16. bölüm

6.1K 153 5
                                    


💙💙💙

Yine ve yeniden kendimi Serhat'ın odasında bulmuştum.
Sahi en son lavaboya giriyordum ne ara buraya geldim ben!

Serhat avına odaklanmış aslan gibi koyu gözlerini bir an olsun üzerimden ayırmazken, oda gereğinden fazla sıcak olmaya başlamıştı. 
Üzerimdeki ufak kumaşlar bile fazla geliyordu.
Sakin görünmesine karşın şakaklarındaki belirgin ve seri atan damarları hiçde sakin olmadığını gösteriyordu.

Bir kez daha dokunursam geri dönüşüm olmayacakmış gibi hissediyor, kaçmak için ne yapmam gerektiğini ise bilemiyordum.
Sanki ne düşündüğümü anlamış gibi kapının üzerinde duran anahtarı çevirip yerinden çıkarttıktan sonra gömleğinin cebine yaklaştırıp içine bıraktı. 
İşini sağlama almıştı adi herif!

Aklımı okuyan bakışları kendimi güçsüz hissettiriyor, yutkunduğum an kısılan gözleri ne yapacağımı kestirmeye çalışıyor gibiydi.

Kabul! Burada sabaha değin becerilmek isteyen bir yanım vardı ve o yanım beni kararsız bırakıyordu!
Bu kez daha güçlü olup bu zorbaya istediğini vermek istemeyen yanımsa sadece mantıklı düşünmeye çalışan tarafımdı. Ve lanet olsun ki Serhat'ın altına girmek isteyen tarafım ağır basıyordu!

"Teklifini düşünmem için zaman ver." dedim, kaçmak için aklımda bir şeyler belirirken.

"Zaman?" derken yukarı kalklan tek kaşı etkileyiciliğini arttırırken, kafasını iki yana olumsuz anlamda salladı.

"Araya giren zaman, sadece uzaklaştırır!" dedikten sonra bir adım yaklaştı. 
Nefesim kesilirken sakinliğimi koruyup bende Serhat'a doğru ilerledim.
Yaklaştıkça artan erkeksi kokunun etkisi artıyor gözlerimi kapatıp ne istersen yap bana! Demek istiyordum.
Tabi ki sürtük yanımı dinlemeyecektim!

Gözlerim gözleriyle adeta sevişirken ellerimi yavaşca ceketinin şeritlerinden geniş omuzlarına çıkardım.
Arkaya doğru kaydırdığım siyah ceket usulca sıyrılıp Serhat'ı serbest bıraktı. Gözleri koyulaşırken sıklaşan nefesi benide alevlendiriyordu.

Çölde susuz kalmış gibi kuruyan dudaklarımı dimle ıslatırken beyaz gömleğinin düğmelerine ulaştım. Heyecandan neredeyse uyuşan parmaklarımı sabit tutmaya çalışırken ikinci düğmeyi açtım.

Tenine baskı uygulayan parmaklarımla, solukları hızlanıyor, bedeni ürperip kasılıyordu.
Kemeri ve pantolonu arasına sıkıştırdığı silahın parlaklığı karanlık ortamı bile aydınlatırken dikkatimi dağıtabilecek kadar muazzam görünüyordu. Ah! Gözlerimi etkileyici tasarımdan çekip işime devam ettim.
Düğmelerin açılmasıyla omuzlarından aşağı sıyırılan gömleğin, anahtarı gizleyen cebine kıvrak bi hareketle elimi daldırdım. Gömlek yere düşsede anahtar artık bendeyi.
Gözlerimiz hala temas halindeyken avuçlarım arasına aldığım anahtarı sıkıca tuttum.

Gözlerim vücuduna kaydığında iri cüssesinin altında tekrar inlemek isteyen bedenim istekle sızlamaya başladı.
Bedenimin en ücra köşelerine ilerleyen sıcaklık yutkunmama sebep oluyordu.

Serhat'ın kollarını belime sarması kesinlikle beklemediğim bir şeydi!
Kendine sertçe yapıştırdığı narin bedenim, teninin sıcaklığıyla kontrolünü kaybetmeye başladı.

Yakıcı nefesi dudaklarıma çarparken gözlerim kapanıyordu. Dudaklarıma değen yumuşak ve alev gibi dudaklara karşılık verirken elimdeki anahtarla nasıl çıkacağımı düşünmek çok zordu.

Lanet kapıyı açamadan Serhat beni becerecekti!

Yumuşak başlayan öpücüğü giderek sertleşiyordu.
Alt dudağımı emerken hakimiyetimin tamamen kaybolduğunu hissediyordum.
Dudaklarıma saplanan diş darbeleriyle inlemelerimi tutmak giderek zorlaşmaya başlamıştı.
Ben sessiz kalmaya çabalasamda Serhat'ın sesli hırıltıları bile orgazm sebebiydi.

Kayıp DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin