12. Bölüm - İlk İz

1.9K 426 194
                                    

•Ailemizi birlikte büyütelim!

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.(;
Keyifli okumalar Fâni'lerim.💙

——-

Aras, omzuna bastırdığı elini serbest bırakırken, şaşkınlığından taviz vermek istemeyerek kastı çehresini. Acısı; yüz tuvaline en değerli fırça darbesi olurken, oldukça heybetli bir şekilde, doğruca kendisine bakan meleğe ilerledi. Attığı her adımda Uriel'i düşündü. Her yeni yakınlıkta, sanki Murmur'a değil de kendi meleğine yaklaştı. Ve sanki, her yer suspus olmuş, sadece onun adımlarını izliyordu. Artık zamanı gelmiş, hatta geçiyordu bile.

Yaklaştıkça, yüzündeki alaycı sırıtışını bu kez kendisine armağan ederken, zafer saydığı meleğe büyük bir sevinçle baktı. Fakat tam da o sırada, tüm bu güzel tabloya keskin bir bıçak olan hamle, meleğin yavaşça yok olmasıyla atıldığında aniden durdu. Hiçbir şeye anlam veremedi. Kurduğu güzel hayaller, bir el olup ayağına sıkı sıkıya yapışırken, olduğu yerde iyice mıhlandığını hissetti. Kalp atışları yükseldiğinde, gözlerindeki arayışı her yana savurdu. Bu kadar yaklaşmışken yeniden sıfıra dönmek istemiyordu. Üstelik, meleğinin kalp ritimleri durma noktasına dayalı yavaşlıktayken, bir saniyesini heba etmek dahi istemiyordu. Gökyüzünde uçuşa geçen bir kuş, onun bu haline acımışçasına yanık bir tınıda bağırdı.

Ve yine tam da bu sırada, kalbine şok dalgası olan ses hemen arkasından gelince, elinden kayıp giden umut balonlarına zıplayıp bir kez daha tuttu iplerinden. "Beni mi arıyorsun?" dedi kulağını süpüren ses. Hızla arkasına döndü. Dili, işlevini yitirmişcesine konuşmayı reddetti. Sadece baktı. Göğüs kemikleri hızını kaybedip yavaşladı. Son baharın kışa mektup çalan bulutları; olduğu yerin tam üzerlerinde birbirlerine randevu ayarlayıp buluşurken, meleğin bakışları kısıldı. Sırtındaki kanatlar yavaşça yok olduğunda başına geçirdiği kapüşonu tutup, indirdi. Siması, hiç unutulmamak üzere Aras'ın zihnine kazındığı sırada bir kez daha devreye girdi melek. "Yaralanmışsın." Mavi gözlerini omzuna indirdi. "Bir Agimod'u öldürmek, herkesin harcı değil. Ve sen, bunu en basit şekilde başardın."

"Agimod?" diye tekrar etti Aras. İlk defa gördüğü yaratık kadar, ismine de yabancı kaldı.

Esen serin bir rüzgar, Murmur'un omzuna dökülen bakır renk saçlarını uçuştururken, göğsünü şişirip bir süre gökyüzünde dolaştırdı gözlerini. "Bir iblis için fazlaca bilgisiz gibisin," dediğinde yeniden ona döndü. "Az önce öldürdüğün varlık, bir Agimod'du. Perdelerle kapanmış alemlerden sadece birinin halkına verilen isim. Oldukça acı vericidirler ama sen, buna bile katlanabiliyorsun. Hayranlık uyandırıcı."

Aras, dikkatle dinlediği sözleri, giderek karışan ve ağrıya gebe kalan beynini düzeltmek isteyerek durdurdu. "Her neyse!" dedi, ani hiddetle. Omzundaki acıdan bi haber saydığı meleğin bu ders verici konuşmalarını es geçip, asıl konuya gelmek istiyordu artık. "Beni Araf'a geçirmeni istiyorum," diyerek, direkt olarak konuya girdi.

Melek; dudak büzüp, kaşlarını havalandırdığında, ellerini iki yanında kaldırarak, ağır adımlarıyla Aras'a yaklaştı. "Sana, bunu yapamayacağımı söylemeyeceğim. Durduk yere böyle bir teklifle geldiğine göre, sağlam bir kaynağın vardır demektir."

"Teklifle gelmedim. Direkt söylüyorum."

Murmur, ellerini indirirken kafasını sallayıp yeniden dudak büzdü. Adeta dalga geçiyormuşçasına yüzüne eklediği mimikler, Aras'ın sinirlerini bozsa da Uriel için sessiz kalmayı tercih etti. "Ben yine de, bunu teklif olarak alıyorum," dedi. "Diyelim ki, Araf'a geçmene yardım ettim... Bana ne verebilirsin ki, bunu neden yapayım?"

EBYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin