3.3

310 20 33
                                    

Bütün hafta sonumu soru cezamı bitirerek geçirirken Ayberk mesajlarıyla bir an olsun beni yalnız bırakmadı. Pişman olduğu ve gerçekten onu affetmemi istediği her hal ve hareketinden belli oluyordu. Buna rağmen Skype teklifini kabul etmedim ve burnunun biraz daha sürtmesini bekledim açıkçası.

Bana bugün kendini affettireceğini söyledi mesajlaşırken. Bunu nasıl yapacağına dar en ufak fikrim yoktu fakat içten içe aslında onu affetmeme çok az kaldığını biliyordum. Onu bu kadar zor kazanmışken uzak durmak eskiye oranla daha çok canımı yakıyordu. Hislerimin karşılıklı olduğunu söylememe ihtimalim yoktu üstelik.

Sınıfa girip sırama geçtiğimde etrafa göz gezdirdim. Son bir aya giriş yaptığımızdan olsa gerek doğru dürüst öğrenci gelmiyordu 12'lerden. Sınıfın daha sessiz sakin olacağını düşünüp omuz silktim ve test kitabımı çıkarıp çözmeye başladım.

Bir süre sonra yanıma gelen kişiyle kaşlarım olabildiğince çatıldı. Cemre'nin benim yanımda ne işi vardı?

Bakışları yere dönük biçimde yanımda durduğunda kaşlarım bir an olsun çizgisinden şaşmadı. Yüzüne bakarken bile içim burkuluyordu ve ona saldırmak gibi bir saçmalık yapmamak için kendimi tutuyordum.

"Ne istiyorsun?" Sert ses tonumla konuştuğumda bakışları bakışlarıma yöneldi ve mahçup tavrıyla beni daha da şaşırttı. Bu sırada sınıfa insanlar doluşmaya başladı. Anlamsız bakışlarımı etrafımda gezdirip yüzüne baktım.

"Özür dilerim, şu ana kadar sebep olduğum her şey için." Gür sesiyle konuştuğunda bu sefer kaşlarım hayretle havaya kalktı. Etraftaki insanlar bunu duyduktan sonra sınıfı terk etmeye başladı. Cemre de daha fazla gururunu ayaklar altına alamamış olsa gerek koşar adım sınıftan uzaklaştı.

Ayberk, yavaş adımlarla sınıftan içeriye girdi ve başarıya ulaşmış gibi duran tebessümüyle gözlerime baktı.

"Seni nasıl herkesin içinde rezil ettiyse kendisinin de herkesin içinde gururunu yere sermesini istedim. Dahasını da hak ediyordu ama insaflı insanım." Adımları tam önüme düşüp beni sıramdan kaldırdı ve gözlerime baktı.

"Affettirebildim mi kendimi?" Dolu gözlerle gözlerine bakarken yaşadığım anın şoku ve başarıya ulaşmanın rahatlatıcı etkisiyle içim ürperdi. Bunu gerçekten beklemiyordum. Bu kadar güzel bir adam oluşu beni bir kez daha tav etti.

"Teşekkür ederim sevgilim. Sen muhteşem bir adamsın." Kollarımı boynuna dolayıp yavaşça sarıldığımda kolları bedenimi kendine hapsetti. Başını saçlarıma gömdüğünü hissettiğimde gözlerimi yumdum.

"Değersin baharım, her şeye değersin."

***
Açelya: Görmeliydin nasıl koşturarak ortamdan uzaklaştığını.

Açelya: Zafer kazanmış gibi hissederdin ki ben de öyle hissettim.

Açelya: Dahasını da hak etmişti fakat eniştem yufka yürekli bir adam.

Neslihan: Nasıl tepki vereceğimi bilemedim bir anda.

Neslihan: Hem şoktaydım hem de kendimi ilk kez bu kadar güçlü hissettim.

Açelya: O senin gücünün farkında olmanı istiyor.

Açelya: Çünkü ona bile gösterdin aşkını ezdirmeyeceğini.

Neslihan: Eğer bunun farkındaysa mutlu olurum.

Neslihan: Bana benden çok güveniyor.

Açelya: Kesinlikle öyle. Son haftalarımız. Özgürlük yakın.

Açelya: Biyoloji test kitabım beni beller.

Açelya: Bekler.*

Açelya: Ulan klavye o kadar haklı ki bu sefer...

Neslihan: Deli kız ya. Ben de gidip biraz geometri çalışayım.

Neslihan: Dedikodu saatimizde görüşürüz.

Açelya: Görüşürüz civcivim.

RUHUMUN GÖÇÜĞÜ||TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin