36|Ben hiçbir şey bilmiyormuşum.

16.6K 1.2K 781
                                    

Jungkook bana açıklama yapalı, beni korka korka öpeli birkaç gün olmuştu.

Her dakika etrafımda dolanıyor, gitmek zorunda olduğu yerlere beni de götürüyordu. Üniversitede ciddi ciddi konuşulmaya başlanmıştık. İlk başta bu korkutucu gelse de sonradan umursamamaya başlamıştım. Konuşur konuşur susarlardı, ne yapabilirdim ki?

Şu an kampüsteydik. Spor salonunun önündeki bankta oturuyor, başını kucağıma yerleştiren Jungkookun saçlarıyla oynuyordum. Onu henüz affetmemiştim. Sindirmem uzun süre alabilirdi ama bekleyebileceğini söylemişti. Ben de acele etmemiştim. Hiçbir şey için kendimi zorlamıyordum. Modumuzu düşürsem de genel olarak iyiydik.

"Taehyung"

Bana seslendiğinde saçlarına bakmayı kesip gözlerine bakmıştım. Şu an çok sevimli görünüyordu.

"Efendim?" Demiştim bir elimle yanağını sıkarken. Kendimi engelleyemiyordum. Özellikle yanakları konusunda. Gülüşü büyürken yanağını elime yaslamıştı.

"Yarışmaya birlikte katılalım" demişti gözleri yavaşça kapanıp açılırken. "Dereceye girip girmemen önemli değil, deneyimlemeni istiyorum. Sadece hedefi tuttursan yeter yani"

"Kaç metre?"

"Bu sefer çok değil. 32 metre"

"Oha" demiştim gözlerimi büyüterek. "Jungkook miyop insanlar ne yapsın, nasıl görsün hedefi? Mesela ben?"

Minik bir kıkırtı dudaklarından dökülürken yattığı yerden doğrulmuştu. Şimdi yüz yüzeydik.

"Dene sadece" demişti gülümseyerek. "Yanımda olmak için gelmişsin de öylesine atıyormuşsun gibi düşün"

"Rezil olurum ya, boşver"

"Hiç kimse benim bebeğimle dalga geçemez" demiş ve ellerini yanaklarıma yerleştirip dudaklarıma hızlı bir öpücük bırakmıştı. "Ayrıca sizin üniversiteden birkaç kişi olacak sadece. Diğerlerini hayatında bir daha görmeyeceksin bile. Üstelik kimin umrunda ki? Herkes kendi işine bakıyor orada. Başkalarının skorlarını düşünmeme gibi bir kuralımız vardır bizim. Sadece kendimize odaklanırız"

"Yapabilir miyim bilmiyorum Jungkook.."

"Yapabilirsin" demişti güven verici bir sesle. "Sen bu ellerle her şeyi yapabilirsin" 

Ellerini yanaklarımdan çekip kendi elleriyle birleştirmiş ve gülümseyerek her bir parmağıma öpücük bırakmıştı. 

"Aşkınızı gidin başka yerde yaşayın ya"

Duyduğumuz sesle birlikte ikimiz de bize doğru gelen kişiye dönmüştük. Hoseok kendini Jungkookun yanına bırakırken devam etmişti. 

"Olan var olmayan var şimdi. Kıskanırlar"

Gülerek arkadan kolumu uzatmış ve kafasına vurmuştum. Homurdanarak vurduğum yeri tuttuğunda gözlerimi devirmeden edememiştim. Jungkooksa beni ve Hoseoku cidden şaşırtarak kolunu onun omzuna atmıştı. Hoseokun başını zorla omzuna yatırttığında çok da nazik olmayan hareketlerle saçlarını sevmeye başlamıştı.

"Aman da aman" demişti yüzünü buruşturarak. "Benim sevgilimin hyungu ilgi mi istiyormuş?"

Hoseok Jungkookun kaslı kollarının arasında can verirmiş gibi çırpınırken Jungkook yüzünü bururşturarak saçlarını sevmeye devam ediyordu. Bense onları gülerek izliyor, devamında ne yapacaklarını merak ediyordum. 

"Bırak beni" demişti Hoseok cırlayarak. "İlgi falan istemiyorum. Yeter ki bırak"

"Olur mu öyle şey? Utanma utanma. Sevgilimin hyungu benim de hyungum sayılır" 

Archer: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin