6*

62 4 11
                                    

Yazacak yorum bulamıyorsanız ellerine sağlık diyebilirdiniz :')

Eşimle birlikte sabah yemeğini hazırlamaya başladık. Normal türk kahvatısıydı. Üzerimizdeki pijamalar duruyordu. Sonuçta yemek yerken güzel kıyafetlerimizi kirletmek istemeyiz. Okuldaki bana yada doğru bize savaş açan kişinin kim olduğunu düşünmeye başladım. Lakin kim olduğunu birtürlü bulamadım. Çünkü kimseyle kavgalı veya küs değilim. Savcı yemek yerken dalgınlığımı fark etti. Bu sebeple elini yanağıma uzatarak dokundu gözlerime baktı "nereye daldın hayatım? O pislikleri düşünerek başını yorma"dedi. Bense tamam şekilde kafamı salladım. Savcı haklıydı neden düşünüyorum ki? Bu gün göreceğiz zaten. Ardından önümüzdeki yemekleri bitirdik. Sofrayı toparlayıp üzerimizi değiştirdik. Kıyafetim japon okul formasına benziyordu. Savcıda rahat bir eşofman giydi. Sonuçta savaşacağız ki üzerimizdekiler umursamadığımız kıyafeter olmalı. Ardından okula doğru ilerlemeye başladık. Elimdeki kağıt parçasında yazan adrese gideceğiz lakin saati yazmıyordu. Sakince adrese doğru giderken önümüzden Sanela ve Aslı çıktı.

Aslı: savaşacağınız yere gidiyorsunuz dimi? 

Savcı: evet 

Aslı: o zaman bizde gelelim

Algül: olur 

Sanela: heyecanlı ilk defa savaşa gidiyorum.

Algül: çocuk adres yerini vermiş ama..

Sanela: ama?

Algül: saati yazmamış o zaman nasıl buluşacağız ki? 

Aslı: aslında bana saati söylediler.

Algül: sana birşey yaptılar mı? 

Aslı: hayır saldırmadılar bile.

Algül: neden sana söylediler ki? 

Aslı: sanırım benimde geleceğimi tahmin etmişlerdir.

Algül: hmm haklısın

Savcı: ee saat kaçta buluşcakmışız?

Aslı: şimdi sabahın köründe

Savcı: vay bu kadar çabuk beklemiyordum.

Ardından hep birlikte toplanma alanına doğru yürümeye başladık. Hava sakindi sabahın köründe soğuk olmasını beklerken üşütecek kadar soğuk değildi. Bulutlu güneşli biraz hafif rüzgar esiyor sadece saçlarımı havalandıracak kadar hafifti yani. Aradan biraz zaman geçti adrese yazılan yere geldik. Etrafıma baktığımda ağaçlar vardı lakin normal ağaçlar değil meyve ağaçlarıydı. Ağaçlar daire şekilde etrafımızdaydı yani ortası boştu. Gerçekten savaşmak için uygun yer seçmişler. İnsanlara zarar gelmeden yada evlere zarar gelmeden savaşabiliriz. Düşmanlarımız daha gelmemişti bizde öyle sakince bekliyoruz. Savcı bana bakıp "ellerimize bir şeyler alalım onların elleri boş geleceklerini zannetmiyorum"dedi. Bense tamam şekilde kafamı salladım. Savcı ağaçlara bakarken bir şey fark etti.  Bunu gören Aslı ve Sanela ne yapmak istediğini anlamamıştı. Savcı sol tarafında ağaçların yanına geldiğinde kocaman otların arasını açtı. İçinden bırakılmış sobalar ve kılıçlar vardı. Savcı onları alıp bize dönerek "bunlar bize yeterli olur. Gidip satın almamıza gerek yok"dedi. Bense "aferin iyi buldun"dedim. Yanına gelerek çivili sopayı aldım. Herkes kendine göre uygun olanı aldı. Hepsi birer sopa almıştı kılıç gerek yoktu sırf kavga için. Ortaya geçerken düşmanlarımız gelmişti. Kötü şekilde gülümsedi derin nefesle kahkaha attı. Bi an da sakinleşip bize baktı.

 Algül: savaşmadan önce soracaklarım var.

düşman: tabi sor 

Algül: ilk öncelikle neden bizimle savaşmak istiyorsun? 

Düşman: güçlü olduğun için 

Algül: senden daha mı güçlüyüm yani? 

Düşman: evet bundan dolayı seni yenip en güçlü olacağım.

Algül: bu çok saçma 

Düşman: sana göre çok saçma ama bana göre saçma değil.

Algül: peki,peki 

Düşman: güçlü insanları görmekten bıktım.

Algül: öyleyse okuldan ayrıl senin için daha iyi olur.

Düşman: kes sesini!! 

Savcı: eşime bir daha bağırırsan yaşadığın için pişman ederim.

Düşman: kes sesini!! 

O an da düşman üzerime hızla gelerek saldırmaya başladı. Benim için kolaydı saldırılarından kaçınıyorum. Sanki küçük çocuk saldırıyor gibi dalıyor. Aniden hızla arkasına geçerek sırtına sopayı geçirdim. Düşman çığlık atarak yere düştü. Yerde olduğu halde hala çığlık atmaya devam ediyordu. Bu beni sinirlendirmeye başladı sakinleşip öylece bön bön durdum. Bunu gören Savcı gülümsedi. Düşmanın arkadaşlarından koşarak üzerime gelirken Savcı aniden önüne çıkıp karnına muazzam şekilde tekme geçirdi. Adam yuvarlanarak uzağa düştü. Düşmanın diğer iki arkadaşı da koşarak üzerime gelirken Aslı ve Sanela kolayca halletti. Böylece grup korkarak uzaklaştı. Bu kadar çabuk biteceğini düşünmemiştim. Daha güçlü grup olmalarını bekliyordum davranışlarına bakarak. Neyse ezik grubunu halletik bitti. Savcı yanıma gelerek bana sarıldı saçımı okşayarak "güzel karım benim seninle her zaman gurur duyuyorum"dedi. Bunu gören Aslı ve Sanela sevinçle alkışladılar. Savcı ile sarılmayı kesip elimde olan sopayı havaya kaldırarak (resimdeki gibi)

"kim gelirse gelsin birlikte kazanacağız"dedim. Ardından birlikte okula doğru ilerledik. Havanın soğukluğu yok olarak ısınmaya başladı. Yolda yürürken üzerimdeki kanların olduğunu yeni fark ettim. Bu benim için sorun değil çünkü okulda beden eşofmanım var. Okula vardığımızda bazı insanlar bana iğrenerek baktı. Böyle bakmaları da haklı sonuçta üzerimde düşmanın kanı var. Diğerlerin kıyafetleri temizdi. Sınıfa girdiğimizde dolabımdan beden eşofmanımı alıp soyunma odasına ilerledim.
DEVAM EDECEK

Türk VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin