SM

18.3K 391 297
                                    

Komidinin  üstünde bir sprey vardı. Daha önce görmemiştim. Benim değildi buna emindim. Uzanıp almaya çalıştım. O sırada sapık hafif uykusunda beni kendine çekip daha çok sokuldu. UF bi bırakmadı pislik herif.

Yine uzandım. Parmak ucumla değince düşerkenken elimle alttan destek verince yanıma yatağa düştü. O sırada sapık birşeyler mırıldanıp daha çok boynuma bastırdı kafasını. Eliyle karnımı okşayınca bir şeylerin ters gitmesinden korkup elini tutup bacaklarımın  üstüne koydum.

En azından durmuştu. Elimle spreyi tutup kaldırdım. Üstünde uyku yazıyordu İngilizce. Nasıl yani ne demek bu. Arkasını çevirince üstünde Berkan bey yazıyordu. Bu ne demek oluyordu. Uyku spreyimi yani aynı zamanda özel yapım.

Çok saçma ne için kullanıyoki bunu. Bacaklarımdaki elin oynamasıyla spreyi korkuyla çeneme düşürdüm. Acıyla kısık bi inleme çıktı ağzımdan. Acıdan gözlerim dolmuştu çenemi ovuşturuyodum. Eli bu sefer kadınlığıma doğru yol aldığın da bacaklarını sımsıkı kapattım. Elini bacak arama sokmaya çalışıp sokamayınca yukarı doğru çıkmaya başladı. Lan uykuda bile sapık.

Elimdeki spreyi sapığın yüzüne doğru sıkıp kolumu burnuma  bastırdım. Eli biraz sonra durup yatağa doğru düştü. Hayvanın kolu bile ağır.  Kolunu kaldırıp diğer tarafa doğru yavaşça bıraktım. Yavaşça doğrulup kalktım.

Hemen Selini  bulmam lazım. Odadan çıkıp karşı odaya girdim. En son buranın önündeydi. İçeri girdiğimde gördüklerime inanamadım. Selin, benim biricik dostum yatağa bi kolu bağlı bana dönük yatıyodu. Arkasında bir orangutan ise sıkıca sarılmıştı. Hayvan herif.

Yavaşça yaklaşıp elimdeki spreyi kaldırdım. Canım arkadaşım ağlamaktan kıpkıtmızı olmuş. Beni görünce hareketlendi. Elimi  dudaklarıma götürüp sessiz işareti yapınca hareketlerini kesti. Burnunu sıkmasını söyleyince sıkıca tuttu. Bende tutup arkasındaki çocuğa spreyi sıktım. Ellerinin gevşediğini farkedince bi oha dedim. Hayvan nasıl sıkıştırdıysa kız seslice nefes aldı.

Hemen çocuğun ceplerini karıştırmaya başladım. Nerde bu anahtar.. Hah buldum. Ellerimin titreşmesinden zor açtım kilidi. Selinde ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldı. Bende ona sarılıp saçlarını okşadım. "Hadi selin yardım et de şu dağ ayılarını çıkaralım." dedim. Selin konuşmadan kafa salladı.ikimizde yataktaki hayvanı kaldırdık. Camış  gibi mübarek.

Bi kolundan selin bi kolundan ben girip sırt üstü yere yatırdık sonrada sürümeye başladık. Merdivenlere gelince biraz duraksadım ama sonra kafası vurmadığı sürece bişey olmicanı düşünerek yürümeye devam ettik. Her bir adımda adamın botlar yere çarparak tok bir ses çıkıyodu. Bişey olmaz götü kırılır en fazla.

Sonunda dış kapıya atabildik. Benim odama girdik. Yatağımda yatan ayıcığı zar zor kaldırdık. Aynı işlemi onada yaptık. Bunlarda yemeyip içmeyip kas yapmış mübarek.

Bunlar eve nasıl girdiler acaba. Kapıdan olsa kesin duyardık ses çıkarıyo. Bilerek öyle bi kapı yaptırmıştım. Ses çıkınca hoşuma gidiyo. Çok saçma ama napıyım. Seviyorum. Neyse konuya dönelim. O zamann.. Tabi yaa. Nasıl düşünemedim benim camım. Hemen camcıyı aradım bu saatte açık olmaya bilirdi ama bi tanıdığım vardı o halleder. Zaten saat okadarda geç değil. Ali abiyle konuşup hallettim.

Yarım saat sonra herşey tamamdı. Keşke öncekinide Ali abiye yaptırsaydım. Aa ama Ali abi ozaman memleketindeydi. Ali abi ne kadar istemese de tabiki de onu dinlemeden parasını verdim. Çok teşşekür ettim. Sonrada yolculadım. Eğer camışları sorucak olursanız. Onları arka bahçeye sürükledik. Ordanda  kapı vardı. Kapının önüne bıraktık onları. Artık napıyosa yapsınlar bizene. Pislikler.

SAPIK MI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin