13 | kızıl stajyer

1.1K 133 99
                                    

1 Haziran, 2018

"Sadece pizzanı ye ve her şeyi bana bırak, ben halledeceğim." elimle saçlarını düzeltirken parmaklarımın arasından geçen tutamları beni rahatlatıyordu. Sürekli onlarla oynamak istiyordum, yumuşacıklardı. Diğer yandan yanakları pembemsi olan bu güzellik başımı döndürüyordu. Üstünde kısa kollu siyah bir tişört vardı, altında ise kot bir pantolon. İkiye katlayıp yemek istiyordum.

"Hyung, Jungkook hyung biraz nasıl desem... acaba söylemesek mi? Onu sevdiğimi biliyorsun ama imalarına ne kadar süre katlanacağız?" Beklentiyle bana bakarken omuz silkerek kapıdan giren tavşan arkadaşımı gösterdim. Tek gelmesine şaşırmıştım aslında, ben Jimin'i de bekliyordum yanında. Her zamanki endamıyla yanımıza geldiğinde, oturduğumuz koltuğun karşısındaki koltuğu ortalayarak oturdu. Yüzünde sinsi gülüş vardı ve gözleri benimle Yoongi arasında gidip geliyordu. "Minik kuşlarım bir şey demenize gerek yok ben zaten her şeyin farkındayım."

Omuz silkerek oturduğum koltukta daha rahat pozisyona gelirken, menüyü tavşan arkadaşına ittirmiş ve bir şeyler seçmesini söylemiştim. Yoongi gergin gibiydi, biraz da rahatlamış. Jungkook gelen garsona nasıl pizza istediğini tarif ederken masanın altından el ele tutuşuyorduk. Stajlarım başladığı için tüm düzenim kaymış gibiydi. Ciddi ciddi tüm düzenim kaymıştı. Sabah yine onunla beraber evden çıkıyordum, stajımın öğle arası gibi bir saatlik molası oluyordu ve okulda bu saatin geçmesini yarı uyanık bir şekilde bekliyordum. Eve gitmek istesem zaten yarım saat gidişim vardı, kapıya ulaşınca tekrar otobüse binmem gerekiyordu.

Bu yönden berbattı.

Onun dışında benimle staj gören yaklaşık on kişi daha vardı. Benim alanım fizik olduğundan her fizik dersine giden hocaların peşinden kuyruk gibi dolaşıyor ve derslere giriyordum. Okul, ortalama düzeyde olan bir liseydi ve yeni boyattığım kızıl saçlarımı ilgiyle izliyorlardı. Kızıl saçlarım birçok kişi tarafından beğenilmişti aslında, tenefüste karşılaştığım kişilerden duyuyordum bunları. Tabi geneli kız oluyordu ve ilgimi çekmiyordu.

Üçümüzün de pizzası geldiğinde herkes kendi halindeydi. Jungkook ondan farklı sipariş veren küçüğümün pizzasına sürekli el uzatmaya çalışıyor, küçüğüm engellemeye çalışıyor ama gücü yetmeyince beni dürtükleyip büzmüş olduğu dudaklarıyla şikayet ediyordu. Ben ise, sadece bu görüntü karşısında hayatta kalmaya çalışıyordum. Bu çok zor bir şeydi, çok çok zor. "Jungkook, işine bak." dedim pizza dilimini ağzıma tıkıştırırken. Yoongi yiyebilmek için yirmi defa ısırıyordu ama ben ve tavşan arkadaşım üç ısırıkta bitiriyorduk.

"Sadece ondan tatmak istemiştim, biraz paylaşımcı olun."

"Jimin de şeker gibi çocuk, sen paylaşıyor musun?" dedi Yoongi gülerek. Geçen hafta fakültenin bahçesinde olan kavgaya gönderme yaptığı belliydi. Yoongi cidden Jungkook'tan bir şeyler kapıyordu. Jungkook omuz silktiğinde tekrar sessizliğe gömülmüştük, tavşan arkadaşımın sinirle konuşmasına kadar.

"Onunla aramızda bir şeyler var, değil mi? Ama o gitti ve Taehyung ile oturmayı seçti." sinirle konuşurken onu ağzından çıkan pizzalar için susturmak istedim ama sahip olduğu kas gücüyle üstümden geçebileceği gelmişti aklıma. Dudaklarımı birbirine bastırdım, sessizcene onu izledim. Bizi burada pizza yerine çiğ çiğ yerdi. "Evet, kırıldığını fazlasıyla iyi belli ettin. Özellikle ona attığın o duygulu mesajlarınla." Yoongi hala onunla dalga geçiyordu. Farkında mıydı bilmiyordum ama tavşan arkadaşım birazdan onun bedenini yakacakmış gibiydi.

"Yoongi, canımı sıkma bence." kıkırdama sırası bende diye düşünerek güldüğümde küçüğüm bana ters bakış atmıştı. Tamam, minik, sevimli kaymak gibi çocuktu ama tersi pisti. Öncelikle çenesi aniden düşüyor ve sözleriyle beni yerle bir ediyordu. Kesinlikle bulaşmak istemediğim bir insana dönüşüyordu. "Sizde işler nasıl? Bir odanız boş mu?"

my little | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin