1.BÖLÜM

19.6K 718 9
                                    

Sabahları en huysuz olduğum saatlerdir ,uyanmak benim için en zorlu görevler arasında. Ah hadi ama kim uykunun en tatlı yerinde bırakıp  kalkmayı becerebilir ki. Tabi ki Ayşe hatun. Çalar saatten önce  basmazsa odamı olmaz ...

"Eylül uyan artık bıktım kızım senden bir kere de uyanma eylemini tek başına hallet "  duymak istemesem de uyanmam gerektiğini anladım. Tek gözümü anca açabilmişken birden çekiştirilmemle yeri boyladım.

"Ayşeeeee bittin kızım sen ölümlerden ölüm beğen " dememle yerden kalkıp üstüne atlamam saniyeler aldı. Ayşemin en nefret ettiği şeyi, onu gıdıklamaya başlamamla kahkaha atmaya başladı 

"Tamam bırak eylül yet- yeterrr " gülmekten konuşamaz hale gelince bıraktım. "Hadi kalk şimdi yerden çalar saat ben yüzümü yıkayıp geliyorum kahvaltıya" . Kalkmasını beklemeden banyoya ilerledim yüzümdeki gülümsememle, bu kız olmasa nasıl dik dururdum hayata karşı bilmem eksik tarafımı tamamlayan canıma yoldaştı Ayşe. Olmayan annem sayılırdı, her hastalandığımda başımda bekler ateşim düşmeden uyumazdı. Yaşlarımız aynı olsada biz Ayşemle arkadaştan ileri kader ortağıydık. Eksiklerimizi, Yetimliğimizi, elimizde ne varsa onu pay ettik aramızda. Hatırlıyorum da onun yetimhaneye ilk geldiğindeki masum halini.5 yaşından fazlaydı sarı saçlarına o kadar çok imrenmiştim ki Rasim babama kumral  saçlarımı sarıya boyayalım diye tutturmuş 3 gün ağlamıştım.Ayşem benim gibi tam anlamıyla yetim değildi oysa. Babası annesini öldürmek suçuyla hapisaneye atılınca zavallı Ayşem'ide bağrına basacak hiçbir akraba çıkmamış yolu bizlerin yanına düşmüş. Aile sıcağından çıkıp bir sürü öksüz çoçuk içinde sudan çıkmış balığa dönmüştü. Ben Ayşemi geceleri ağlarken duyar korkulu kabuslarına attığı çığlıklarla uyanırdım, hiç konuşmadan yanına yatar küçücük kollarımla onu sarar kendime faydası olmayan teselliler fısıldardım kulağına.Onu korumak, naif yüreğine merhem olmak istedim hep, o da benim yokluğuna sığındığım kucak dolusu sevgi bağışladı en sıcağından.

Ben yine iç dünyama dalış yaparken fazla vakit harcadığımı anladım banyodaki işimi bitirip hazır olan kahvaltı masasına kuruldum. Ayşem bir kase msır gevreğini midesine indirmeye başlamıştı bile.Bu kızın böyle güzel kahvaltı masası hazırlayıp mısır gevreği yemesine de ayrı bir gıcığım zaten.

"Kızım kahvaltı masasını donatıp onu yemene uyuz oluyorum madem yemeyeceksin her sabah niye kahvaltı hazırlıyorsun"diye çemkirdim evet evet çemkirdim sabahları çekilmez biri olduğumu söylemişmiydim.

"Sen aç kalma diye salak şey ben olmasam açlıktan ölürsün haberin olmaz" cidden  haberim olmazdı.

"Bak doğru dedin  ben bu üşengeçlikle ölsem ruhum duymaz" ağzıma tıkıştırmaya başladım masadakileri bir nevi sömürmekte denebilir .Ben kahvaltımla resmen aşk yaşarken Ayşemin sesiyle kafamı kaldırdım.

"Merak ediyorum da bu kadar yiyip nasıl hala zayıfsın"yüzünü buruşturdu, yemek yemeyi her ne kadar unutsamda yemek yemeyi çok severim baya da açık bir iştahım vardır Ayşem sağolsun.

"Dans. sana da diyorum o minik poponu kaldır da salona gel diye ama dinleyen kim" 

"Ayy yok ben almayayım geçen geldiğimde sakatlıyordum resmen kendimi.Bana sabah yürüyüşü yetiyor cicim" dedikten sonra boş kasesini alıp mutfağa doğru yürüdü. Ben hala tıkınmakla meşkulken "Yeter kızım geç kalacaksın görende açlıktan çıktı sanacak" diye resmen cırladı mutfaktan.Daha fazla laf işitmeden kalktım masadan Ayşemin yanağına sulu bir öpücük koyup odama kaçtım.Evet evet kaçtım arkamdan söylenmelerini kahkaha atarak dinledim sinir olduğu diğer şey sulu sulu öpülmekti ...

Gözyaşındayım( YUVASIZ KUŞ/UM)  KİTAP OLDUWhere stories live. Discover now