-24- "Sen benim yanımdaysan o istediği kadar bekleyebilir."

41.2K 1.5K 219
                                    

Soğuk olduğunu hissedip eve döndüm. Çağkan salonda televizyon izliyordu. Tişörtsüz. Why God Why?

Ona yüz vermeden yukarı çıktım. Odama girecekken beni bileğimden tutup kendi bedenine yasladı. Eriyorummmm

Kendimi kurtardım ama kollarını belime dolayıp sabitlemişti. Debelenmekten vazgeçip konuştum.  "Sevgilin olduğunu sanıyordum. Bana yavşama yoksa saçını başını yolar. Gerçi ne kadar beceriksiz olduğunu geçen gün gördük de neyse."

Sırıttı. "Senin karşında ben bile beceriksiz konuma düşüyorum."

"Neeyyy? Bunu söyleyen sen olamazsın. Nerde o ego denizinde boğulan Çağkan?"

"Ve ayrıca Asya benim sevgilim değil."

"Ben görüyordum halüsinasyon. Sen yapıyordun mast-"

"Yok artık."

"Asya neydi o zaman? Ben anladım. Sürtüğün."

"O sadece takıldığım insanlardan bir tanesi."

"Biz ona İstanbul'da sürtüğün diyoruz. Burada ne deniyor bilemem. Ve ayrıca o kadar çelişkili bir insansın ki. Bir dediğin bir dediğini tutmuyor. Artık öylelerinle takılmıyorum diyordun. Sen gerçekten dengesizsin ve seninle daha fazla muhattap olmak istemiyorum."

"Bensiz ne yapacaksın?"

"Annemlerin bir an önce gelmesini düşleyeceğim."

Ellerini gevşetmişti ve ben de ellerinden kurtuldum. Kapımı açacakken beni belimden kavrayıp duvara yapıştırdı.

Bu çocuğun problemi ne?

"O kimdi?"

Fısıldayarak konuşuyordu, neyin kafasındaydı? Sarhoş falan olabilir miydi? Belki de sarhoştu bu yüzden aşağıda yaşananlar da sarhoşluğundan kaynaklanıyordu.

Nefesinin sıcaklığı tenimi kavuruyordu ve dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum. Evet kamkiler, ben delirdim.

"Kim kimdi?"

"Kim olduğunu biliyorsun."

Göz kırptı. Tatlı şey. Kabul edelim çocuk tatlı. Ama yavşak. Sorun dışında değil içinde.

"Kimin kim olduğunu bilmiyorum."

Saçmalama qeyf

"Kimin kim olduğunu bildiğini biliyorum."

"Hayırlısı be gülüm."

"İdil salak salak konuşma aşağıdaki kimdi söyle."

"Yanlış gelmişler dedim ya."

"İdil bence ikimiz de yanlış gelmediklerini biliyoruz."

Piç smile yapıyordu.

"İdil binci ikimiz di yinliş gilmidiklirini biliyiriz. Sana ne ya."

"Hem bu saate kadar nerdeydin sen?"

"Dışarıda oturdum."

"Tek başına?"

"Evet bir problem mi var?"

Başımın yanındaki sağ kolunu tutup yavaşça aşağı indirdim. Duvarla arasından kurtulmuştum, koridorda insancıl bir biçimde konuşuyorduk.

"Tek başına ne yaptığını merak ettim sadece."

"Bak Çağkan, her şeyi sana anlatmak zorunda değilim. Tıpkı senin bana yaptığın gibi." Göz kırptım. Ona Can'dan eninde sonunda bahsedecektim ama şimdi biraz kendi iç sessizliğiyle kalmalıydı. Bazı şeylerin farkına varmalıydı. Benden her şeyi öğrenmek istiyorsa kendisi de bana karşı açık ve dürüst olmalıydı.

ÜABMWhere stories live. Discover now