The New Glee

1. Sezon 1. Bölüm: Pilot

                                                              THE NEW GLEE

Quinn Fabray. Sarışın, pürüzsüz cildiyle okulun en güzel ve en elde edilmesi zor kızı. Ve de elbetteki en popüler kızıydı. Ta ki, Cheerios’tan atılana kadar. Sue Slyvester tarafından hayatına atılan darbenin etkisinden bir an önce kurtularak, popülaritesini kurtarmak üzere savaşa dahil olmalıydı. Üzerinden çıkardığı üniforma, kendisini gerçek hayata döndürmüş de denilebilirdi. Karşısında bir sürü engel vardı; fakat bunlar asla onun için yeterli değildi. McKinley’nin koridorlarını arşınlarken, yüzündeki kararlı ifade dahi koridordaki her öğrencide bir tutku hissi bırakıyordu… Köşeyi döndüğünde, karşısındaki kapıyı tıklattıktan hemen sonra kafasını içeri uzatarak, masa başındaki takım elbiseli ve garip kravatlı adama gülümsedi.

Quinn: “Merhaba Mr.  Schue, girebilir miyim?” 

Mr Schue: “Elbette Quinn, buyur.”

Sandalyeye yerleşir yerleşmez, yüzündeki sinsi ve tatlı gülümseme biraz daha yayılmıştı. Planı, kusursuz işlerse, kendisi için her şeyi tıkırına sokacaktı.

Quinn: “Rahatsız ettiğim için özür dilerim; ama sizden yalnızca sizden isteyebileceğim bir şey var.”

Mr Schue: “Elbette, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım Bayan Fabray.”

Quinn: “Glee kulübü. Daha önceden Glee kulübünde olduğunuzu biliyorum; bu yüzden sadece sizden yardım isteyebilirdim. McKinley’de bir Glee kulübü kurabilir misiniz Mr. Schue?”

William, şaşırmıştı. Ne diyeceğini bilememişti, kararsızdı. Anılarla çalkalandı zihni. Biraz kekeler gibi oldu; akabinde ise toparladı.

Mr Schue: “Neden böyle bir şey istiyorsun Quinn?”

Quinn: “Çünkü şarkı söylerken kendimi rahat hissediyorum ve bu okulda böyle hissedenin yalnızca ben olmadığımı biliyorum.”

Sinsice, bir cevap vermişti Quinn. William’ı doğru noktadan vurmuştu. Ders zilini duyunca yavaşça ayaklandı ve elbisesini düzelttikten sonra;

Quinn: “Bunu bir düşünün, Mr. Schue.” Diyerek odadan ayrıldı. Kendinden emin bir şekilde, bir sonraki derse gitti…

…

Teneffüs zilinin çalmasıyla Quinn, hep sıkıcı bulduğu geometri dersinden koşar adımlarla çıktı. Koridorda ilerlemeye başlarken bütün gözlerin onda olduğunu gördü. Demek ki McKinley Lisesi'nde dedikodular çok çabuk yayılıyordu. Yavaş adımlarını hızlandırıp koridorun ucunda olan dolabına yöneldi. En sonunda dolabına vardı ve kapağı açıp içine kitaplarını yerleştirdi. Dolabın kapağını kapatmadan önce dolabın kapağında olan aynasına bakıp, "Sen Quinn Fabray’sin bunu da atlatabilir yine zirvedeki konumuna yükselebilirsin." dedi.

Ve emin adımlarla ilerleyip uzun koridorda Santana ve Brittany’i aradı. İkisini birlikte bulacağını eminde bu ikisi yapışık ikiz gibi birbirlerinden ayrılmıyordu. En sonunda ikisini de Brittany’nin dolabının yanında buldu onlara doğru yaklaşırken ne konuştuklarına kulak kabarttı.

Santana: "... Bence öyle yani bir kızın bir hafta da kilo alabilmesi için ya bir ineği yemesi ya da gece gündüz yemek yemesi lazım şuna baksana!"

Brittany: "İneği nasıl yiyebilir ki? Bir ineği ağzına sokamazsın Santana."

Santana tam ağzını açacakken Quinn yanlarında belirdi. Ve Santana’nın konuşmasına izin vermeden konuşmaya başladı.

Quinn: "Merhaba kızlar ne yapıyorsunuz?" deyip en güzel olan ama bir o kadar da yapmacık olan gülümsemesini takındı.

İkisinin de buna kanacağını düşündü ama yanıldı.