BÖLÜM 23: Hadi Chennemi Ziyaret Edelim!

2.5K 286 279
                                    

Bu bölümü Lyd-Sama 'ya ithaf ediyorum :)

♤♤♤♤♤♤♤♤

'Üfff...bu kadar yüksek olmasını ben de beklemiyordum Chen!'

Mutlak sessizliği, Chen'in ruh denizindeki küçük peri bozmuştu. Kara Güneş temsilcisi heyecanla ayağa kalkmış. Chen'i süzüyordu.

"O çocuğa, Kara Güneş sahip olacak!"

Mor Alev tarikatının temsilcisi sinirle yumruğunu sıkmıştı. Eğer bu çocukla farklı koşullar altında tanışıp tarikatın akademisine katabilseydi. Gelecekte Kara Güneş'i ezici bir üstünlükle geçebilirlerdi. Ama şu an Chen'e sahip olmak, aslanın midesinden yemeğini almaya benziyordu.

"Tanrılar...neden bu kadar acımasız?"

Tanrıları suçlamaktan başka bir şey yapamazdı. Krallığın kıdemlisi bile şaşkın bakışlarla çocuğu süzüyordu. Hangi akademiye katılması önemli değildi. Bu çocuk ileride kesinlikle kraliyet muhafızlarına katılmak zorundaydı. Potansiyeli şu ana kadar tahta geçen herkesten daha yüksekti. Orduların başkomutanı olduğunu hâyal edince içini büyük bir heyecan dalgası kapladı.

"Bir Tiran! Hem de çocuk. Onu kontrol altına almalıyız."

Bunların dışında yoğun seyirci nüfusunun içerisinde oturan Ellie ve Arnold'ın ağzı sonuna kadar açılmıştı. Bir aydır onların yanında kalan, onları abi ve abla olarak gören küçük çocuk resmen göklerin altındaki en büyük canavardı. Yapbozun parçaları Ellie'nin kafasında otururken genişlemiş gözlerini kocasına döndürmüştü.

"Oo...oo bir canavar!"

Bekleme alanına dönecek olursak ordaki tüm çocukların ağzı sonuna kadar açık bir şekilde duruyorlardı. Buna Kara Güneş Klanının, ana soyundan gelen kız da dahildi. Resmen Chen tarafından hem potansiyel hem soy hem ırk olarak ezilmişti. Kendi isminin taşta görünmemesi damarlarındaki asil ve kibirli anka kanından dolayıydı.

"Eh..!"

Aklından geçen bir ton soru vardı.

Kim bu çocuk?

Annesinin ona söylediği, en üstün ırk Anka ırkıysa neden o taş o çocuğun mensup olduğu yarım-kan ırkı tespit edemedi?

Ve potansiyel! Bu güç taşları bu güne kadar asla sonuna kadar parlatılmamıştı. Ama şu an önündeki manzara bugüne kadar öğrendiği her şeyi elinin tersiyle itiyordu.

"Chen!"

"Chen!"

"Bu o!"

Raymond, gördüğü manzaraya hayranlıkla bakıyordu. Öldüğünü sandığı arkadaşı dipdiri bir şekilde arenanın ortasında dikiliyor ve tüm bakışları kendi üstüne çekiyordu. Maxwell'in şaşkınlık durumu da Raymond'dan farklı değildi Chen'in yaşadığını öğrenmenin verdiği şaşkınlık ekrandaki yazıları okumasıyla katlanarak artmıştı.

"Oo..size bahsettiğim kişi!"

Yuna, Chen'in suratına derin bir melankoniyle bakıyordu. Onun bu denli bir güce sahip olması onu pek şaşırtmamıştı. Ne de olsa o gün Liman Şehrinde yaptığı şeyler hâla aklındaydı. Raymond, Yuna'nın konuşmasıyla kafasını çevirmiş ve kıza bakmıştı.

"O katil olarak bahsettiğin kişi Chen mi?"

Yuna, soruya cevap vermek yerine o da soruya soruyla yanıt verdi.

MhitraDonde viven las historias. Descúbrelo ahora