BÖLÜM:22 ANAKLUSMOS

1.1K 36 19
                                    

           johny bir sonraki bölümde sany ile beraber kitaba karakter olarak girecekler ilgililere duyrulur...

Ayı kırması beni denize fırlatmıştı.emmanın dudağı patlamıştı.herkesin önünde rezil olmuştum.haksız yere suçlanıyorduk.bu hıyar kendisini bir bok sanıyordu.bunlar onu öldürmem için yeterli sebepler değilmiydi?bence sadece birisi bile bu hıyarı öldürmem için yeterli bir sebepti.hayvan herif canımı nasıl yakmıştı her yerimden kan akıyor onun yüzünden .bir dakika daha doğrusu akıyordu.şu an hiçbir yerim kanamıyor ve daha da önemlisi yaralar kapanıyor.gücümü tekrar kazanıyorum hem de eskisinden de fazlasını.dostum ben de diyorum yardım istemeye bile sesim çıkmazken birden bire çenem nasıl düştü diye.her neyse ya ben bu iç sesimle sohbet etmeyi ne kadar seviyorum.ama hakkını yemeyim şimdi iç sesimin tam kafa adam canım.adam gibi adam yani.içinde bulunduğum duruma geri dönersek.emma dudağı patlak ve yaralı bir biçimde yerde yatıyordu yani onu son gördüğümde öyleydi.ve ben evet ben de bir su aygırı tarafından denize yarı ölü bir biçimde fırlatılmıştım.içimde kabaran öfke beni yavaş yavaş ele geçirmeye başladı.artık o hıyardan korkmuyordum.o kim oluyordu da beni bu hale getirebiliyordu.o kim oluyordu da emma ya böyle davranabliyordu.o an çok tuhaf bir şey oldu.bunun olucağını nereden biliyim ben sadece sudan dışarı çıkmak isteim ama tam da o sırada birden olan oldu ve suyla birlikte yükseldim.her yerim iyileşmişti.sonra kıyıya vurdum.bunun olmaması gerekiyordu.yoksa ben beklenen kişi olabilirmiydim suya tekrar beni içine çekmesini istedim çünkü bu kıyı benim yaralandığım kıyı değildi.

     kıyıdan tekrar suyun içine girdiğimde ise bir kılıç gördüm bir metre uzunluğun çok parlak bir bronzdan yapılma yeşil ışıklar saçan bir kılıç.ama bu nasıl mümkün olabilir ki?benim bir kılıcım yok sonra kılıç bir anda yok oldu cebimdeyse bir ağırlık hissettim.cebimde bir kalem vardı.aldırış etmedim belki verdikleri kıyafette kılıç vardır diye düşündüm.suya tekrar beni kıyıya çıkarmasını ama bu kez yaralandığım kıyı olmasını söyledim.sanki beni anlıyordu beni yaralandığım kıyıya doğru götürmeye başladı ama bu kez suyla birlikte değil sadece ben çıkacaktım kimsenin bu gariplikleri bilmesini istemiyordum.sudan çıkar çıkmaz o hıyarı lime lime etmek istiyordum.bu hisle yürüyerek sudan çıktım.antrenman sahası neredeyse full doluydu.kimse bana dikkat etmiyordu.ben bunları düşünmeme çalıştım.emma yerde yatıyordu ve baygındı.o hıyar onun çevresindeydi ve ağlıyordu bşir bebek gibi ağlıyordu.ben bunları söylerken kendiminde ağladığını farkettim.ne yazık ki olan olmuştu ve emma ölmüştü.arka tarafa baktığımda sağlık görevlileri geliyordu.benim kanıma göre çok geç kalmışlardı o anda herkesin kalp atışlarını duymaya başladım ve bu seslerin yakının cılız bir kalp atışı vardı bu kalp atışı emmanınkiydi.işte şimdi içimde bir umut yeşermeye başlamıştı.emma yaşıyordu.iyileşecekti.ama aynı şey o hıyar için geçerli olmayacak gibi gözüküyordu.Tam hıyar herife saldırıyordum ki birden içimdeki gücün söndüğünü öfkenin dindiğini hissettim çünkü yerini daha güçlü bir duygu kaplıyordu:hüzün.kalp atışları o kadar zayıflamıştı ki neredeyse ölecekti.ben de bunları düşünürken bir anda yere yığıldım ve gözlerim bir anda kapandı.

       gözlerimi açtığımda yine o hastahane benzeri yerdeydim.yanımda ise emma yatıyordu ve uyanmıştı.yanında ise o hıyar vardı ve elini tutmuştu sonra ise olan oldu ve o an en çok görmek istemediğim manzarayı gördüm.o hıyar emmanın elini tuttu ve özür dilerim dedi.emma yataktan hafifçe doğruldu ve kısık ve bir o kadar da tiz bir sesle ben seni affediyorum dedi.sonra ama onun gibi bir sersemle beni nasıl yakıştıtrsın diye ekledi.beynimden kaynar sular dökülmüş gibi olmuştum.o hıyar yavaş yavaş yaklaştı emma da ona yaklaştı ve dudakları sessizce bileşti.her nefes alışlarında içimden bir parça kopuyordu.her temaslarında ciğerimden bir parça kopuyordu.sonra bu duyguyu önceden de bildiğimi hissettim.annabeth.sanırım onu kıskanmıştım ama asla bu şekilde onu görmediğime emindim.o bana asla bunu yapmazdı.sonra annabeth diye kısa bir sayıklamadan sonra ters ters emma ve o hıyar baktığımı farkettim.ikiside beni aldırmıyor gibiydi ya da uyandığımı farketmemişlerdi.birden ya ben ne yapıyorum dedim ve yüzümü çeviriyordum ki emma sayıkladığımı duydu v bana doğru döndü o da bana çok sert bakıyordu oysa ben ona hiçbir şey yapmamıştım sonra da uyurken salyalarımla ıslattığım yastığımın üzerine kafamı koyar koymaz gözlerim karardı ve derin bir uykuya daldım.

                                                                                EMMA

   Gözlerimi açtığımda yan tarafımda o çocuk yatıyordu.lanet olsun ömrümde bu kadar yakışıklı ve aynı zamanda bu kadar şapşal bir çocuk görmemiştim.üzerime düştüğü yetmiyormuş gibi birde kalkması için ikaz etmem gerekti.çocuğun uzun dağınık kahverengi saçları ve deniz yeşili gözleri vardı.buğday tenliydi.teni güneşten bronzlaşmıştı ve bu ona ayrı bir çekicilik katıyordu.o gün düşüp gözgöze geliğimizde içimden onu öpmek gelmişti.ama hemen bu hissi bastırdım ama o kadar güzel gözleri vardı ki?sanırım bu çocuktan hoşlanmaya başlıyordum.hayır ya senin georgen var ne yapacaksın böyle ezik bir çocuğu çocuk neptün orduları genel komutanın oğlu ve ordunun en güçlüsü bu ise sadece sıradan bir asker olabilir ancak ama bir o kadar da tatlı.özellikle de uyurken salyalarının akması çok komik.ben çocuğu seyrederken içimden bir ses senden hoşlandı diyordu ben se ne alakası var diyordum ama çocuğun bana o şekilde bakması işleri değiştiriyordu.sonra bir anda sayıklamaya başladı.sayıkladığı isim bir kız ismiydi ve bunu yapması beni çileden çıkarmaya yetmişti ama ona kızamıyordum bile uyurken o kadar tatlı ve masuk örünüyorduki salyaları akarken yanağındaki gamzesi belli oluyordu aman tanrılarım bu çocuk çok yakışıklıydı.ama o kız yani annabeth her kimse ondan hiç hoşlanmamıştım.belki sevgilisiydi evet bu çocuğun aklında uyurken hatta bilinci kayıpken sayklanmaya yetecek kadar yer ettiğinne göre gerçekten de onu çok seviyor olmalıydı ayrıca kız çok güzel olmalıydı hem ben neden şaşırıyorum ki bu kadar yakışıklı çocuğun elbette çok güzel bir sevgilisi olması gerekir.sonra içeri george girdi ve benden özür dilemey  başladı bende yani filizlenen sevgimi gerge ile bastırmaya çalışarak onu affettiğimi söyledim sonra dudaklarımız kenetlendi.gözlerimi georgeden ayırdığımda çocuk ters ters bana bakıyoru ne yani o rüyasında istediği kızın resmini sayıklayabiliyor ama ben sevgilimle öpüşemiyorum öyle mi?sonra bakışlarını kaçırdı ve  annabeth diye sayıklamaya başladı ben de aynene ona doğru döndüm ve bende ona ters ters bakmaya başladım.o da uykuya daldı.salya akıtmaya devam ett.george odadan çıkınca ben de derin bir uykuya dalmak üzere gözlerimi kapattım.

percy jackson ve olimposlular neptünün yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin