3 | kahvaltı

1.5K 178 38
                                    

23 Ocak 2017

Başım ağrıyordu, beynim sekiz takla atmış gibiydi. Dün gece biraz içmiş ve eve geç gelmiştim. Jungkook ile takılmıştık ve ben eve geldiğimde Yoongi uyuyordu. Havalar hala çok soğuktu fakat dün gece kendi yatağımda tek başıma yatmıştım. Uzun bir aradan sonra, yalnız yatmıştım.

Sürekli gece kalktığını biliyordum, uyuyamamıştım ve bunun sebebi ona alışmamdı. Kış aylarında daima benimle aynı yerde uyurdu. Bazen salondaki koltukta, bazen benim, bazen de onun yatağında. Ama hep yanımda olurdu. Dün gece onun yanına gitseydim sorgulamadan bana sığınıp uyuyacağını biliyordum ama karmaşık, dağılmış bir ben ve her yerime sinen alkol kokusuyla boğmak istememiştim onu.

Uykusuzdum ve kanımdaki alkolu hala hissediyor gibiydim. Klasik bir gündü, klasik bir pazar günüydü. Yoongi ile aramızda farklı bir anlaşma türümüz vardı. Pazar günleri kahvaltıyı o hazırlar, ben ise mutfağı toplardım ve bu şekilde işleri bölüşmemizin temel sebebi Yoongi'nin iyi hazırlaması ve benim mutfağı daha düzgün toplamamdı.

Belimden düşecek gibi olan pijama altımın lastiğini düzelttim ve sessiz olmaya özen göstererek kapımı açtım. Odam mutfağı görüyordu ama bu bana yeterli gelmemişti. Çıktım odamdan, kahvaltı hazırlayan minik bedeni arkasından izlemeye başladım.

Özenle kahvaltı hazırlıyordu, siyah saçları biraz nemli gibiydi ve saat altıda yıkandığını biliyordum, duymuştum. Uyku tutmamıştı küçüğümü dün gece. Bu düşünce ister istemez beni mutlu etmişti. Hayatında bu kadar fazla yer kapladığımı görmek beni sevindiriyordu. Bir yandan da kızmıştım, beni uyandırmasın diye saçlarını kurutmamıştı bile.

Ayrıca, bir gün ayrılırsak ne olacaktı ona? Bu bende sıkıntı yaratıyordu.

Omzumu kapının pervazına yasladım, uyuşukluğunu üstünden atmış gibi görünüyordu. Normalde bildiğim, tanıdığım Yoongi iş hayatı dışında cidden uyuşuktu. Pes etmek gibi bir huyu yoktu ama ertelemeyi çok seviyordu. Altındaki pijamanın lastiğini sıktığında gözlerimi bir iki saniyeliğine kapattım.

Yemek yemiyordu ve küçük beden aldığı eşyalar bile belinden düşüyordu. Buna sinirleniyordum, onu cılız görmek beni üzüyordu. Pazar günleri genelde ona mutfağı dağınık bıraktığı için atışır, sataşırdım ama bana bıraktığı mutfaktan daha karmaşığını görüyordum şu an. Mutfak daha çok savaş alanı gibiydi.

O an bana aslında mutfağı toplayarak bıraktığını fark ettim. Küçüğüm tahminimden daha dağınık ve daha inceydi. Gözlerimi kırpıştırıp bu gerçeği sindirmeye çalıştım. Söylediğim tüm o laflar, imalar aslında onun için bir şey ifade etmiyordu. Sadece konuşmamı seviyordu, benimle laf dalaşına girmeyi seviyordu.

Sersem halimle banyoya girdim, soyundum ve sıcak bir duş aldım. Kahvaltı saatine yetişmek için hızlıca giyindim, saçlarım hala ıslakken ince üstümle masaya oturdum. "Hyung, saçlarını kurutmanı beklerim." dedi eliyle tutamlarımı düzeltirken. Endişelenmemesi için tebessüm ettim.

"Günaydın, evdeyim zaten saçlarım önemli değil." Dudaklarını büzüp yanaklarını şişirince donup kalmıştım güzelliği karşısında. Çok, çok... nasıl demeliydim bilmiyordum bile. Küçüğüm eşsizdi, güzeldi. Omuzlarını yavaşça indirdiğinde gözlerindeki teslimiyeti görmüştüm.

"Haklısın hyung, bir saat sonra işte olması gereken benim." Dudaklarını gerdirdi be yanaklarını şişirdi, aklımı kaybedecek gibi oldum. Ağzımdan çıkan sözlerin pek farkında değildim ama gerçek hislerim olduğuna emindim. "Yoongi," demiştim onun gibi yanaklarımı yaparak. Benden etkilenmesini istemiştim.

"Ben zaten iyi para kazanıyorum, bu kadar çalışmana gerek yok." Stajlarım daha başlamamıştı, işim de gayet iyiydi ve ben ikimize hatta Jungkook'a bile bakacak derecedeydim. Yılbaşında ailesinin yanına gidecekken evde tek kaldığımı öğrendiğinde ve yanıma tavukla geldiğinden beri ona karşı olan hislerim beni ele geçiriyordu. Korumak istiyordum onu, saklamak istiyordum tüm kötü şeylerden.

Ailesiyle olan bağını biliyordum, çok güçlüydü. Onların evinde olan geleneği, onlara olan özlemini de biliyordum ve buna rağmen yanıma gelince ruhumu alsa sesimi çıkarmayacak kıvama gelmiştim.

"Ama hyung," demişti bana gülümseyerek bakarken. Bu gülümsemede olmayan tek şey mutluluktu, küçüğümü iyi tanıyordum. Gözlerini görmemem için kısıp gülüyordu fakat onu anlıyordum ve o bunu bilmiyordu.

"Senin son senen, bana hep sen bakamazsın ki." Yavaş yavaş her şey karardı, şimdi sadece ben vardım. Yoongi'nin dedikleri kafamın içinde yankılanıyordu sadece. Ona hep bakamayacağımı söylüyor, gideceğimi düşünüyor. Dilimle dudağımı ıslattım. Karşı çıkamadım bile, ne demeliydim bilmiyordum. Boğazımdaki yumru yavaşça kendini belli etmeye başlamıştı.

"Son senem olması yok olacağım anlamına gelmiyor, Gi. Ben buradayım, kendini yormana gerek yok." Bir şey demeden yemeğe devam etti. Mırıldandığı kuru teşekkürü duymuştum ama ne için teşekkür ettiğini anlamamıştım. Bir saat sonra Yoongi'nin dediği gibi oldu ve o yarı zamanlı işine gitti.

Mutfağı, yatağımı topladım. Bütün önemli işlerimi saat üçe gelirken bitirdim ve Jungkook ile buluştum. Üstümde atamadığım bir durgunluk vardı. Jungkook bunu fark etmişti ve ısrarlarına rağmen anlatmayınca soru sormayı kesmişti. Çok geçe kalmadım ve kafeden direk eve gittim.

Saat altıydı ve evin dolması için daha üç saat vardı. Çıldıracak gibiydim, hislerime tercüman olamıyordum, tepkilerimi bağımsız veriyordum ve bu ikimize zarar verir diye korkuyordum. Bana 'hyung' diye seslenen küçük adamı incitirim diye canımdan can gidiyordu. Dikkatli olmaya çalışıyordum ama ona karşı koyamıyordum.

Dediği gibi, ne olacağımız belli değildi.

Sekize kadar evde dolandım durdum, temizlik bile yapmıştım ama kendime gelememiştim. İki üç bölüm daha dizi izledim, Yoongi eve saat dokuzda değil alkol kokusuyla birde geldi. Odamda sessize onu beklemiştim fakat ne o benim yanıma gelmişti ne de ben onun yanına gidecek kadar kendimde cesaret edinmiştim.

Küçüğümün uyuyamayacağını biliyordum, ben de uyuyamamıştım. Ertesi gün evden ikimizde kırmızı gözler ile çıkmıştık. Anlaşma varmış gibi bu konu açılmamıştı da.

*
Selam.
Beynim çatlamak üzere, biyoloji sınavı gümbür gümbür geliyor. Yazım hatam varsa belirtebilirsiniz, düzeltirim.


Kendinize iyi bakın.

Kendinize iyi bakın

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
my little | sopeKde žijí příběhy. Začni objevovat