3.8

669 53 23
                                    

tekrar tekrar baştan başlayıp okumanız dileğiyle.

bol bol yorumlarınızı bekliyorum.

ve diğer bölümlerde nasıl olaylar bekliyorsunuz, telefonda mesajlaşmaları daha sürdüreyim mi yoksa artık bir sonunu getir mi diyorsunuz?

diğer bölümlerde Jennie ve Jongin'i  hangi durumlarda okursunuz diye bir soru sorsam?

cevaplarsanız sevinirim.

teşekkürler...

iyi okumalar.


"Bunun çadır olduğuna emin miyiz?" diye sordum Lalisa'ya. Zira çadıra asla benzemiyordu.

Elinde ki kullanım kılavuzuna dikkatle bakıp yaptığı çadıra döndü ardından. "Teknik olarak yazılanları uyguladık ama sonuç yok. Benzemiyor bile ya."

Oflayıp elinde ki kılavuzu alıp kendim incelemeye başladım. "Acaba nerde hata yaptım biz ya?"

"Hadi Jongin'den yardım iste. Hatta Sehun'da gelsin. Tek yapmak zor olabilir."

"Kötü amellerine beni alet ermesene sen. Tek başına etkile çocuğu." diyerek yanından ayrılıp çadırın yanına gittim.

Yarım saat içinde Lalisa'nin söylenmeleri ve benim uğraşlarım sonucunda çadırı tam olarak kurabilmiştik. Tam çadırın önüne ayaklarımı uzatmış ellerimi yere koyup destek alarak uzanırken hocanın bize seslenmesiyle doğru düzgün dinlememeden yerden kalkıp hocanın yanına gittik.

Yemekte ekmek arası köfte vardı. Yanıma aldığım içecekle çadırının önüne giderken arkamdan da Lalisa ve Yoojung geliyordu. Çadırını bizim çadırınızın yanına kurmuştu. Hem de tek başına.

"Senin ekmeğin niye bu kadar dolu görünüyor?" diye sordu Lalisa. Elini uzatıp elimden aldı ve içini açtı. "Ayrımcılığa bak. Benim iki köftem varken sana doldurmuşlar. Kim hazırladı bunları?"

"Uzatma Lalisa. Öyle denk gelmiş demek ki."

Bana gözlerini devirip bakışlarını etrafta taradı. "Gönlümün efendisi, köfte ekmek yedi mi acaba?"

"Yemediyse ne yapabilirsin ki?" dedi Yoojung ağzının dolu olmasını önemsemeden konuşurken.

Lalisa büyük bir lokma alıp ağzında ağır ağır çevirirken omuz silkti. Ağzında ki lokmayı tam yutmadan "Hiçbir şey." dedi ve içeceğinde büyük bir yudum aldı.

"Biraz daha yavaş yesenize siz. Bozulacaksınız." dedim ikisine de şaşkınca bakarken. Lalisa'nın nasıl yediğini biliyordum zaten ama Yoojung'un böyle olduğunu bilmiyordum. Aslında pizza yemeye gittiğimiz gün anlamalıydım.

Yedi büyük boy pizzayı ikisi bitirmişti. İkiside çok zayıftı ve ikisi de çok yiyordu. Ben ne çok yiyordum ne az. Buna yeteri kadar diyebiliriz aslında. Zor kilo alıp zor kilo veren biri olduğumdan uzun zamandır aynı kilodaydım.

"Yemekleri yedikten sonra göletin oraya gidelim mi? Şimdi ay ışığı da veriyordur suyun üstüne. İzlemesi güzel olur." dedi heyecanla Yoojung. Ben başımla sessizce onaylarken Lalisa ise ağzını şapırdata şapırdata tamam dedi.

Yemeklerimizi sessizce yerken arka cebimde ki telefon titremişti. Yemeğimi bağdaş kurduğum dizimin üstüne koyup telefonu çıkarıp ekranı kaldırdım. Mesaj anonimdendi.

anonim: nasıl buldun buraları Jennie?

anonim: hava mis gibi değil mi

jennie: sen de mi geldin?

Hemen başımı kaldırıp etrafı tarafım. Telefonlar burada çekiyordu ve neredeyse herkeste telefon vardı. Onu bulmam imkansızdı.

anonim: boşuna arama bence

anonim: beni bulamazsın

jennie: napıyorsun?

anonim: yemek yiyorum

anonim: herkes gibi

anonim: köfte ekmekler güzel olmuş.

jennie: evet güzel olmuş.

anonim: afiyet olsun.

anonim: ben pişirdim köfteleri

anonim: hatta senin ekmeğini ben hazırladım.

anonim: sana vermeyi çok isterdim jennie

jennie: demek o yüzden kızlardan daha çok çok köfte var ekmeğimde

jennie: senin yüzünden Lalisa köftelerime sulanıyor.

anonim: onlar sana ait

anonim: hepsini midene indir

anonim: ve bu arada da

anonim: ellerine eldivenlerim çok yakışmış.

jennie: havanın soğuk olacağını düşündüğüm için giydim.

jennie: sana geri vereceğim yoksa

anonim: ben de beren var.

anonim: ben onu sana vermem

anonim: eldivenleri de istemiyorum.

anonim: sende daha güzel duruyor

jennie: köftelerim soğuyor

jennie: gittim ben

jennie: sende ye yemeğini

(Görüldü) ✔✔

PROMISE

instagram: cessaverunt *Bu hesap benim kişisel hesabım

instagram: rose.llxy *Bu ise hikâyelerimden hazırladığım kesitleri paylaştığım hesap.

Promise ~jenkaiWhere stories live. Discover now