❀ 5 ❀ kelebek güzeli'nin sahibi, neredesin?

3.3K 351 257
                                    

5 ➵ "Kelebeğin çırpınışları."

Jeon Jeongguk, elinde telefonuyla birlikte ilerliyor ve en sevdiği şarkıyı dinliyordu.
Şarkıya o kadar dalmıştı ki, aşık olduğu çocuğu yeni görmüştü.
Hipnoz olmuş bir şekilde kulaklığını kulaklarından çıkarttı ve yanakları- büyük ihtimalle koştuğu için- kızarmış ve aceleyle koştur koştur arka bahçeye giden güzel kelebeğini süzdü.

Jeongguk, yutkunarak onun peşinden gitmeye başladı. Şu anda derste olması gerekirken neden dışarıdaydı?
Kalbine inen acıya bir anlam veremeyerek ona yetişmeye çalışıyordu.
Birkaç dakika sonra Taehyung'un izini kaybettiğinde bir küfür mırıldandı. Nasıl bu kadar hızlı koşabilirdi ki? Daha da önemlisi neden koşuyordu?

Jeongguk, aceleyle etrafına bakmaya başladı. Onu bulmalıydı, onu göremeyince eksik ve garip hissediyordu. Ayrıca içinden bir ses, Kelebek Güzeli'nin tehlikede olduğunu söylüyordu.

Gözleri birisini gördüğünde yutkundu. Hwang Minhyun.
Sırıtıp büyük adımlarla yürüyordu. Arkasındaki çetesi de oldukça ciddi duruyordu.
Çetesinden birisi etrafı kontrol etmeye başladığında, Jeongguk aceleyle bir duvarın arkasına saklanmıştı. Kafasını duvara yaslayarak derin ama sessiz nefesler almaya başladı.
Kelebek Güzeli'nin başı gerçekten dertteydi ve o ne yapacağını bilemiyordu.
Onlara karşı gelemezdi, gücü yetmezdi altı kişiyle uğraşmaya.

Taehyung'u bulmalıydı. Fakat bulup da ne yapacaktı? Canını yakmalarını mı izleyecekti?
Bu düşüncelerle Jeongguk'un hem kalbi, hem de gözleri yanmaya başlamıştı.
Korkuyordu, o kadar çok korkuyordu ki. Ona yardım ettiğinde anlamasından korkuyordu.

Duvardan ayrılarak neredeyse bir kilometre uzakta olan çeteyi süzdü. Şimdi ise büyük ve hızlı adımlarla onlara yetişmeye çalışıyordu.
En sonunda onlara ulaştığında merdivenin yanına saklandı ve gözleri Taehyung'u aramaya başladı.
Banklardan bir tanesine oturmuş, bacaklarını stresle sallıyordu. Dudaklarını birbirine bastırarak buğulu gözleriyle gelen kişilere baktı.

Hwang Minhyun, arkadaşlarına işaret vererek Taehyung'a doğru yöneldi ve buz gibi sesiyle konuştu. "Getirdin mi?"

Taehyung, oturduğu yere daha çok sinerken dudaklarını serbest bıraktı ve bir şeyler mırıldandı.
"B-ben... O k-kadar bulmam imkânsız."

Minhyun, boynunu kıtlatarak sinirle güldü. "Üzerinden kaç ay geçti haberin var mı? Nasıl hâlâ bulamazsın?!"

"Y-yemin ederim... Her gün farklı işte çalışıyorum ve bu birden fazla da oluyor. Ama o kadar bulmam imkansız, M-Minhyun. Ama söz veriyorum, ger-gerçekten getireceğim."

"Hadi oradan! Bu kıyafetleri giymesini biliyorsun. Kazandığın parayı yiyorsun, öyle değil mi?!" diye kükrediğinde Taehyung hıçkırdı.

"Ne g-giydiğim seni il-ilgilendirmez, anladın mı?"

"Şuna bak ya, şaka gibi. Bu sürtük bana karşı mı geliyor, beyler?"

Duyduklarıyla yumruklarını sıktı Jeongguk. Bir yandan bildiği tüm duaları okuyor, bir yandan da ona yardım edemediği için sessizce ağlıyordu.

Taehyung'un nefesi kesildiğinde endişeyle çömeldiği yerden biraz kalkarak Taehyung'a baktı Jeongguk.
Çetesinden birisi Taehyung'u yakasından, diğeri ise belini tutuyordu.
İstemsiz bir şekilde kaşları çatıldığında gözleri ilk önce Taehyung'un beline, sonrasında ise yakalarına gitmişti.

"B-bırakın lüt-lütfen."

"Aslında kızlardan bile güzelsin, bunun farkında mısın sürtük?"

"Ben sürtük değilim.."

"Siktir, bu bedenle mi? Sanmıyorum."

"Bırakın beni dedim size." deyip debelenmeye başladı Taehyung.

"Sakin ol, dışarıdan hiç böyle gözükmüyorsun."

"Ne yapacaksın? Yoksa dövecek misin?"

"L-lütfen bana yardım e-edin, çok k-korkuyorum yalvarırım..." deyip ağlamaya başladı Taehyung.
"Kelebek Güzeli'nin sahibi neredesin? L-lütfen g-gel." diye mırıldandığında çeteden birisi alayla kıkırdayıp, "Kelebek Güzeli'nin sahibi mi? Neyden bahsediyorsun sen?" dedi.

"Dostum, bence şu filmlerde ya da kitaplarda oluyor ya, Bilinmeyen Numara, işte ondan bahsediyor."

"Birisi seninle dalga geçiyordur, ne kadar da klişe ama. Kendini ne sanıyorsun ki? Şu ana kadar birisi yanında oldu mu? Sana söyleyeyim, hayır. Bu yüzden boşuna o güzel beynini bunlar için yorma." dediğinde Jeongguk, gözyaşlarını bir bir döküyordu. 'Yemin ediyorum sana, asla öyle bir şey yapmam. Ben buradayım, güzelim. Buradayım. Yanında olamasam bile ben hep o saf kalbinin içindeydim, sadece hangi odada olduğumu bilmiyordum. Fakat buldum, kendimi buldum. Başından beri senin kalbinin odasındaymışım. Ben hep seninleydim.' diye aklından geçirdi.
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

O, sadece kelebeğinin çırpınışlarını izliyordu. Bu zamana kadar da hep öyle yapmamış mıydı zaten?

❀

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
butterfly ღ taekook Where stories live. Discover now