Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
2 Yıl Sonra
cutesquirrel: bebeğim geliyorsunuz değil mi
misakisan: bir saatte oradayız ;)
çalışmana geri dön lütfen
görüşürüz meleğim
cutesquirrel: görüşürüz sevgilim
🌺
Arin unnie ile girdiğimiz pratik odasında yerde uzanan arkadaşlarıma baktım. Hepsi yorgun olmalıydı ki kendilerini yere atmışlardı. Bizim geldiğimizi gören Chan oppa uzandığı yerden kalkmadan eliyle Jisung'u işaret etti. Sanırım geldiğimizi farkedemeyecek kadar uykuluydu. Sessizce yanına ilerledim, o sırada bacağımdan yakalayan Changbin oppa bana göz kırptı. Ben de gülümseyip elimle öpücük gönderdim. Bacağımı bırakır bırakmaz Jisung'un yanına gittim ve yanına oturdum. Uyuyor olmalıydı, yoksa şimdiye kadar ayak seslerine uyanmış olması gerekirdi. Saçları dağılmıştı, ağzı hafif aralanmıştı ve kirpikleri çok güzel görünüyordu. Elim usulca saçlarına gitti ve düzeltmeye başladım. Siyah saçlarının yerini sarı rengi almıştı ama yine de harika görünüyordu. Yüzüne doğru eğildim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Geri çekildeğim zaman kıpırdanmaya başlamıştı. Gülümseyip burnunu sıktım ve uyandırmaya çalıştım. Kısa bir süre sonra gözlerini tamamen açmıştı, beni görür görmez yattığı yerden kalktı ve bana sarıldı. Kollarım kolları arasında kalmıştı bu yüzden ona ben sarılamıyordum. "Jisung kollarımı bırakırsan sana ben de sarılabilirim." Etraf sessiz olduğu için sesim yankılanmıştı ve bu sayede herkes bize bakıp gülmeye başlamıştı. Yüzümü iyice Jisung'un omzuna gömerken kollarımı kendi vücuduna sardı ve beni yeniden sardı. "Çok özledim." dediği an kalbim yerinden çıkacak kadar atmaya başlamıştı. "Ben de özledim." Yüzüm hâlâ omzuna gömülü olduğu için sesim boğuk çıkmıştı ve "Ne dedin duyamadım? Biraz daha sesli söylesen keşke." diye bağırmaya başladı. Beni kızdırmak için yaptığını biliyordum ama tuzağına düşmeyecektim. Kafamı omzundan çekip yüzüne baktım, "Daha iyi dinleseydin o zaman." dedim. Changbin oppanın sesi ile odak noktamı değiştirdim. "Jisung, Soomin oldukça zeki bir kız ve sen oyun oynamaya çalışıyorsun ama olmuyor. Yapma." dedi gülmeye devam ederken.
Jisung benden ayrılıp ayağa kalktı ve ellerini beline koydu, "Hyung sevgilin yok diye kıskanmasana sen." dedi. Herkes söylediği şeye gülerken Jisung kaşlarını çatmıştı ve bağırıyordu. "Komik olan ne? Soomin sen de gülüyorsun yani. Chan Hyung ayıp ediyorsun bak. Hyunjinden beklerdim de Seungmin sana ne oluyor? Felix gece seni boğmamı mı istiyorsun? Yah! Minho hyung en azından sen yapma. Jeongin-a neden gülüyorsun? Arin noona eğer gülmeye devam edersen sırrını söylerim." Son söylediğiyle herkes sustuğunda Arin unnieye baktım. "Söyleyebileceğin bir sırrım yok." Jisung Chan oppanın yanına gitti ve elinden tuttup Arin unnienin yanına sürükledi. Ardından ikisinin ellerini birleştirdi ve "Arin noona söyleyemiyordu ben yapayım bari. Arin noona senden hoşlanıyor hyung, sen de noonadan hoşlanıyorsun. Sen de söyleyemiyordun, şimdi öpüşebilirsiniz." dedi. Ağzım açık kalırken Arin unninin kızarışına bakıyordum, Chan oppa bir şey demiyordu sadece unninin yüzüne bakıyordu.
