Not: Selamun Aleykum uhtiler😊 Son tanıtım. Belki unutmuşsunuzdur Fatih(önceden Muhammed Samet di) Mert ve Yiğit'in yeğeni. Rabia(eskiden sena) Sümeyye'nin kız kardeşi. İyi okumalar😄
FATİH ve RABİA
Fatih en yakın arkadaşı, mahallenin gözbebeği olan imam Mahir ile cami avlusunda sohbet ediyordu. Konular derinleşmeye yüz tuttuğu vakitte üçüncü bir arkadaş katıldı aralarına. Gelen kişi biraz daha dünyaya bağlı kalbe sahip bir şahıstı. Dünyalık boş konular oldu olası canını sıkardı Fatih'in. Mert ve Yiğit dayısı bu konuda onu hep tembihlerdi. Fatih de bi nevi onların himayesinde büyümüş hafız bir polis olarak mesleğine başlamıştı. Onları ve desteklerini asla unutmuyordu. Dayılarını hatırlayınca gülümsedi. En yakın zamanda uğramayı aklına not etti. Konuşulan konular iyice boş olmaya başlayınca imam Mahir ve Fatih iyiden iyiye sıkılmışlardı. Tam konuyu değiştirmek için ağzını açmıştı ki caminin bayanlara özel olan kapısından çıkan kızla kelimeleri boğazına dizildi. Açık kalan dudaklarından ise
-"Midye" kelimesi döküldü ansızın.
Rabia hızlı olmaya çalışıyordu. Ameliyatı vardı ve geç kalırsa baş hekim onu rahat bırakmazdı. Dualar ile ayakkabılarını bağlayıp ayağa kalktı. Örtüsüne bakmak için caminin camına yaklaştı. Her şey normalken çardaktan cama yansıyan kişi ile dondu kaldı. İki saniyelik bir irade zaafından sonra bakışlarını çekip yola koyuldu. Çardağın önünden geçecek olması onu daha da geriyordu.
Fatih başı önünde edebi ile rüzgar gibi önlerinden geçen kız ile tebessüm etti. O ana imam Mahir de şahit oldu. Seven sevenin halinden anlardı malum. Ama yanlarındaki dünya kokan genç Rabia'ya bakıp hiç de kısık olmayan bir sesle hayranlığını dile getirdi:
-"Hay maşAllah be! Analar neler doğuruyor? Kimdi o?" Fatih gayet sahiplenme kokan bir sesle cevap verdi:
-"Midyem"
-"Ne?" Anlamamakta ısrar eden çocuk sinir uçlarını zorluyordu.
-"Uzaktan akraba. Önemli değil." Oğlan daha da keyiflendi. Belki numarasını alabilme umuduyla tekrar konuştu:
-"Güzel kız ama..." Fatih ayağa fırladı. Öfkesine hakim olmaya çalışıyordu.
-"Sanane oğlum güzelliğinden. Güzelse güzel. Güzelse sahibi var. Beklediği var." Genç beklemediği tepki ile irkildi. İmam Mahir'e baktı. Mahir de tetikte bekliyordu. Rabia Fatih'in en hassas noktalarından birisiydi. Genç yutkunup tekrar araladı dudaklarını:
-"Sakin ol kanka. Kimmiş o beklediği?" Fatih elini saçlarına daldırıp çekiştirdi.
-" FesuphanAllah. Harbi dövücem şimdi... Mahir ben abdest almaya gidiyorum. Ancak sakinleşirim. Allah'a emanet ol." Bir şey anlamayan gence sert bir şekilde bakıp şadırvana ilerledi. Aklında aynı Hadis-ı döndürüp duruyordu: “Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.” [Ebû Dâvud, Edeb 4, (4784).
----------------💞💝💕💖----------------
Dini ve resmi nikaha iki gün varken...
Rabia gözlerine biriken yaşları saklamak için biraz daha eğdi başını. Dudaklarını ısırmaktan bir çare hale gelmişti. Karşısında deli gibi dolanan gence aklını kurcalayan sorulardan en çok canını yakanı sordu:
-"Onu mu seviyorsun?" Fatih gelen soruyla irkildi. Kenarda sessizce onları dinleyen Mert'e baktı. Doğru duymamış olmayı diledi.
-"Ne?" Genç kız derin bir nefes aldı.
-"Bak çok bilmiş, onu seviyorsan ona git tamam mı. Ben seni seviyorum eyvAllah. Bugüne kadar sevdim de bekledim de ama sen bana helal olduktan sonra ben senin gözlerine baktığımda başka bir sevgi görürsem, o kıza ait duygular görürsem bütün umutlarım biter. Ölmem ama ölürüm. Şimdi ya beni inandır ya da bırak başlamadan bitsin!" Fatih duydukları ile çaresizlik içinde kıvrandı. Mesleğinin kötü tek bir yanı vardı o da gizli operasyonlar. Tamamen yanlış bir anlaşılma ve açıklanamayan gerçekler elini kolunu bağlıyordu. Fısıltıya dönüşen sesi ile bir itiraz nidası fırladı dudaklarından:
-"Bitmesin..." Genç kız umutla karşılık verdi sevdiğine:
-"Bitirme!"
-"İstemiyorum ama elimde değil..."
-"Kalbinde ise eline de gelir. Ama olmaz diyorsan ben seni uzaktan severim. Elbet unutur yeni bir sevgi..." İmkansız olsa da genç kız başkasını sevme ihtimalini dile getirecekken Fatih'in öfkeli sesi böldü cümlesini:
-"Saçmalama! Ne demek yeni bir sevgi. Sen benimsin! Benim helalim olacaksın! İki gün içinde hemde!!" Son cümlesinden sonra kıpkırmızı yüzü ile odadan çıkıp kendini lavaboya attı. Konuşsa Ahmet Yasir başta olmak üzere ekip üstüne çullanacak, sussa sevdiği ondan gidecek. Yapabileceği tek mantıklı şeyi yapıp abdest aldı ve Sevgilinin huzuruna durup derdini onunla paylaştı. O ki bütün alemin yaratıcısı ve koruyucusuyken, her şey O'nun kün fabrikasından çıkıyorken, aciz Fatih kuluna da elbet bir yardım gelirdi. Hep gelmişti çünkü. Bazen anında, bazen haftalar sonra, bazense yıllar. Olsundu duasının kabulünü yıllara bırakan Rabbi'nin hiç şüphesiz bir bildiği vardı. Elhamdülillah... Şimdi teslimiyet zamanıydı.
En Güzel'e emanet olun💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yusuf'un Masal'ı
SpiritualMasal hızla tuvaletten çıkarken Yusufla çarpıştı. Düşmek üzere olan karısını hemen tuttu taze damat. Sonra sinirle söylendi: -"Bu ne acele, seni gören de sevgiline yetişeceksin sanır." Masal başörtüsünü düzeltirken tebessümle cevap verdi: -"O kadar...