Nerede kalmamıştık ?

2.8K 149 70
                                    

İstanbul da sıradan ve kasvetli bir salı günüydü. Genç yazar gece'nin ilerleyen saatlerinde derin uykusundan irkilerek uyanmış ve vücudunun dört bir yanını kaplayan ağrılarından  kurtulmak için ağrı kesicilerin bulunduğu rafa uzanmıştı. Fakat bula bildiği tek şey boş kutulardan oluşmuş bir yığından daha fazlası değildi. Yazar daha fazlasını bulabilmek umuduyla  yavaşça yerinden doğruldu , önce bir kaç kesik öksürük sesi duyuldu telefon ekranının aydınlattığı karanlık odada ardından gelen hıçkırıklı ağlama sesiyle her şey yok olmaya başladı "Neden?" diye bağırdı yazar. Kendi de cevabını bilmiyordu bu sorunun? "Neden P.E.K'e yeni bölümü gelmiyor" diye tekrar haykırdı etrafını kaplayan beyaz ve boş odada. etrafta hiç bir ses yoktu ,havayı hissetmiyor, kokuları alamıyor ve neredeyse önünü bile göremiyordu.Bu esnada beyaz hiçliğin ortasında bir siluet belirdi ve yazara yaklaşıp şu sözleri söyledi "Hardal ..."


 Boş yapma kısmını bir kenara bıraktım ve uzun bir süre ortadan kaybolduktan sonra can sıkıntısınında vermiş olduğu bir güçle buralara geri gelip bir kaç şeyi anlatayım istedim. Galiba artık bunu yapabilecek kadar  zaman geçti olayların üzerinden, ben değiştim, siz değiştiniz , zaman değişti ve onlarca kişi gelip geçti. Aslında sizin için uzun bir ara olmuş olabilir ama benim için zamanda sadece 5 dakika geçti. Yani bunu nasıl söyleyeceğimden emin değilim ama ben bir zaman lo... Tamam tamam saçmalamayı kesiyorum benim içinde uzun bir süreydi kaç gün oldu? bir kaç elin parmağını geçmedi değil mi? 


Her heyse işte aradan birazcık zaman geçti ve ben eski liseli toy yazarınız, okumak ve ilim irfan öğrenmek için buraları terk ettim, uzun bir gurbet döneminden sonra muallim olup köyüme, vatanıma geri döndüm ve beni okutan köy ahalisinin çocuklarını eğitmeye başladım. Çünkü Beni köyümde ki insanlar yetiştirmişti ve ben onlara bunu borçluydum, bizde vefa bakiydi." Biz Kamburalıydık"... Bir saniye buda farklı bir hikayeydi.


Tamam odaklanıyorum hikayem tam olarak yıllar önce burayı terk etmeden önce başlamıştı. Bazı detayları değiştiriyorum çünkü... Her neyse. 

Hatırladığım kadarıyla lise son yeni olmuştum o zamanlarda P.E.K'in 5 milyonu gördüğü dönemler wattpad de ki popüleritem hızla artıyor ve çevremde ki bütün eski yazarlar kitaplarını bastırıyor. Sadece en iyileri değil neredeyse hepsi, öyle rezil ve karanlık bir dönem. Bende yıllardır korku gerilim türlerinde hikayeleri yazıyor, yayınlıyor geri bildirimleri alıyor sonra tekrar siliyorum şeklinde bir döngünün içerisinde buluyordum kendimi. 

Kendimce bir hayalin peşinde koşuyor ve geleceğin  Lovecraft'ı yada King'i olacağımı düşünüyordum. Olamadım, aksine yapmak istemediğim bir şey de popüler olmuş ve başlarda basit bir eğlence uğruna yazdığım yazıları hayatımın odağı haline getirmiştim ve bu durum beni içten içe bitiriyor ve yazma hissimi köreltiyordu.

Tam bu tarz hissizlik anlarımdan birinde  bir arkadaşım sayesinde küçük bir yayın evinden ilginç bir teklif aldım. Bana ulaşan adam Loop yayın  evi (umarım böyle bir yer yoktur) adına aradığını ve çalışmalarıma göz attığını eğer kabul edersem belli bir ücret ve yüzde karşılığı bir kitabımı bastıracaklarını anlattı. Fakat istedikleri bir kaç detay vardı. Başta biraz şüpheci ve çekimser davrandım fakat sonunda adamların projelerine ve geçmişlerine bakınca biraz etkilendim ve adamlarla bir konuşma ayarladım. Fakat olay benim anladığımdan farklıydı ben korku ve gerilim konusunda yazdıklarımla adamların dikkatini çektiğimi sanarken onlar benim yazdığım mizahi içeriklerin kitlesinden etkilenmiş ve onlara yönelik bir içerik oluşturmamda bana yardımcı olup insanlara bunu dayatacakmış.

 Ukalalık yapmak istemiyorum ama bir gün bu tarz bir kitapla hatırlanmak istemiyordum ve çevremde dönen yayıncılar ne yazık ki "P.E.K" ismi altında toplanan kitleye oynayabilecek şeylerle ilgileniyordu. Kısacası bana sundukları tatlı  teklifler ile beni hiç bir değeri olmayan saçma bir kitabı yazdırmaya zorlayacaklardı. 

Bir an kendimi Rosemary gibi hissettim ve bu bebekten kurtulmam gereğini anladım. Bunun gibi bir baskının altında kalmaya dayanamadım ve ortadan kaybolup kendimi daha farklı ifade edebileceğim bir yer bulmak istedim.

 Buna benzer olaylar yaşayan ve kötü şeyler yaşayan bir sürü yazar arkadaşı ve sonuçlarını gördükten sonra diyorum ki bu kararı vermekle en iyisini yapmışım.

Bu baskı dolu dönemde neler yapabileceğimi düşünürken kendimi sinema sektörüne yavaş yavaş kayarken buldum. Bu kayış dönemi o kadar çok sancılı ve üzücüydü bir çok kez vazgeçmek ve başka bir şeyle uğraşmayı istedim ama sonunda içimde ki ses hep bu konuda devam etmemi istedi ve üç yıllık dönemde önce güzel sanatlara hazırlık daha sonra sinema eğitimine başlangıç yaklaşık üç yıllık bir çabalama dönemi kendime ait 6 başarısız kısa film , dört farklı insanın kısa film projesinde sanat, görüntü yönetimi ve sektörde iki üç amelelik yaptıktan sonra artık diyebiliyorum ki  aklımı silkeyim ama yine olsa yine yaparım. Yani demem o ki güzel sanatlarda sinema eğitimi alan başarısız bir filmciyim. Son zamanlarda yeni bir projede çalışıyor ve kendime kurduğum kanalı belli bir yere taşımayı planlıyorum (Ruvv kanalın adı) eğer ilgilenen olursa yukarıya bir yere bıraktığım linkten gelecek projelerimi inceleyip küfür edebilir yada destek olabilir galiba buna ihtiyacım var( 2020 başında bu başarmış olmayı umuyorum) boş zamanlarımda ise senaryolar yazıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlayıp ölmeyi bekliyorum ama bu farklı bir konu.


Bunun dışında galiba senaryo hocamla yaptığım tartışmalar sonucunda wattpad'e geri dönüyor ve farklı bir kitap üzerinden aklıma gelen bütün fikirleri yazdığım deneysel çalışmayı sizlere sunmayı planlıyorum, artık tekrar sekiz milyon okunacak bir kitap yazabileceğimi sanmıyorum ama elimde olanlar ve sadece boş muhabbetimi seven insanlarla  yazdıklarımı geliştireceğim ve belki kısa filmlere dönüştürebileceğim bir içerik ortaya çıkartabilirsem, galiba sonunda istediğim hayatı oluşturma yolunda bir adım atmış olabilirim.


Zaman hızla geçti ve herkes değişti ama ben hala   Türkçe yazım kuralları konusunda aynı yerdeyim. Bu konuda galiba aynı yerde olmamdan asla pişman olmayacağım.




HARDAL

Dolapdere'de sıradan bir gündü. Genç adam derin uykusundan uyanmış ve günü selamlamak için evin penceresine yönelmişti. Fakat bugün diğer günlerden farklı olacaktı, ya da olmuştu. Kimin umurunda? Zaten bu döngü sürekli başa saracaktı.

Yeni projem olan "Hardal" ile uzun bir aradan sonra sizi tekrar darlayacağım. Sürekli aynı sabaha farklı hikayede uyanan bu durumun farkında olan bir adamın, biraz farklı hikayesi...  



Piçliğin El KitabıWhere stories live. Discover now