38. bölüm

3.3K 124 0
                                    


"Geceyi Serhat ile geçirirsin diye düşünmüştüm. Hayırdır bizim vampir formdan mı düştü, yoksa tık yokmu kız?" Ercüment'in iğneleyici sözlerine cevap bile vermek istemiyordum.

Dün olanlardan sonra birtürlü kendime gelememiştim. 
Farkında olmasamda Serhat'ın hayatımda oldukça geniş yer kapladığını kabul etmeliyim.
Hissettirmeden hayatımı işgal etmişti resmen!
Ercüment bara gittikten sonra eve gelmiş kısa bir duşun ardından geceliğimi giyip, sonrada hiçbir şey yapmadan saatlerce ne olduğunu bile algılayamadığım televizyon programlarına bakmıştım.

"Aramızdaki anlaşma sona erdi." dedim düz bir sesle.

"Bunun için mi suratın sirke satıyor balım?" Yüzüme dikkatle yüzümü iceliyordu.

"Suratım gayet normal Ercü."

"Hiç de öyle görünmüyor ama. Kız madem bukadar yıkılacaktın 'ben sikilmeye doymadım "deseydin ya." dedi atmaya başladığı kahkahaların arasında.
Suratımdaki ciddiyete şeytani bakışlarımıda ekleyip susmasını bekledim. İlk önce gülmesi yavaşlayıp ardından yüzünü buruşturarak sustu.

"Aman iyi be! Sanada birşey söylenmiyor. Zaten başından biteceğini biliyordun niye bukadar sarsıldın?" Gözlerim gece uyumadığım için kızarmış olmalıydı.

"Sarsılmadım. Sadece uyku tutmadı." Diye yanıtladım.

"Hmm kesin öyledir. Hadi gel benimle uyu nezamandır o tazmanya canavarı yüzünden ayrı kalıyorduk." dedikten sonra televizyonu kapatıp, elimden tutarak beni odasına yönlendirdi. Saate baktığımda henüz gecenin 3ü olması nedensizce moralimi bozmuştu. Onca zaman vaktin nasıl geçtiğini anlayamamam Ercü'nün sarsılmam konusunda haklı olduğunu gösteriyordu.

Ercüment'in yatağı her zaman rahat ve konforlu olmaktan öte güvende hissettiriyordu.
İnce çarşafı kaldırıp bir kenara kedi gibi kıvrıldığımda Ercüment huysuz homurtularla omuzlarımdan tutup kollarını bedenime sardı.

"İlay."

"Hmm?"

"Çok inatçısın. Biliyorsun demi kız?"

"Nereden çıktı bu şimdi!"

"Sürekli reddediyorsun ama Serhat ile aranda kalıcı bağlar kurmuşsun.
Hani duygusuz kaşarın teki olduğunu bilmesem 'onu  seviyorsun' derdim." dediği sıra tepkimi ölçmek için gözlerime derin derin baktı.

Hissiz bakışlarımı sabit tutup sözlerine karşılık vermedim.

"Ah be güzelim! Bal gibi seviyorsun işte, kabul et yada etme ama ben ilişkilerde cinselliği ön planda tutsamda sevgiyide gözlerden tanırım."
Bu kez itiraz etmeyecektim. Kalbimdeki kıpırtıların farkında olarak itiraz edersem çarpılırdım alimallah!

"Korkma İlay." Ruhumu bilen birilerinin olması bu denli mükemmeldi. Ercüment kollarını destek olma amaçlı biraz sıkarak,

"Korkma sakın. Her aşk acı vermez insana." Dedi. Sözleri ve teskin edişi güzeldi lakin birtek 'aşk' kısmını hiç sevmemiştim.

"Bu aşk değil." dedim güçlü çıkan sesimle.

"Buna sevgi demek daha doğru olur. Hem bir önemi de yok. Çünkü yakında Serhat kendine yani bir seks partneri bulur ve benim içimde yeni oluşan ufak kıpırtılar çabucak ölür." dedim.

"Peki, dediğin gibi olsun. Aşk değil sevgi diyelim. Sevgin için çabalamayacak mısın? Hayatında ilk defa kalbinin kapılarını aralamışken ve mucizevi bir şekilde bunu kabul ediyorken etraftaki kavaşelere sevdiğini bırakacak mısın?"

Kayıp DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin