1. Sezon 3. Bölüm: Seçmeler

1.1K 69 31
                                    

Önceki bölümlerde The New Glee’de:

Quinn’in ısrarıyla Will Glee kulübünü açmayı kabul etti. Başvurular yapılmadan önce, Quinn yeterli sayıya ulaşabilmek için Santana ve Brittany’i Finn ve Puck’la konuşmaya, onlarsa erkekleri başvuruları sokmaya ikna etti, sayılır.  Aslında daha çok zorladı.

Puck:  “Eğlence vakti!”

Tam olarak eğlence dediği şey insanları çöp konteynerine atmak oluyordu. Bugünün şanslı ismi de Kurt olmuştu.

David: ”Seni hangi çöp kutusuna atmamızı istersin Ladyboy?

Kurt: ”Kurt… Kurt Hummel” diye cesurca cevap verdi. Aslında David, Finn, Puck üçlüsünden korkmuyordu. Rutin olarak haftada birkaç kez çöp konteynerine atılırdı, hatta atılmadığı haftalarda eksikliğini hissetmişliği bile olmuştu. Bu yüzden artık alışmıştı. Son kez etrafına baktı, belki de çıkıp birisi onu kurtarabilirdi. Bahçe, park yeri, okul binası… Etrafı ne kadar süzdüyse de günün kurtarıcısını görememişti.

Bir, iki, üç… Artık çöp kutusundaydı. Bacağına yapışan muz kabuğunu gördü ve olduğu yerden bağrışmaya başladı.

Kurt: “Tanrım… Bu muz kabuklarının atılacağı başka bir çöp kutusu olmalı.”

Blaine: “Bana mı öyle geliyor, yoksa çöp kutusu mu konuşuyor?”

Sesin sahibi çöp kutusundan kafasını uzattığında Kurt tanıdık bir simayla karşılaştığını fark etti. Bu Blaine’di. Blaine Anderson Warblers’tan gelen yeni çocuk.

Blaine: “Daha öyle bakacak mısın, yoksa elimi tutup seni çöpten çıkartmama yardım etmek ister misin?” diye gülerek ekledi.

Kurt: “Ahh! Pardon.”

Kurt çöp kutusundan çıktığında Blaine ona gömleğinin cebinden çıkarttığı mendilini verdi ve temizlenmesine yardım etti. Gerçekten çok iyi birisi diye iç geçirdi Kurt.

Blaine: “Bu arada adımı söylemeyi unuttum, ben Blaine.”

Kurt: “Bende Kurt.”

Blaine: “Tanıştığımıza memnun oldum Kurt.”

Kurt: “Bende çok memnun oldum. Bu arada yardım için çok teşekkürler.”

Blaine: “Önemli değil, hangimizin başına böyle şeyler gelmedi ki?”

Demek ki ona da aynısı olmuştu, ya da bir benzeri. Ama ifadesinden bu konu hakkında konuşmak istemediği belliydi. İkisinin de yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.

Blaine: “Aslında yetişmem gereken bir yer var Kurt. Tekrar tanıştığımıza memnun oldum.”

Kurt: “Bende.”

Diyebildi sadece Kurt. Sonra Blaine’nin gidişini uzun bir süre süzdü. Çöp kutusuna neden atıldığını sormamasından hoşnut bir şekilde ilerlemeye başladı. Fakat unuttuğu bir şey vardı. Glee seçmeleri! Yavaş yavaş olan adımlarının yerini hızlı adımlar almıştı. Bu seçmelere yetişmeliydi. Garip bir şekilde bu kulüp için farklı şeyler hissediyordu. Kim bilebilir belki bu kulüp onun hayatını değiştirirdi?

Will emin adımlarla yürüse de içindeki korkuyu geçiremiyordu. Sabah astığı başvuru listesiyle konser salonuna doğru ilerledi. Salona girdiğinde Emma, her zamanki gibi oturduğu sandalyeyle masayı hastalığı sebebiyle büyük bir özenle temizliyordu. Masaya uzun bir bakış attıktan sonra gözlerini yuvarladı, sanırım artık işi bitmişti. Koç Beiste ise Emma’nın uzun temizliğine maruz kaldığından olsa gerek Will’in içeriye girdiğini görünce derin bir gülümsemeyle mutluluğunu gösterdi. Will, hızlı adımlarla Emma’nın yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdu ve Bieste’ye de selam verdi. Sonra koltuktaki yerine oturup içindeki merakın sesine yanmasına izin vererek ilk ismi okudu.

The New GleeTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon