5.bölüm

6.5K 407 91
                                    

Sabah kalktığımda kedim hâlâ yanımda uyuyordu.
Yatakta doğruldum ve kedimi de alıp, mutfağa indim.
Bu gün cumartesi günüydü ve babam her hafta sonu olduğu gibi yine evde değildi,bana sürekli arkadaşlarla takıldığını söylüyordu.

Bu gün Wonho'nun partisi vardı.
Aslında tam olarak parti denilemez di çünkü çok kişi olmazdı sadece bizim arkadaş grubumuz olurdu.

Aşağı indiğimde kedimi koltuğa koydum ve mutfakta kahvaltı hazırlamaya başladım.
O gün olacak partiyi düşünürken,birden aklıma kedimi kimi ne yapacağım geldi, sonuçta partiye kedimi götürücek değildim ya, ama bu gün babam eve gelmeyecekti o yüzden evde kedime bakıcak kimse yoktu, sanırım kedimide yanıma almak zorunda kalıcam.

Kahvaltımı hazırladıktan sonra sofraya oturdum ve meyve suyumdan bir yudum aldım.
Ayağımda hissettiğim yumuşak his beni masanın altına bakmaya zorladı.
Kedim ayağımın etrafında sürtünerek daire çiziyordu,o an aklıma kedimin mamasını koymadığım geldi,hemen sandalye den kalktım ve kedimin eşyalarının olduğu, poşetleri karıştırmaya başladım.
Ben kedimin mamasını hazırlarken, kedim masanın altında beni izliyordu, mamasını kaba koyduktan sonra mama kabını kedimin önüme koydum,sonra başka bir kan alıp içine su doldurdum, onuda kedimin önüme koydum.
Kedim biraz tereddüt ettikten sonra mamasını yemeye başladı,
Bende kahvaltımı yapmaya devam ettim.

Kahvaltımı bitirince, masayı topladım ve salona geçtim.
TV'de boş boş kanalları gezmeye başladım.
İzlenilecek bir şey olmadığını anladığım da , kumandayı koltuğa fırlattıp, kafamı yastığa gömdüm.

Birden kedimin sesini duyunca gözlerimi açıp, etrafa bakındım.
Kedim bana doğru yürüyüp, bana yaklaşınca olduğu yerde durup, miyavlamaya başladı.

Birden  kedime isim vermediğim aklıma geldi.
Hmm acaba ismini ne koysam?
İsim koymada hiç iyi değilimdir.
Aklıma bir şey gelmeyince , internette aramaya başladım.
Gizmo, Smokey, Jasper , Lilly...
Gibi isimler vardı ve bu tür isimlerin kedime, uygun olmadığını hissediyorum.

Kafam karışmıştı, kedimi yanıma aldım ve  isim aramaya devam ettim.
Tam isimlere sırayla bakarken kedim patisiyle telefonun ekranına dokundu.
Jimin? Kedim ekranda jimin yazan yere patisini vuruyordu.
Belki tesadüfen vurmuş olabilir, neyse önemli değil ona bir isimle seslenmem yetecektir.

Kedimi koltuğa bıraktım ve kedime gözlerimi dikip, Jimin?
Dedim.
Kedim sanki beni anlamış gibi miyavlamaya başladı.
Bu ismi sevmiş olmalı, artık ona Jimin diyeceğim.

Tam bunları düşünürken telefonumun sesiyle irkildim, telefonuma uzandım, bu Sehun'du telefonun aramasını açtım ve konuşmadan dinlemeye başladım.
" Kanka Wonho partiyi biraz erken vermeye karar vermiş, ben şuan partideyim, çok kişi yok zaten sende gel.-Sehun"

" Kanka annem bana doğum günü hediyesi olarak
Kedi almış ve evde şuan kediye bakacak kimse yok, gelmesem mi ki?-jungkook"

"Ha? Kedinide getir, kendi çocuğumuz gibi severiz onu haha -Sehun"

"Saçmalama ya , bensiz eğlenin siz - jungkook"

"Salak mısın kanka gel iş- -Sehun"

"KANKA SENDE GEL ÖZLEDİK SENİ!! -Wonho"

"Azcık sessiz ya ! Tamam geliyorum kapat kapat ! -jungkook"

"Kank- Wonho"

Tabiki telefonu ilk ben kapattım.
Kedimi salonda bıraktım ve odama çıkıp, üstümü giyinmeye başladım.

Giyindikten sonra salona indim,kedim hâlâ koltukta duruyordu, "şirin kedim benim"
Bir dakika ona Jimin diye seslenmeliyim ama sürekli unutuyorum "Jimin şirin kediciğim benim" kedim söylediğimi anlamış gibi yanıma geldi ve kafasını ayağıma sürtmeye başladı.

Uwu çok şirin!
Jimin'i kucağıma aldım ve dışarı çıktım.
babamın yedek arabası burdaydı ona bindim, jimin'i yan koltuğa koydum ve arabayı   Wonho'nun evinin yoluna doğru sürmeye başladım.

Cat Boy  ° jikook & kookmin °Where stories live. Discover now