeden şaşkın suratına karşı teşekkür etmiştim. Telefonum sustuğunda Jungkooka dönerek yanağından öpmüş ve veda ettikten sonra evden çıkmıştım.

Yüzümde aptal bir gülümseme oluşurken iç geçirerek arama geçmişinden beni arayan kişiye bakmıştım. Hoseoktu. Geri arayıp açmasını beklemiştim.

"Hoseok?"

"Taehyung. Neredesin?"

"Dışarıdayım. Sen?"

"Yurda dönüyorum. Şey.. ne zaman dönersin?"

Çekingenliği beni şaşırtırken çabucak toparlanmış ve adımlarımı hızlandırırken cevaplamıştım.

"Birazdan yurtta olurum heralde. Bir şey mi oldu?"

"Oh? Hayır. Sadece seni merak ettim"

"İyi misin sen?" Demiştim sesimin şaşkın çıkmasına engel olamayarak. Ne yapayım? Garip gelmişti çünkü Hoseok son zamanlarda bana kızmaktan, bağırmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.

"İyiyim" demişti oflarcasına bir ses çıkararak. "Geldiğinde odama uğra tamam mı?"

"Tamam olur" diye mırıldandığımda kapattığını söyleyip telefonu kapatmıştı. Ben de olabilecek şeyleri düşünmeye çalışıyordum ama şaşkındım. Zaten Seongwoo işine sinirliydim de, pek düşünebildiğim söylenmezdi bu yüzden.

Yurda vardığımda direkt Hoseokun yanına gitmiştim. Kapısını tıklayıp içeri girdiğimde yatağında telefonuyla uğraşırken bulmuştum onu. Ben de gidip karşısındaki yatağa oturduğumda konuşmasını beklercesine ona bakmıştım. O da telefonunu bırakıp oturur pozisyona gelmiş ve öne eğilip dirseklerini dizlerine yaslamıştı.

Archer: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin