🍁 1 🍁

1.8K 133 20
                                    

Merhaba canlarım. Beklettiğim için özür dilerim ama şu sıralar çok yoğun olduğum için bir türlü bölümü bitiremedim. Sonunda dün bitirip hazırladım bölümü. Bu kadar süre beklemenize değecek bir bölüm olsun istedim, umarım olmuştur. Çünkü çok emeğim geçti yazarken. Çok uzun bölüm oldu. 31 bin kelimeden fazla kelime barındıran bir hikaye yazdım. Umarım emeğimin karşılığını alırım. İyi okumalar. 💕🍁

Söylenerek kuzenimin beni elimden tutarak neredeyse sürüklediği yöne gidince bir mekanın önüne geldiğimizi farkettim. Kapıdaki ışıklardan ve süslemelerden sıradan bir yer olmadığına kanaat getirmiştim. İçeriye girmek istemiyordum hiç ama kuzenim Sedef vazgeçmek niyetinde değildi.

"Ya hadi ama gelsene" dedi Sedef ısrar dolu ifadeyle yüzüme bakarken.

Sıkıntıyla ofladım. Buraların benlik yerler olmadığından emindim. Daha sakin yerleri tercih ederim. Ayrıca hiç bilmediğim bir yerde ne işim vardı ki benim?!..

"Kızım anlamıyor musun benlik yer değil burası. Girmek istemiyorum" dedim mekanın önünde durarken, etraftaki insanlara aldırmadan.

"Ne biliyorsun? Bence çok seveceksin" dedi Sedef beni umursamadan göz kırparaken. Ardından beni elimden tuttuğu gibi çekiştirerek mekanın içine doğru götürdü.

İçeri girdiğimizde etrafa göz attım. Yüksek müzik sesi her tarafı sararken, etraftaki insanların kimi dans ediyor, kimi durduğu yerden şarkının sözlerine eşlik ediyor, kimi de müziğe aldırmadan yanındakilerle sohbet ediyordu. Sedef arkadaşlarını görünce hızla onların yanına gitti ve ben de arkasınca ilerledim. Bir bar masasının arkasında durduğumuzda Sedef beni arkadaşlarıyla tanıştırdı.

"Bu Merve, bu Kader bu da İlker kuzencim" dedi Sedef gülümseyerek bana arkadaşılarını tanıtırken._m

"Memnun oldum" dedim yüzümde hafif gülümsemeyle. Onlar da bana aynı şeyi söyledikten sonra sahneye arkamı döndüm ve çıkışa doğru baktım. Bir an önce buradan kaçmalıydım. Geleli sadece 5 dakika olmuştu ama ben şimdiden sıkıldığımı hissediyordum. Ama Sedef benim aksime çok eğleniyordu. Öyle ki beni bile unutmuş, arkadaşlarıyla benden biraz uzakta derin sohbete dalmıştı. Bu yüzden onun için biraz daha beklemeye karar verdim. Uzun süredir İstanbul'a gelmediğini söylemişti.

Gözlerim çıkışın olduğu tarafta gezinirken yeni başlayan şarkı ve şarkıyı söyleyen sesle gözlerimi kısıp bir noktaya diktim. Bu ses ve şarkı bana garip şekilde huzur veriyor, beni sanki uzaklara götürüyordu. Ses garip şekilde kalbime işliyordu. Sanki daha önceden saatlerce dinlemişim gibi bu sesi. Arkaya dönüp sahne de kimin olduğuna bakmak istedim fakat sanki bilmediğim bir kuvvet beni yerimde kalmaya ve arkaya dönmemeye zorluyordu.

Gözlerimi yumarak şarkıyı dikkatle dinledim. Bu sırada bazı hatıralar gözümün önünden gelip geçerken başımın döndüğünü hissettim. Belki de daha önce duyduğum bir şarkıdır ve bu yüzden bu kadar huzur buldum ve bana bir şeyleri hatırlattı diye düşündüm. Şarkının sözleri bana bir şeyleri düşündürüyordu sanki.

  Ah sen bir ölüm kalım meselesi, bir ölüm kalım meselesi.
  Bir ölüm kalım meselesiydin öyle olsun..

Şarkıyı söyleyen adamın sesi öyle çaresiz ve yorgun çıkıyordu ki bir derdinin olduğunu anlamak zor değildi. Ayrıca şarkının nakaratını öyle içten söylemişti ki belki de birini kaybetmiştir diye düşündüm. Sevdiği ya da aşık olduğu birini. Sonda öyle olsun derken sesinde garip ama acı verici kabullenmişlik vardı sanki. Genelde böyle şeylerle ve tanımadığım insanların duygularıyla pek ilgilenmezdim. Ama bu sefer farklıydı sanki. Kendi kendime ne kadar boş ver, basit bir şarkı ve sıradan bir adam desem de içim de bir ses bunun böyle olmadığını söylüyordu sanki.

🍁 HAFIZA 🍁  (Tamamlandı) Where stories live. Discover now