🍁 1 🍁 ( Part 2 )

1.1K 126 44
                                    

Hazan kulise geçtikten sonra her zaman yaptığı gibi koltuğa oturmuş ayaklarını da uzatmıştı. Oturarak şarkı söylese bile yoruluyordu hep. Üstelik bu gece yorgunluğun üzerine gerginlik de eklenmişti.

Gamze odaya girince kaşlarını kaldırarak ona baktı Hazan. Açıkçası onun burada olmasına şaşırıyordu.

"Doğrusu dinlemeye bile geleceğine hiç inanmıyordum. Ama sen kulise kadar teşrif etmişsin" dedi Hazan alayla.

Gamze onun sözlerine göz devirirken kadının yanına oturdu.

"Abartma istersen."

Hazan gülümseyerek eliyle yanına oturan kızın saçlarını karıştırdı.

"Takılıyorum işte sana ne yapayım" dedi ardından.

"Onu bunu bırakta bu gece çok güzel çok içten söyledin. Gören biri de aşıksın falan sanır" dedi Gamze. Sonlara doğru sesi alaylı hal almıştı ve bu Hazan'ın gözünden kaçmamıştı.

Ağzını açıp tam bir şey söyleyecekken kapının yavaşça çalınmasıyla duraksadı Hazan. Her halde Arda geldi diye düşündü.

"Gel" dedi fazla bekletmeden.

Kapı açıldığında çekinerek adımını içeri atan adamı görünce kaşları çatılmıştı Hazan'ın. Yağız'ın ne işi ola bilirdi ki burada?!  O beklediği son kişi bile değildi. Yerinde doğrulurken adamın bir şey  söylemesi için gözlerini onun gözlerine dikti.

"Şey.. İyi geceler. Rahatsız ettim ama seninle konuşmam gereken bir konu var Hazan. Biraz zamanın var mı" dedi Yağız gözlerini Hazan'ın yüzünde gezdirirken.

Hazan ayağa kalkıp Gamze'ye baktı. Genç kadının ona alayla bakıyor ve sırıtıyordu. Ona aldırmadan yeniden Yağız'a çevirdi bakışlarını.

"Tabi ki. Buyrun konuşalım" dedi Hazan ciddi ifadeyle.

Hazan'ın sesindeki ciddiyet Yağız'ın cesaretini kırıyordu ama tüketemiyordu. Bu yüzden mutlaka konuşacaktı Hazan'la.

Gamze ortama çöken gerginliği farkedince yavaşça ayağa kalktı ve Hazan'a baktı.

"Ben çıkayım o zaman, siz rahat rahat konuşun"

Gamze odadan çıktıktan sonra Yağız bir adım daha atarak Hazan'a iyice yaklaşmıştı. Hazan'sa ona hâlâ soru sorar gözlerle bakıyordu. Buraya gelip Hazan'ı görene kadar bir saniye bile düşünmemişti Yağız neden geldiğini ve ne söyleyeceğini. Şimdiyse Hazan'ın önünde durmuş ondan önce kendi soruyordu kendine neden burada olduğunu. Doğrusu cevap bulamıyordu. Hazan'ın gözlerine bu kadar yakından bakınca her şey uçup gitmişti aklından ama söylemek için bir şeyleri olmalıydı. Hazan'ı her gördüğünde içinde baş kaldıran fırtınaları ifade edebilecek bir kaç kelime bulmalıydı mutlaka.

"Ne söyleyecektin?" dedi Hazan sessizliğe dayanamayarak.

Yağız yutkunurken tırnaklarını yine avuçlarıma geçirdi. Galiba bunu yapmak düşünmek için yardımcı olmaya başlamıştı ona.

"Aslında pek önemli bir şey değil" dedi Yağız sesini kontrol etmeye çalışarak. "Yani ben sadece seni görmek istedim dün geceden sonra. İyi misin diye."

"Evet iyiyim teşekkür ederim. Sen nasılsın?" diye sordu Hazan sıcak ifadeyle Yağız'ın içini ısıtırken.

"İyiyim ben de sağol, seni dinlemeye gelmiştim. Yine harikaydın" dedi Yağız elini ensesine koyarken.

"Çok teşekkür ederim gerçekten." dedi Hazan gülümseyerek. Ardından Yağız'a arkasını dönerek çantasını toparlamaya başladı.

Yağız Hazan'ın ona sırtını döndüğü anda düşünmek için bir kaç saniye kazanmıştı. Buraya sadece Hazan'ın iyi olduğunu öğrenmek için geldiğini söylemişti ve başka bir şey söylemediği sürece dışarıdan salak gibi göründüğünün farkındaydı. Hazan zaten kaç saattir sahnedeydi ve oradan bile göre biliyordu kadının iyi olduğunu. Hızla düşünmeli ve başka bir şeyler söylemeliydi. Ama bu kez söylediği sıradan bir şey değil, duygularını ifade edecek bir şeyler olmalıydı.

🍁 HAFIZA 🍁  (Tamamlandı) Where stories live. Discover now