BÖLÜM 2: Chen' er...

4.7K 284 162
                                    

Bu bölümü HarbiAdam21' e ithaf ediyorum :)

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Şıp..

Şıp..

Şıp..

Siyah tavanı destekleyen kolonlardan en solda bulunanı, kırık ve bir sürü yerinden çatlaktı. Çatlakların arasından usulca ilerleyen su damlacıkları, yolculuklarını kolonun yere uzanan kırık kısmında tamamlıyorlar ve sinir bozucu bir sesle yerdeki taşların üzerine dökülüyorlardı.

Bu harap yer bir karakol merkezinin alt katlarında yer alan zindan vari, suçluların geçici bir şekilde konaklatıldığı yerdi. Demirden yapılmış ve duvara iki asma zincirle sabitlenmiş bir yatak dışında, ihtiyacı gidermek için konulan kırık bir kovadan başka bir şey yoktu. Demir parmaklıkların ardındaki koridorda, ürkütücü bir sessizlik vardı. Beşer metre ara ile dikilmiş meşaleler, bu zindanların tek ışık kaynaklarıydı.

Böyle leş bir zindanda mâhkum edilen kişi ise insanı hayrete düşürüyordu. Bacak kadar boyu olan incecik yapıda küçük, dikkat çekici derecede mavi gözlere sahip olan bir erkek çocuğuydu. Bakışları korku dolu olması gerektiği yerde, nefret ve öldürme arzusu ile dolup taşıyordu. Gözlerini parmaklıklara sabitlemiş bir şekilde duruyor, başına gelecekleri bekliyordu.

Sonunda yere damlayan su sesinin haricinde yeni bir ses duyulmuştu. Koridorun başından gelen ayak sesleri. İri kıyım bir muhafızın, elinde tuttuğu meşale ile ortama girmesi etrafı aydınlığa boğmuş ve küçük çocuğun yayından fırlamış bir ok gibi parmaklıklara yapışmasını sağlamıştı.

"Abime ne yaptınız?!! Beni abime götüüüüürr!!"

Gözleri dolarken, o küçük elleriyle parmaklıklara sert darbeler indiriyordu.

"Bana bak velet !! O sikik çeneni kapatmazsan dilini kopartırım."

Bir çocukla uğraşmayı kendine yediremeyen ve öfkelenen muhafız, büyük bir hışımla kapıyı açıp çocuğun yakasını kavramıştı. Küçük çocuk boynunu kavrayan ele saldırma girişiminde bulunsada sanki koca bir dağı yerinden oynatmaya çalışıyormuş gibi zorluk çekmişti. Ayakları yerden kesildikten hemen sonra, hızla koridordaki duvara çarpıp yere yığılmıştı.

"Sabrımı test etme çocuk !!"

Boş hücrenin kapısını tekrardan kilitleyen ve küçük çocuğu önüne katarak yürüyen muhafız, kısa süre sonra sırıtmaya başlamıştı.

"Sana ne olacağını anlatayım mı? O herif! çaldığı eşyaların iki katını kefaret olarak ödemek zorunda kalacak."

Küçük çocuğun yanağından süzülerek çenesine doğru bir damla yaş ilerlemişti. Abisinin o parayı asla karşılamayacağını en iyi kendisi biliyordu. Sonunda çıktıkları alan, karakolun arka tarafındaki ceza departmanının binasıydı. Karakol binasının bir uzvu olan bu kahve tonlarındaki binadan, uğursuz bir hava yayılıyor çocuğun husursuz hissetmesine neden oluyordu.

"Gir içeriye velet !!"

Sonunda binaya girdiklerinde, küçük çocuğun gözleri korkuyla genişlemişti.

"Chen' er.."

"A..bii"

Diz üstü çöktürülmüş vaziyetteki sarışın adam, boğazına dayanan soğuk metali umursamadan ona endişeli gözlerle bakan küçük çocuğa gülümsüyordu.

MhitraWhere stories live. Discover now