BÖLÜM 52

5K 421 20
                                    


《Artık burda durmanın bir anlamı yok bok parçası yeni bir kıtaya gidiyoruz》

Jago suratını asarak konuştu

"Neden? Bu kıtada oldukça rahat bir hayat yaşayabilirim , hem daha Annabeli bile bulamadım"

Birkaç ay aramasına rağmen hâla bir iz bulamamıştı

Ejder formunda tüm ülkeleri gezmişti ama kolye hiçbir tepki vermemişti.

Alfanśo sinirle konuştu

《Onu bulamadığını bende biliyorum, gerizekalı! Demekki oda bu kıtada değil》

Jago sinirle cevap verdi

"Ne demek bu kıtada değil o 7. Seviyedeydi hadi en fazla 8. Seviye olsa bile bu kıtadan ayrılamaz"

Alfanśo, jagonun ruhuna bir miktar baskı uyguladı

"AĞğğhhh tammmaaam"

Genç adam sinirle konuştu

"Tamam gidicem ne bok yapmamı istersen yapıcam"

Alfanśo tahtında kahkaha attı

《Ha ahaaa ha bok parçası kadim tohumların hepsini topladıktan sonra ne olucak biliyormusun?》

Jago hâla sinirliydi cevap vermedi

Alfanśo bozuntuya vermeden konuşmasını sürdürdü

《Evrimleşiceksin》

Jago bu kelimeyi duyunca merakı ağır bastı ve konuştu

"Ne evrimiymiş bu?"

Alfanśo bu sefer cevap vermedi

Jago sonunda konuştu

"Tamam tamam"

"Bidaha sonsuzluk efendisini kızdırmıyıcam, söz"

Alfanśo gülümseyerek konuştu

《Vücudun ve gücün limitleri aşıcak, algı seviyen zirvelere çıkıcak》

《Ve o zaman Annabeli düşünmen yeticek, hemen yerini hissediceksin》

Jago ağzı kulaklarına varmış bir şekilde bu yeni haberi dinlemişti

"Sen ciddimisin, bu müthiş birşey o zaman"

Alfanśo sesini yükselterek konuştu

《Tabi müthiş olucak bok parçası》

Jago beklenti dolu bir sesle konuştu

"Ee rotamız neresi o zaman"

《Unom kıtası 》

Açıklayarak konuşmasını devam ettirdi

《Uzay tohumu orda bir gölün dibinde》

Jago dahada mutlu oldu

"Uzay elementini alırsam uçmama gerek kalmaz , sadece düşünmem yeter"

《Benim uzay tohumumla istediğin an milyonlarca kilometreleri aşabilicek portallar kurabilirsin》

Jago sonunda kararlı bir ifadeyle konuştu

"O zaman hemen gidelim, bana yolu göster"

Genç adam uçarak ejder formuna geçti ve son sürat unom kıtasına doğru yol aldı.

Alfanśo tahtında düşünceli bir şekilde iç geçirdi

《Acaba Babamın huzuruna çıkınca hayatta kalabilicekmisin bok parçası》

****************

Jago günler süren uçuşun ardından karaya ayak basabilmişti , bu sefer bayılmamıştı ama vücudu yorgunluktan titriyordu

Genç adam hemen boyutsal yüzüğünden daha önceden depoladığı pişmiş etleri çıkardı

Birkaç ton et Jagonun önüne yığıldı
Hızlı hızlı yemeye başladı sonra dayanamayıp kurt formunda yemeğe devam etti

30 dakika süren bu yemek savaşı sonucu Jagoya tatlı bir yorgunluk çökmüştü

Işık elementi ile yorgunluğunu giderdi , artık çok özverili hareket ediyordu

Ustasının başına gelen felaket onu çok üzmüş ve büyük bir ders almasını sağlamıştı

Bir an önce Annabeli bulup içini rahatlatması gerekiyordu

Elbiselerini değiştiren Jago kan şahinini çağırdı

"Efendine gel!"

Kan göleti oluştu ve görkemli şahin efendisinin önünde diz çöktü

Cüssesi biraz daha artmıştı, buda jagonun level atlamaya yaklaştığının belirtisiydi

Jago gülümseyerek kuşu okşadı

"Kusura bakma sadece işim düşünce seni çağırıyorum"

Kuş başıyla genç adama vurdu ve yere yıktı

Jago sonunda ayağa kalktı

"Sinirini attıysan beni şu göle götürsen"

Kuş, Jagonun zihninden konumu almış ve genç adamı sırtlayarak büyük bir hızla o yöne doğru hareket etmişti

Jago gülümseyerek göle baktı
Düşündüğünden daha rahat bir şekilde bu tohumu ele geçirecekti

Ne de olsa su elementi sayesinde denizde de olsa nefes alabiliyordu.

Kuş Genç adamı gölün kıyısına bıraktı

Jago, paçasını sıvamadan göle doğru atlamak için hazırlanıyorduki

Arkasından bir bağırma sesi duydu

"Espha imaa! Esphaa imaa"

Jago bu sesi duyduğu gibi kafasına bir ağrı girdi

Kafasını tuttu , birkaç saniye sonra artık o dili anlıyordu
Bağırmalar daha net ve anlaşılırdı

"Durr girmee"

Genç bir çocuk Jagonun yanına geldi nefes nefese kalmış bir şekilde elleriyle Jagoyu tuttu

Sinirle konuştu

"Ölmekmi istiyorsunuz "

Jago sinirle konuşan çocuğa tuhafça baktı

"Göle bir eşyam düştü, onu alıcam"

Çocuk sonunda düzenlediği nefesi ile konuştu

"O eşya artık size ait değil, o Atsak'ın malı"

Jago sinirle konuştu

"Kim bu Atsak ?"

Çocuk bu sefer sırıttı

"Lanetli gölün canavarı"

Jago sonunda olaylara anlam vermeye başlamıştı

Merakla sordu

"Kaç level bu canavar"

Çocuk bilmiş gibi cevapladı

"7 levellere bile dayanabilicek kadar kudretli , kasaba liderini bile daha önce yaraladı"

Jago bu köylü çocuğu dinleyince gülümsedi

"Demek burasıda yıldız kıtası gibi fazla güçlü olmayan bir yer "

Çocuk safça baktı

"Ne kıtası"

Jago çocuğun onu dinlediğini fark edince gülümsedi

"Önümden çekil velet ben bu canavarı hallederim"

Çocuk çaresizce Jagoya baktı

Jago emin adımlarla suya ilerledi
Ciğerlerini su elementi ile kapladı
Bu sayede suyun altında istediği kadar kalırdı

Yavaşça suya daldı

Cennetin gözü suyun altını rahatça seçebiliyordu

Genç adam gümüş parıltıyı fark eder etmez o tarafa doğru yüzmeye başladı.

Tam gümüş parıltıya 1 kilometre mesafe kalmıştı ki

Nerden geldiğini fark edemediği sert bir darbe yedi . Jago gibi 16 levelin zirvesinde Dao' yu kavramış ve insan üstü algılara sahip biri bile metrelerce yükseğe fırladı

Her yeri uyuşmuştu ejderha formunun devasa savunması azda olsa insan formundada işe yarıyordu.

Eğer başkası olsa tüm kemikleri tuz buz olmuştu

Genç adam az önce suyun dibindeyken şimdi gökyüzündeydi

Gözünü açtı havada uçarak kendine gelmeye çalıştı, ama son gördüğü devasa bir hızla ona yaklaşan mavi kuyruk oldu.

"AĞğğhhh......"

ANDREA Where stories live. Discover now