a night with my only light

1.9K 172 123
                                    

Çıplak ayaklarına batan taşların acısını fark etmeden, insanların ona iğrenircesine bakışını umursamadan yürürken kafasında tek bir düşünce vardı Jimin'in, yemek.

Dağınık, kirli saçları gözünün önüne dökülmüştü ve bir parça ekmek için gezindiği yollarda çeşitli hakaretler yiyordu. Yıllardır evsizdi, alışıktı bu hakaretlere fakat canının yanmasına engel olamıyordu çünkü ne kadar zaman geçerse geçsin, içindeki ruh aynı kalıyordu. Yine kırılgandı, yine seviyordu canlı renkleri ve pamuk şekerlerini. Dizlerine kadar dökülen, upuzun bir sweatshirt'ü olsun, içinde kaybolsun istiyordu. Hem de hepsi farklı renk olsun, her gün ayrı birini giysin. Bu hayalleri her gece uğrardı ona ama ne yazık ki, ruhuna tersti yaşantısı. Bitap düşmüş halde, gözleri istemsizce kapanırken yürümeye devam etti.

"Lütfen.." dedi kendi kendine. Kimse onu duymuyor, duysa da aldırmıyordu. "Biraz yemek, lütfen..."

Ayakları, onu daha fazla taşıyamayacağını belirtircesine titremeye başlamıştı. Uzun zamandır dolanıyordu ve fena halde yorulmuştu artık. İnsanlar ona bakmadan, hızlıca yanından geçip gidiyordu. Sanki iğreniyorlardı ona dokunmaktan sırf evsiz diye. Kirli gözüken kıyafetleri, kendi tertemiz ve pahalı kürklerine değmesin diye on metre ötesinden yürümeye çalışıyorlardı.

Daha fazla dayanamadı ve kaldırımın üstünde kalmış kartona oturup, sırtını arkasıdaki duvara dayadı. Fazla kartonu aldı eline, muhtemelen bir dilenci burada olmalıydı daha önce ki kalem de vardı kartona bir şeyler yazması için. Siyah kalemin kapağını açıp, yazacağı şeyi düşündü. Mükemmel yaratıcılığını(!) kullandı daha sonra ve kısa, öz bir slogan yazdı; "Çok açım."

Kartonu dizlerine yaslayıp, birkaç bozukluk bırakılması için beklemeye başladı. Yalnızlığı onu iğrenç düşüncelere itekliyordu. Nasıl acınası olduğunu, neden hala yaşadığını düşünüyordu istemsizce. Belki de küçük ve sıcak bir eve sahip olma hayali, onu hırslandırıyordu içten içe. Gerçek olmayacağını bile bile, aklına dolanıp duran güzel hayallere kendini kaptırıyordu. O da tek sorununun dip boyası olmasını istiyordu, veya trip atan bir sevgili. İnsanlar, nasıl saçma sapan şeyleri sorun haline getiriyordu böyle? Üzülmek veya sinirlenmek, onlar için çok kolay oluyordu. Öyle ki Jimin, her gün yanından geçenlerin hayatındaki hıza yetişemiyordu.

"Off! Sana kaç kere daha diyeceğim ya!"

Ah, işte bir örnek geliyordu. Yanından, onu görmemezlikten gelerek geçen çifte çevirdi ters bakışlarını. İçindeki burukluk gün geçtikçe arttığı için engelleyemiyordu duygularını. Kız, yanındaki genç adama bağırdı;

"Sana o renginden istemediğimi söylemiştim ama o rengi almışsın! Tanrı aşkına, ne zaman mor oje sürdüğümü gördün?"

Adam bir şeyler söyleyecekti ki, sözünü kesti ve gözlerini devirerek ekledi;

"Ah, seninle yaşamak gerçekten zor."

Jimin güldü, bağırmak istedi o an. Eğer o adam olsaydı kadını bırakıp kaçardı fakat adam gayet sakin karşılıyordu onu. Belki iyi birisidir, diye düşündü. Eğer kadının aksine biraz düşünceliyse, yemek için bozukluk verebilirdi. Elini uzattı ve özgüvensiz olduğunu oldukça belli eden, titrek sesiyle seslendi;

"Bayım, bakar mısınız?"

Genç adam duraksayıp ona döndüğünde kadın şaşırmıştı, tuhaf bir şekilde ilk dakikalarda çenesini kapalı tuttu.

"Biraz paraya ih-"

"Bunlarla mı uğraşacaksın Dae? Yürü, gidelim."

Bir anlık hevesle kaplanan yüzü, eski haline döndü ve utançla yere indirdi bakışlarını. Zaten adam da ona uymuş, bir şey demeden gitmişti. Jimin'in canı yanıyordu, hayatta kalmaya çalıştıkça dikenlerle dolu bir bataklığa düştüğünü hissediyordu. Eski canlılığı da yoktu zaten, yanakları çökeli çok olmuştu ve en son ne zaman duş aldığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Asıl ona biraz olsun yardım etmeyen insanların utanması gerekirken, çok utandı küçük. Dizlerini karnına çekip, yüzünü sakladı herkesten. Ona değer verecek birisi asla olmayacaktı belki de, yaralarına bakıp güleceklerdi. Yıllar önceki güzelliğini ve kendine olan özgüvenini kaybetmişti. Artık kimsenin güzellik algısına uymuyordu. Artık, toplumun hiçbir kısmına uymuyordu.

Starry Nights with Jikook Where stories live. Discover now