❀ 19 ❀ aşkımdan öleceğim.

1.9K 167 51
                                    

19 ➵ "Seni kimseye vermeyeceğim."

Lacivert ve yumuşacık olan kanepede altımda Jeongguk, Jeongguk'un üstündeyse ben, birbirimize sarılmış uzanıyorken nefesleri boynumu huylandırıyordu. Birkaç dakika sonra hırıltılı sesi kulaklarımda çınlarken sanki başka bir dünyaya geçiş yapmış gibi hissediyordum. Başka bir evrene adımımı atmış ve tam da orada dinleniyordum. Adım attığım bu yabancı evrende Jeongguk'un kokusu her bir yanımdaydı ve her saniye kalp atışlarını dinliyordum. Bu oldukça güzeldi, tek ihtiyacım olan şey Jeongguk'tu. Başka istediğim hiçbir şey yoktu.

"Kelebeğim? Neden cevap vermiyorsun ki, uyudun mu yoksa?"
Sorusuna yalnızca mırıldanmakla yetindim ve kafamı göğsünden ayırarak gözlerine doğru baktım.

"En son seni eğlendirecektim ben. Lunaparka gidecektik ne güzel işte. Şu an tembellik yapıyoruz, farkındasın değil mi?" dediğinde tatlı bir şekilde gülümsemiş ve ellerimle yanaklarını sıkarak oynamaya başlamıştım.

"Şimdi biz birazcık ağladık ya, o yüzden yorulduk miniğim. Yarın gitsek eğer kızar mısın bana?"

"Oh, benim güzel kelebeğim... Hiç kızamam sana ben, narin kelebeğimsin benim unuttun mu yoksa?"

"Hayır, bu gerçeği asla unutmam elbette! Şimdi sana bir teklif sunacağım, hazır mısın?" diye sorduğumda meraklı bakışlarıyla beni izliyordu. Gözlerindeki parlak yıldızlar bana göz kırpmaya başlarken dudaklarımdaki gülümsememi asla silemiyordum.

"Biz şimdi sarılarak uyusak benim yatağımda ve ben bu bir hafta boyunca senin yanında kalsam olmaz mı?" demiştim konuşmaya devam ederek. Üstünde doğrulmuş ve bacaklarımı yana sarkıtarak kucağına kurulmuştum. Dirseğiyle koltuktan destek alarak tamamen oturur hâle gelmişti. Kaşlarını kaldırmış beni şaşkınca izlerken yanaklarının kızardığını gördüm. Hiç unutamadığım o iki ön dişine parmağımla dokundum. Far görmüş tavşandı sanki ama birazcık büyük bir tavşan, yani onun kucağında olacak kadar büyük bir tavşan elbette.

"Dişlerini ısırmak istemem normal mi ki Gguk?"

"Taehyung... Lütfen nefes almama izin ver yavaş ol biraz lütfen. Öleceğim ben aşkımdan öleceğim! Neden bana bunu yapıyorsun ki!?" diye mızmızlanmaya başladığında gerilen dudaklarımı birbirine bastırdım. Ardından gelen kahkahalarımı tutmaya çalışırken kolumu nazikçe kavrayarak beni yaklaştırmıştı kendisine.

"Ayrıca sen bana gerçekten de sırf benim için bir hafta devamsızlık yapacağını mı söylüyorsun? Bu mümkün değil kelebek güzelim."

"Sen sırf benim için bir hafta uzaklaştırma nasıl alıyorsan ben de sırf senin için bir hafta devamsızlık yapabilirim?" diyerek işaret parmağını göğsünün ortasına doğru bastırmıştım ve kaşlarımı çatmıştım.

"Lütfen artık benimle inatlaşma bu konuda. Sana dediğim gibi bir yerden başlamalıydım..."

"Aslında ben... Beklemiyordum, o kadar güçlü olmanı yani." deyip alt dudağımı ısırmış ve gözlerimi ondan kaçırmıştım.

"Seninle ilk tanışmamızdan beridir hep bu anı hayal ediyordum. Geçmişte beni nasıl o adamlardan koruduysan ben de seni hep koruyacaktım. Özel eğitim aldım Taehyung, hepsi senin içindi. Bu gücümü kaybetmemek için spor yaptım. Ama bir aptal gibi korktum, bunun pişmanlığı o kadar canımı acıtıyor ki güzel kelebeğim benim... Senden binlerce kez af dilesem yine geçmeyecek, biliyorum."

Birkaç bir şey dememi bekliyor gibiydi ama ben susmayı tercih edecektim. Geçmişte onu koruduğum falan yoktu, tek yaptığım şey onunla birlikte başımı belaya sokmaktı. Ona yardım etmiyordum, aksine o şerefsiz adamlardan kaçarken ona ayak bağı oluyordum. Ama tek yaptığı bana teşekkür etmek oluyordu. Sanırım biz yetimhanedeyken ona yaptığım iyilikler onu bizimle oynaması için oyunumuza almam tarzındaydı. Ben güçsüzdüm, ben güçsüz olurken Jeongguk'u nasıl korurdum? Kabullenmiştim, evet. Ben güçsüzdüm. Çocukken oldukça da saftım bir de.

butterfly ღ taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin