3.9

588 41 29
                                    

MUTLAKA AÇIKLAMA KISMINI OKUYUN!

vee işte beklenen o an geldi. yeni bölümle sizlerin karşınızdayım. içime sinmese de gelen yorumlara dayanamayıp elimden geleni yapmaya çalıştım. umarım begenirsiniz.

umarım beğenip bol bol yorum yaparsınız.

umarım kocaman bir aile oluruz. güzel olur bence.

sayımız artıyor. hayallerime adım adım yaklaşıyorken bana destek olun lütfen.

ve bir şey daha bana okumak için texting ya da fic tarzı kitaplar önerir misiniz? kendi yazdığınız da olabilir. okuyacak kitap bulamıyorum please.

neysem çok yazdım yine.

iyi okumalar...

Tırnaklarımın içine girmiş ıslak toprağa baktım. Çamur parmak uçlarıma kadar bulaşmıştı. Beni rahatsız etmemişti. Aksine küçükken evimizin küçük arka bahçesinde ki çiçeklerin dibinde ki toprakla oynadığım anlar aklıma geldi.

Annemden her seferinde azar işitirdim. Koruyucu meleğim olan babam her zaman ki beni pelerinin arasına saklayıp tehdit ve azarlamadan kurtarırdı. Bu hallerimize annem sinir olsa da onun da alttan alttan gülümsediğini her zaman bilirdik. Belki de bu yüzden bilerek hata yapardım.

Hata yapmaktan çekinmezdim. Annemin her seferinde kızgın suratının altında ki sevgiyi ve aslında sahte kızgınlık hissedilirdi. Bunun yanlış olduğunun farkına vardığımda çok geçti.

Çünkü ben sadece annem bana kızarken ciddi olmadığını sanmıyordum. Herkesin öyle olduğunu sanıyordum. Ben herkesi kırıyordum. Bilerek. Çünkü ben, onların bana kırılma ihtimallerini düşünecek kadar büyüyememiştim.

Bunun en büyük kanıtı anonimdi. Onu kırmıştım. Neden kırdım ya da nasıl kırdım hiçbir fikrim yoktu ama bunun bilerek ve kasıtlı olduğunun farkındaydım.

Şimdi özür dilesem affeder miydi?

"Jennie! Oyun oynuyoruz çabuk gel!" Arkamı dönüp ellerini beline koyup bana seslenen Lalisa'ya döndüm.

Sadece bedenimin bir kısmını çevirip. "Gelmesem?" diye sorduğumda ayağında ki ayakkabısına uzandı.

"Kaldır o kıçını seni velet. Bekliyorum."

Gözlerimi devirip oturduğum yerden kalkıp yanıma gittiğimde ona dik dik baktım. Bana gözlerini kısıp otuz iki diş gülümserken koluma girip beni çember yaparak oturan kalabalığa sürükledi.

En fazla on beş-yirmi kişiydik ve genelinin ismini bilmiyordum bile.

"Sehun'ların tam karşılarına oturalım ki şişenin bize gelme olasılığı artsın. Merak etme Yoojung yerimizi ayarladı." Kulağıma doğru eğilip fısıldadığında şaşkınlığımı saklamaya çalıştım.

"Merak etmiyordum zaten Lalisa." dedim Yoojung'u görüp yanına giderken. "Bunları planlamak senin için hiç zor olmadı değil mi?"

"Sussana biraz." dedi ve yerimize oturduk.

Promise ~jenkaiWhere stories live. Discover now