GÜVEN SORUNU!- 12.Bölüm

568 77 10
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR :) BEĞENİLERİNİZİ VE YORUMLARINIZI MERAKLA BEKLİYORUM CANLAR :)))))))

"O sendin değil mi?" salya sümük ağlamayı bırakıp asfalttan öyle bir kalkışım var ki, Jackie Chan yanımda halt etmiş. 

"Sendin biliyorum" diyerek Uğur'un üstüne üstüne yürüdüm. Serinkanlı duruşu üstüne doğru gelen bücür kadınla sarsılmayan Uğur, bana uzaylı görmüşcesine bakıyordu. Artık ağlama krizini geçtiğim için kafamın içinde birbiriyle uzun eşek oynayan anıları rahatça görebiliyordum. 

Tolgahan'ın beni yere çakıp terk ettiği akşam yine böyle ağlayarak dışarıya, merdivenlerden aşağı koşuyordum. Güçlü iki kol yere düşmemi engelleyip beni restoranttan dışarıya taşımıştı.  Ben o sıra da gözyaşlarımın seferberliğini ilan etmesinden dolayı ne kendimi ne de başımda bekleyen adamı fark edebilmiştim.  Ya da göz ucuyla görmüş umursamamıştım. 

Yalnız bana söyledikleri aklımdaydı; bir kıza yakışmayacak çirkinlikte ağladığımı,  devam edersem de polisi arayacağını söyleyerek benimle dalga geçmişti. 

"O gece sende oradaydın, beni tam düşmek üzereyken tutup dışarı çıkardın" dedim kendimden emin bir tavırla. 

Ellerini havaya kaldırıp şaşkın adımlarla gerileyerek "Neden bahsettiğin hakkında en ufak bir fikrim yok. Ağlamaktan aklın karışmış bence, üstüme gelmeye devam mı edeceksin?" 

"Benim aklımda fikrimde gayet yerinde. "  Arabaların vızır vızır geçtiği işlek yola kadar geri geri giden Uğur, sonunda yürümeyi bıraktığında burnunun dibine kadar girdim.  Benden bir kafa boyundan uzun olan yüzüne bakmak için çenemi yukarıya kaldırdım. 

"Madem öncesinde karşılaşmıştık neden şimdiye kadar ağzını açıp bir şey demedin?  Sende mi beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyorsun Uğur Böceği" Şişmiş gözlerime tekrardan batmaya başlayan taze gözyaşlarına bu fırsatı vermemek için gürültüyle yutkundum.

"Güvendiğim erkeklerin beni salak yerine koymasından bıktım artık" Uğur'un kısılmış kahve gözlerinde yine yanıldığımın işareti olan özür mahcubiyetini görünce sustum. Neye dil döküyordum ki ben, kimeydi bu savunma! 

"Seni salak yerine koymak aklımın ucundan bile geçmedi Selvi, sadece hatırlamadığını anlayınca bende bir şey söyleme gereği duymadım. Kötü bir gece geçiriyordun, tekrardan hatırlatmanın bir alemi yoktu" dediğinde, sesindeki ikna tonu beni sakinleştirmeye yetmedi.  Ömer'e başlangıcımı yaptıktan sonra mümkünatı yok durulmazdım. 

Ellerini omuzlarıma koydu, derince bir nefes alıp verdim. 

"Yarın odamda seni görmek istemiyorum. Naciye hanıma bir şeyler uydurup stajyer istemediğimi söylerim. Şirkette karşıma çıkma bir daha" dedim ve ellerinin acıtmayan baskından kurtulup arabama yürüdüm. 

"Selvi bir dinlesen!" diyerek koluma yapışan elini savuşturdum. Vakti dolmuş açıklamalar gecesi miydi bu gün?  

"Dinlemem. Kimseyi dinleyecek hal kalmadı bende" dedim ve düldülüme bindim.  Arabayı hareket ettirmek için marşa bastığımda yan aynadan yol ortasında durmaya devam eden Uğur'a baktım.  

Hiç bir şeyim olmadığı halde o bile kazık atıyorsa bana, Ömer geçmişin ruhlarıyla canıma okurdu.  Erkek milletine ne zaman güvensem dilim yanıyor, başıma kendi ellerimle ördüğüm çoraplarla ayağı çıplak kalakalıyordum...

*

Kimse kusursuz ve mükemmel olamaz, bizi birbirimizinden ayrıcalıklı kılan hiç bir noktamız yok. Değer yargılarımız, yapıştırdığımız yaftalarla kendimizi bir halt zannetmemiz de cabası.  İnsanları göründüğünden çok yaptıkları ve oldukları kişiye bakarak puanını veririm.  O yüzden şu hayatta dostum dediğim çok fazla insan yoktur.  Bir elin parmaklarını geçmeyen arkadaşlarımın içerisinde, ciğerimi bilen tek kişi de Reyhan'dır.  

AL TAKKE VER KÜLAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin