11.Bölüm

43 4 0
                                    


"Uyan tatlım"başımdaki ilk bakışta anlamasam bile görüşüm netleştiğinde gördüğüm Susan'a gülümsedim.

Susan'ı kimseye değişmezdim,biz buraya ilk taşındığımızdan beri burada çalışıyordu ve ben Susan ile birlikte büyümüştüm,mutlu günümüzde kötü günümüzde hiç bir zaman bizi bırakmamıştı. Annemde ,benim onu sevdiğim kadar çok severdi ki buna babamdan dahildi.


" Günaydın "dedim yeni uyanmanın verdiği boğuk ses ile.


" Yemek hazır kızım ,baban ve amcan seni bekliyor "dediğinde ona gülümsedim ve uyandığımı belli eden bir bakış gönderdim,oda uyandığımı anlayınca odamdan çıktı.


Masaya baktığımda her zamanki gibi binbir çeşit yemek duruyordu ,babam buna sorun etmiyor masraftan kaçınmıyordu ,arı sütüne kadar herşey bulunuyordu ama ben bunu gereksiz buluyordum ki bir ekmek bile bulamayan bir çok insan,sabah kalktığında kuru ekmek ile zeytin yiyen bir çok insan bulunuyordu, onlara bakılırsa bizim yaptığımız biraz saygısızlıktı.

" Günaydın"amcama baktığımda sırıtıyordu.


Onu çok severdim , çoğu zaman benimle konuşur dertlerimi dinlerdi babama pek fazla birşey anlatamasam bile amcam benim arkadaşım gibiydi ve neredeyse hiç yaşlanmıyordu.

Ona sımsıkı sarıldığımda oda benim yanağımı sıktı.

"Günaydın"


"Günaydın"


Kahvaltımı yaptıktan sonra Amelia ile ufak bir koşuya çıkacaktık. Hamlamış yerleşim için iyi geldiğini söylediğinde sorun etmedim, bi kaç aydan beri fazla kas çalıştırmıyordum.

Üzerime rahat eşofmalar geçirdikten sonra aşağıya indim,kapıdan çıktığımda Amelia ile karşılaşınca hafifçe tebessüm ettim.

"Tam zamanında"dediğimde hafif bir kahkaha attı."Hazırsan gidelim" dediğinde kafamı salladı ve güldüm.


İlk başlarda ısınmak amacı ile yavaşça koşmaya başladık haava ciddi derecede soğuktu ama spor için aldırmıyorduk ,hızlı koşmaya başladığımızda soğuğun pekte etki etmediği doğruydu.


Ormandaki kuş sesleri kulağımı doldurduğunda rahatladım.Kulaklarım bu tınıyı çok severken bir nevi ilaç gibi geliyor içimdeki duyguları ve beynimdeki düşünceleri susturuyordu, havadaki rüzgar adeta tenimi ipek gibi okşuyor herşeyi unutmamı sağlıyordu burası huzur bulduğum yerlerden bir tanesiydi.

¶¶

Yanımda benimle aynı ritim ile ilerliyen Amelia'ya baktım gözlerini bir kez yola çevirip tekrar bana bakıp kaşlarını kaldırdığında yarışalım dediğini anlamak uzun sürmemişti,ama o kadar hızlı koşabilecegimi pek fazla sanmıyordum.

"Üzgünüm Amelia ama her tarafım ağrıyor ve hızlı koşabileceğimi sanmıyorum" yerinde huzursuzca suratını astı ve bana baktı.

"Koşabilirsin Zena bunu ilimizde çok iyi biliyoruz dediğinde kendimden emin olmadan kafamı salladım.Sanırım Amelia için katlanmam gerekiyordu.

"Bir...iki...üç"

Amelia beni aldırış etmeden kazanmışcaşına gülerek ilerlerken sola döndüm , burası kestirmeydi ve koşa bildiğim kadar koşarken rüzgar suratıma adeta bir su gibi çarpıyordu suratıma ormanın üflediği hava ile güldüm.Rüzgarın bedenimi okşadığını görünce inatla biraz daha hızlandım, ve nedenini bilmediğim şekilde içimdeki hırs dahada arttı.


Düz ormanda ağaçların arasında ilerliyordum ağaçların gölgeleri yola düşerken aldığım her derin nefeste burnumdan beyaz dumanlar çıkıyordu.

Hızlandığımda alnımdaki ıslaklık ile terlediğimi anladım

Soğuk vücudumdaki , sıcak ter ile buluşunca bedenimden buharlar çıkıyordu ısınmaya başladığım sırada yanımdaki ağaçların arasında benden başka birisinin daha koştuğunu gördüm yavaşlamaya başladım.

Biraz daha ilerlediğimde benimle aynı hareketleri yapıyor beni taklit ediyor gibiydi ne olduğunu bakmak için kafami çevirdim , dağ başında otursak bile buralarda pek fazla kurt veya ayı dolaşmazdı , ve uzun süredir burada oturuyorduk ama hiç karşılaşmamıştık.


Baktıgımda Amelia olamadığını anladım çünkü siyah gölgesi bir insanin gölgesine benzemiyordu, daha çok büyük bir şeye benziyordu.

Bir ayı kadar büyüktü ağaçların gölgesinde kaldığı için emin olamadım ne yapmaya çalıştığını bilmediğim için sessizce olduğum yerde bekledim saç diplerimdeki ter soğuk ile buharlaşırken , korkudan yenileri çıkıyordu gözlerimi o tarafa çevirmeye korkuyordum çünkü nefes alış verişleri tüm ormanda yankı yaparmışcasına kulaklarımı delip geçiyordu, benim elim ayağım uyuşmuşken gözümü hafifçe kaydırdığımda gördüğüm hayvan karşısında kanım dondu.

Tam o sırada burnundan derince verdiği nefesi yanağıma deyince gözümden istem dışı korkudan büyüdü gördüğüm şey karşısında elim ayağım uyuşmuştu, ayaklarım bu soğukta terlemişti. Gözlerine bakmaya korkuyordum, gözlerim kapalıyken bile o gözleri gözlerimi delmeye yetiyordu.


Gözlerindeki renk alev kadar sıcak, buz kadar soğuktu gördüğüm manzara içinde kendime bir daha gözümü açmayacağıma yemin ettim..


Göğüs kafesim gözle görülür şekilde hızla inip kalkarken tanrıya dua ettim.

Nefesini ensemde hissedince ayak parmaklarımı içine doğru soktum korkudan dişlerimi sıktığım için ağrımaya başlamışlardı, ellerimin içi karıncalar ile dolmuşken bu sefer nefesi sağ yanağımı ipek gibi okşadı.Etrafımda tur atıyor, kokumu tanımaya çalışıyor gibiydi.

Gözlerimi aşşağıya bakarak açtım , ve gördüğüm görüntü karşısında boğazımı yırtarcasına yutkundum.Tırnakları benim parmaklarımın uzunluğundayken bir pençesi koca bir ağacı devirebilecek bir büyüklükteydi siyah tüyleri daha da korkmamı sağlıyordu gözlerimi açacak cesareti bulamıyordum , nefesini yüzümde, hissedince çakıldım kaldım.


Hafif bir hırıltı çıkarmıştı , ama bu kulak zarlarımı patlatacak kadar güçlüydüy aşadığım şeyleri kafamda birde gözümün önünden geçirince yüzümdeki ve vücudumdaki kanın çekildiğini hissettim ve yerine düşmeye yer tutmuş vücudum almıştı.

Burnu kulağıma deyerken nefeslerim sanki büyük bir yankı yapıyor gibi sesli geliyordu kulağıma , yanlış bir şey yapacağım diye nefesimide tuttum.


"Zena.." fısıltı ile ağzından çıkan ismim karşısında afalladım.


Bu yaratık ismimi söylemişti , korkunç iğrenç görüntüsü yanında birde konuşabiliyordu , kalbim ilk defa bu kadar hızlı atarken öleceğimi düşündüm.


"Zena!" uzaktan Amelia'nin sesini duyduğumda tutunmam için bana dal uzatan tanrıya bugün sonsuz kez teşekkür ettim

BİLİNMEYENDonde viven las historias. Descúbrelo ahora