Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Soomin çok ruhsuzsun ya, biraz gülemez misin?" Burnumu çektikten sonra yanımdaki peçete kutusundan bir tane daha mentil çıkartıp sümkürdüm. İğrenç bir şey yapıyordum evet ama umrumda değildi. "Gördün, duydun hastayım. Benden gülmemi isteme can çekişiyorum ya!" Kaşlarımı çattım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Jisung'un eli telefonuma gitti ve bir kaç dakika boyunca ekrana baktı. Sonra olduğu yerden kalktı ve bana yaklaştı. Yatağıma oturur oturmaz kolunu omzuma atıp kendine yaklaştırdı, ardından telefonumu bize doğru tuttu. Onun yüzüne dik dik bakarken o fotoğraf çekmeye devam etti. Konuşamayacak kadar yorgundum ve inatla yapmaya devam ediyordu.
"Soomin neden gülm-" lafı yarıda kesildiğinde yüzünü bana doğru çevirmişti. Havada duran sol eli yavaşça yatağa düştü. Yüzlerimizin arasındaki mesafe bir öpücük mesafesindeydi. Belki bu tanım oldukça saçmaydı ama beynimde bir anlığına öyle canlanmıştı. Özellikle öpücük olması onun mesajlarından dolayıydı.
"Kirpiklerin çok güzel." Bir de bana sor, kirpiklerinin ve gözlerinin ne kadar güzel olduğunu.
Sağ eli saçlarıma gitti ve saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Nefesimi tuttuğumu yeni farkediyordum, gözlerine bakmak beni heyecanlandırıyordu.
"Seni öpsem bir şey olur mu?" Olurdu. Elimle omuzundan ittirdim ve ardından ayaklarımla uzaklaşması için tekmeledim. Şu an yaptığım şey çok aptalcaydı ama korkuyordum. "Sakin olur musun ya, bir şey yapmadım." En sonunda yere düşen Jisung'a üzgün gözlerle baktım. "Ö-özür dilerim, ben sadece..." Ne ben sadece? Evet, söylesene Soomin.
"Ne sen?" Haklı olarak soruyordu ama benim buna cevap verebilecek kadar gücüm yoktu. Aptal Soomin! Hep böyle bir şey için beklemedin mi? Neden söylemiyorsun, fazla naz aşık usandırır. Beynimin içinde yankılan haklı ses beni daha da endişelendiriyordu.
"Tamam, söyleyeceğim. Ben aslında uzun zamandır, hatta seni tanıdığımdan beri, ben... SENDEN HOŞLANIYORUM VE BU İLERİ DÜZEYDE BİR ŞEY. SENİNKİ GİBİ HEMEN HOŞLANDIM MESELESİ DEĞİL. O YÜZDEN BU DURUMLA DALGA GEÇERSEN SENİ DÖVERİM. BELKİ SANA ZARAR GELMESİN DİYE HER ŞEYİ YAPARIM AMA CANINI YAKARIM. TAMAM MI?" Ne kadar da güzel saçmalamıştım, ne kadar da güzel itiraf etmiştim?
"Bugüne kadar neden söylemedin?" Ben mi aptaldım yoksa o mu aptaldı?
"Kafayı yemiş olmalısın herhalde, eğer sana söyleseydim aramız bozulurdu ve ben bunu göze alamazdım. Senin için oradan kolay gelebilir ama ben duygularımı onca zamandır içimde tutuyorum. Senin bu kadar kolay dillendirip, kolayca hoşlandığını söylemen beni çıldırtıyor. Kısa bir süre önce Haneul diye yanıp tutuşuyordun? Sonucunda ben de Haneul gibi unutulacak mıyım, eğer öyleyse bana elveda de." Haklıydım, bunu söylemekten de çekinmeyecektim ki çekinmedim.
"Yemin ederim ki bu olmayacak. Ben de seni kaybedemem seni seviyorum. Belki daha önce yeterince belli etmedim ama bu gerçek." Yüzüme oldukça ciddi bir ifadeyle bakıyordu. "Pekala Jisung sana güveniyorum."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🌺 Skz geri dönüyor oooooo better watch out
ama daha nefes alamamışken bu kadar hızlı olması beni endişelendiriyor:(
