2.Bölüm-Yanlış Anlamalar-

420 24 63
                                    

Harry'nin Ağızından

Şaşkınlığımı üzerimden attığımda tuvaletten çıktım ve büyük salona geri dönüp Gryffindor masasındaki dostlarımın yanına oturdum. Ron "Ne çabuk düzelttin dostum, biraz daha eğlenirdik." dediğinde diğerleri gülerken ben Slytherin masasına bakıyordum. Parkinson bu tarafa hiç bakmıyordu bile. Bende omuzumu silkip bizimkilere döndüm. "Bu kadar eğlence yeter dostum, beni rezil etmeyi bırak." dediğimde hepimiz gülüyorduk. Bu sırada ikizler koşarak yanımıza gelmişlerdi ve yanlarında elinde kamerasıyla Colin vardı. Beni görünce hepsi ofladı.

George öfkeyle Ron'a bakıyordu. "Hani Harry'nin saçları balon gibiydi? Her yerde onu aradık ve şimdi de görüyoruz ki hala eskisi gibi." dediğinde Fred ona dönüp güldü. "Bana borçlusun George, sana Ron'un bunu beceremediğini söylemiştim." dediğinde Ron araya girdi. "Hayır Fred başardım. George ona para verme." dediğinde Hermione ofladı. "Sussanız da yemek yesek artık." dediğinde başımla onu onayladım. Colin ise Fred ve George'a dönüp "Beni bir daha boşuna çağırmayın." dedi ve arkadaşlarının yanına döndü. Herkes sessizce yemeğine döndüğünde ise Ginny "Sonunda." demişti. Bu tekrar hepimizi güldürmüştü işte. İzlendiğimi hissedip Slytherin masasına baktığımda Parkinson'ın beni izlediğini fark ettim. Bakışlarını bir an bile benden çekmiyordu. Bu durum beni rahatsız edince ben bakışlarımı çektim. Nesi vardı bu kızın böyle?

*****

Hermione'nin Ağızından

Okula geleli bir hafta olmuştu. Dersler ve ödevler başlamıştı. Quidditch bile iki hafta sonra başlayacaktı. Tek başlamayan şeyse D.O. toplantılarıydı çünkü Dumbledore hala bize bir yer bulamamıştı. Bende bu yüzden araştırma yapmak için her zamanki yerime gelmiştim. Kütüphanenin sağ tarafında kalan ve kimsenin pek gitmediği en sevdiğim köşeye yani. Önümde ise başta Hogwarts Bir Tarih olmak üzere iki düzine Hogwarts hakkında kitap vardı.

Yaklaşık 75 kişiyi kesin olarak seçmiştik ve bu 75 kişinin sığabileceği bir yere ihtiyacımız vardı. İhtiyaç Odası maalesef olmazdı çünkü orayı geçen sene kullanmıştık ve görülme ihtimalimiz çok yüksekti. Sabah beşten şu ana kadarki araştırmalarıma göre de okulda başka böyle bir alan yoktu. Bu durum ise beni Hogsmead'e itmişti ama o zaman da şöyle bir sıkıntı vardı, sürekli oraya gidemezdik. Sadece gezi zamanları gidebilirdik ama bu seferde toplantılar iki haftada bire düşerdi ve bu da olmazdı. "Offf çıldırıcam." deyip kafamı önümdeki kitapa sertçe vurduğumda çok yakınımdan gelen ani sesle yerimden sıçramıştım. "Sakin ol Granger yoksa alnını kanatacaksın."

Kafamı hızla önümdeki kitaptan kaldırdığımda karşımda görmeyi hiç beklemediğim biri vardı. Blaise Zabini, Slytherin'in sessiz prensi. Zabini çekingence karşımdaki boş sandalyeyi gösterip "Oturabilir miyim?" diye sorduğunda hemen "Hayır." dedim. Bir adım geri çekilip "Üzgünüm." dedi. "Sadece bu kadar hararetli bir şekilde neyi araştırdığını merak etmiştim ve senden yard..." derken hızla asamı çıkartıp önümdeki kitapları raflarına gönderdim. "Bu seni ilgilendirnez." dediğimde bir adım daha geriye gitti. "Tamam, seni rahatsız etmemeliydim." deyip arkasını döndüğü sırada elinde bir şey fark ettim, bir kitap. Onu masamdan mı almıştı?

Bir anda sandalyemden kalkıp önüne geçtiğimde uzun boyunun verdiği avantajla bana tepeden bakıyordu. "Evet Granger?" dediğinde bakışlarımla elindeki kitabı gösterdim. "Onu masamdan mı aldın Zabini?" "Ne? Hayır." "O zaman göster." dediğimde hırsla kitabı elime tutuşturdu. Üzerinde İleri Düzey İksir yazıyordu. Ben konuşamadan Zabini konuşmaya başladı. "Senden iksir hakkında yardım isteyecektim Granger ama sende diğer Gryffindorlar gibi şüpheci ve kibirlisin." deyip gittiğinde elimde iksir kitabı utanç içinde kalakalmıştım. Zabini'ye kötü davranmak istememiştim, sadece araştırmalarımı görmesini engellemek, onları saklamak istemiştim. Saklamak. "Tabi ya." dedim ve elimdeki kitabı çantama koydum ve çantamı alıp kütüphaneden çıktım.

Bir Hansy HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin